Hayat bir başkadır, binlerce yıl çok sayıda medeniyete beşiklik etmiş Anadolu topraklarında.

Bazen halaylar çekilir, saz ve keman sesleri ahenkle raks eder köy meydanlarında.

Bazen de yüreklere kor düşer; feryatlar arşa yükselir, gök kubbe çatlar ağıt sesinden.

Gönül isterdi ki hep sazların, kemanların, klarnet ve türlü çalgıların en güzel tınılarıyla uyanalım.

Ama olmadı, güne ağıt sesleriyle uyandı benim güzel ülkem.

Oysa Şubatın henüz ilk haftasındaydık.

Türkiye Kasım ayından itibaren kar yağışıyla rötarlı da olsa henüz tanışıyordu.

Şiddetli soğuklar ise adeta çivi kesiyordu.

Tarihler 6 Şubat’ı gösterdiğinde kış ortasında bir kor ateşi düştü milletimin gönlüne.

İstiklal Madalyalı kahraman şehrimiz Kahramanmaraş merkezli olmak üzere aynı günde iki depremi birden yaşadık.

Yaklaşık 13,5 milyon nüfusun yaşadığı geniş bir coğrafyada binlerce bina yıkılarak enkaz yığınına dönüştü.

Binlerce insanımız da enkaz altında kaldı.

Yüzyılın felaketini yaşayan ülke olarak, hem yas tuttuk, hem de kenetlenip tek vücut olduk.

Dayanışma ve yardımlaşma duygularımızı had safhaya çıkardık ve bunu yaşamaya devam ediyoruz.

Ve kahraman madencilerimiz…

Enkaz altında kalanların kurtarma çalışmalarında bir hafta geride kaldı.

Öncelikle AFAD olmak üzere resmi ve özel tüm kuruluşlar, gönüllüler ve yabancı ülke ekipleri bugüne kadar enkaz altında kalan çok sayıdaki insanımızı kurtararak hayata kavuşturdu.

Tıpkı 99 Marmara depreminde olduğu gibi kurtarma faaliyetleri için depremin etkilediği etkilenen yerlere gönderilen Uzun Mehmet’in torunu madencilerimiz yine destan yazdı.

Madencilerimiz, maden direklerinden yaptıkları domuzdamlarıyla diğer ekiplerin giremediği yerlere korkusuzca girerek enkaz altındaki insanlarımıza ulaştılar.

Binaların beton yığınları arasında umut bekleyen depremzedelerle kurdukları diyaloglar, depremzedeler için adeta terapiye dönüşüyordu.

Barındıkları mekânlarda bıraktıkları izlerle de Zonguldak insanının gönül ve kültür dünyasını en duru şekilde yansıtan madencilerimiz, unutulmayacak şekilde gönüllerde taht kurdular.

“Kader gayrete âşıktır.” sözünün tezahürü oldular.

Tüm Türkiye ve dünya Uzun Mehmet’in torunları madencilerimizin kurtarma çalışmalarındaki kahramanlıklarını konuşur hale geldi.

İyi ve kötü günde birlik dayanışma ruhu içinde yekpare devletiyle birlikte olan asil milletimizle, devletin kurumlarıyla ve özelde de kahraman madencilerimizle ne kadar gurur duysak azdır.

Türkiye, kahraman madencilerimize minnettardır.

Depremde hayatını kaybeden insanlarımıza Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyorum.

Milletimizin başı sağ olsun.