Bugün arkadaş ortamında “ Hayırdır, yüzünde gülücükler açıyor, nedir bunun sırrı? “ diye sordular.

Bir an gaza geldim, “ Hazır mısınız? Sizlere mutluluğun formülünü, gülen yüzümün sebebini açıklayacağım. “ dedim.

Afalladılar, şaşkın bir şekilde yüzüme baktılar; ben de daha fazla gizem yaratmadan mutluluğumun nedenini,

“ Dün 42,60 TL’ye 5 kilo toz şeker aldım. “ diye açıkladım.

Hepten şaşırdılar “ Zamdan önce almışsın “ dedi biri ve benim mutluluğum gelen zammı duyunca bir kat daha perçinlendi.

Beni kimse yanlış anlamasın, kusuruma da bakmasın;

Yemin ederim zam gelmeden önce evin alışverişini yapan aileye olimpiyat madalyası verecek durumdayız. ( Tabii önce alışveriş yapmak için yeteri kadar parası olması gerekiyor. )

Mutluluğum kısa sürdü ama “ Yoğurt alamadığımı “ hatırlayınca…

**

“ Zor olan ne, biliyor musun?

Çığlık çığlığasın ama sesini duyan yok. “

Nedir bu diye soran olursa,

“ Bu şehrin gençlerini anlatan çaresizlik marşı “ demeyeceğim merak etmeyin,

Cemal Süreya dizeleri bunlar, korkmayın, korkmayalım!

Şiirden korkulmaz, şiir size zarar vermez; şiir yazana zarar verir, yazana ıstırap olur.

Yazanın kanayan yaraları edebiyatta ilaç, insanlığa da merhem olur.

Bu sözlerime kanıp da bu şehrin gençlerini es geçmeyin ama bir kez daha.

Kimlerin seslerini duyuyoruz?

Çığırtkanların,

Yalan diline yuva yapmış olanların,

Allah kelamıyla gözünüzün içine baka baka toplumu kandıranların,

Koltuk sevdalılarının,

Yetinmeyi bilmeyenlerin,

Cebinizdeki parada, devletin malında gözü olanların,

Ve alayını duyuyoruz.

“ Ya kimleri duymuyoruz? “ diye soran olursa eğer,

Gerçekten ihtiyaç sahibi olanların ( onlar zaten alenen söyleyemezler ),

Bu şehre hizmet etmek isteyen ( edebiyat, sanat, spor, bilim vb.) gençlerimizin,

Sizinle aynı düşüncede olmayan ya da düşüncelerinizin yanlış olduğunu delilli ispatlı size gösterenlerin,

Liyakatsizlik uğruna hak ettiği yerlerde olamayanların,

Yalakalık ve yalamalık bilmeyen; onurlu – şerefli ve dik duruşlu bir şekilde hayatını ikame ettirenlerin.

Algıda seçicilik mi desek buna çıkarda seçicilik mi yoksa bambaşka bir şey mi?

Tam olarak bilemiyorum.

Ama sizlerin fikirlerini fazlasıyla merak ediyorum,

Umarım duyulabilenlerdenimdir de bu kadar satır heba olmaz.

**

Bu kadar kelamdan sonra aklıma Rahmetli Muhsin Başkanın şu sözleri geldi:

“ Bir saniyesine bile hakim olamadığımız, hükmedemediğimiz bir hayat için, bir dünya için bu kadar fırıldak olmanın anlamı yoktur. “

Üzerine yazacak söz bulamadım, beni mazur görün,

Sevgi ve Saygılarımla.