Seninle ve Cumhuriyet’in 100. yılıyla gurur dolu olsam da bir iki gündür utancımdan yazamıyorum,

Hem de öyle böyle bir utanma değil.

Memlekette çok şey değişti – öyle böyle değişme değil hem de,

Ama o dönem seni istemeyenlerin torunları değişmedi hala o şuursuzlar var memlekette ne yazık ki.

Gençler umutlarını kaybetti, zor şartlarda okumaya -  hayata tutunmaya çalışıyorlar işte:

Eğitim sistemi devamlı değişiyor, sınav soruları kaç kez çalındı, sınavları cemaatler ele geçirdi,

Sınavlar kazanıldı; ekonomik sıkıntılar karşılarına çıktı,

Kyk yurtları çıktı; yemeklerde sıkıntılar oldu - asansörler kaza yaptı, asansöre güvenmiyorsanız yürüyün diye savunmalar yapıldı,

Gençler hem çalışıp hem de okumak zorunda kaldılar, hasbelkader okul bitti mezun oldular,

Sonra KPSS ve sorular yine birilerinin elinde bilmem neler oldu – yetmedi mülakatlar ve adamı olanlar kadrolara yerleşti,

Adamı olmayan gençler umutlarını kaybettiler – iş bulamadılar – bunalıma girdiler,

Liyakati zaten kaybettik, senden – benden referans modelleri hâkim oldu, gençlerin yüzü hepten gülmez oldu,

Parası olan askerlikten kaytardı – kerpiç evlerdeki genç kardeşlerim hayatlarını kaybetti; ana haber bültenlerinde 40-50 saniye gazete sayfalarında kıyıda köşede yer aldılar,

Önceleri “ Şehitler Ölmez Vatan Bölünmez “ diye sloganlar atılır tepkiler gösterilirdi şimdiler de şehitlik kavramı alıştırıldı ve neredeyse tepkisiz kalınmaya başlandı.

Algılar yönetiliyor cennet vatanımda BÜYÜK ATAM, onlar gibi olmayanlara vatan haini denmeye başlandı,

Ciğeri beş para etmez adamlar yüreği vatan sevdasıyla yanan insanları ötekileştirdi,

Ekonomik krizler vurdu – imkansızlıklarla birleşti; garibanın tenceresi kaynamaz oldu ve hatta garibanın bir treni vardı onu da aldılar elinden.

İnsanlar zar zor elde ettikleri işlerinde önleri kesildi, ekmekleriyle tehdit edildi – çoluğu çocuğu işe girebilsin diye anne babalar sindirildi.

100. yıl kutlamalarında 100 yıl öncesiyle bugün kıyaslamasıyla açıklama yapılırken kıyasladıkları şeyin Vahdettin dönemi olduğunu da pek algılayamadılar,

Senin kurduğun diyanet adını ne yazık ki anmıyor, senin bize armağan ettiğin cennet vatanımızda yaşayıp da seni kötüleyecek kadar nankör olan insanlar türedi,

Onlar değil bizler vatan haini ilan edildik – ötekileştirildik, terörist ilan edildik; onlar gibi düşünmediğimiz – senin ilke ve inkılaplarını yaşamaya çalıştığımız için,

Ama o kadar büyüksün ki dünyanın her köşesinde adın – şanın – heybetin – zekân - dehan– başarın konuşuluyor. İçimizdeki şuursuzlar fark edemeseler de büyüklüğünü…

EY TÜRK’ÜN BÜYÜK ATA’SI,

İstiklâl ve Cumhuriyetimizi korumak gerektiği zaman, içinde bulunacağımız durumlar ve şartlar ne olursa olsun, kudret ve cesaretimizi damarlarımızdaki asil kandan alarak, bütün engelleri aşıp her güçlüğü yenmek azmindeyiz.

Türk gençliği olarak özgürlüğün, bağımsızlığın, egemenliğin, cumhuriyet ve devrimlerin yılmaz bekçileriyiz. Her zaman, her yerde ve her durumda Atatürk ilkelerinden ayrılmayacağımıza, çağdaş uygarlığa geçmek için bütün zorlukları yeneceğimize, namus ve şeref sözü verir, kendimizi büyük Türk ulusuna adarız.

Türk Gençliği.

Sevgi, Saygı, Özlem ve Şükranlarımla.