Halk hakkını neden aramaz!
Zonguldak’ta pek çok kişi sosyal medya üzerinden parti - siyaset meseleleri söz konusu olduğunda aslan kesiliyor.
Kimi zaman seçmen refleksi.
Kimi zaman parti, kimi zaman hamşehricilik, kimi zaman çıkar veya başka sebepler yatıyor hep altında!
Oysa ki merkez ilçenin büyük bir ayıbı var.
O da halk otobüslerinin olmaması.
Selim Alan zamanında başlayan sorunlar Tahsin Erdem döneminde de devam ediyor.
Selim Alan’ı haklı olarak eleştiren ve bu sorun ile seçim kampanyası yürüten CHP ve Tahsin Başkan da sorunu çözemedi.
Şu oldu bu oldu fark etmez.
Sonuçta Ak Partili seçmen de, CHP’li, MHP’li seçmen de gelmeyen halk otobüsünü bekliyor!
Sıraya giriyor!
Planlı ve saatli ulaşım hizmetleri sağlanmadığı için binlerce insan mağdur oluyor.
Bu bir sorun.
Ama konuşulamıyor bile!
Ahkam kesmekle olmuyor ki bu işler.
Ulaşım hizmetleri sorununu çözemeyen bir belediye başkanı; “Ben belediye başkanıyım” demesin!
Tüketici Hakları Derneği Başkanı Ali Topaloğlu da olmasa bu haksızlıklara ses çıkaran kimse yok!


Çapsız siyasetçiler ve halk!
Zonguldak’ta bazı siyasetçiler var.
Veya siyaset adına iyice çapsızlaşan.
Konuştukça batmaya devam eden.
Ve kendi kendini bitiren.
Onlar siyaseti hizmetten çok kendi ticaretleri için yapıyor.
Nasıl olsa bu şehrin kerizi bol!
Sade vatandaşın iyi niyetini sömürmek alışkanlık haline geldi!
İki boya, biraz sos, biraz da vatan – millet!
Al sana siyasetçi!
Hepimiz bunlara fazla prim vererek kendimize, bu şehre, geleceğimize haksızlık yapıyoruz!
İyi tanıyalım bunları!
Kendinize saygınız varsa hakkınızı arayın!

Üst geçit ne olacak?
Zonguldak şehir merkezinde bir üst geçit tartışması var.
Biliyorsunuz.
Biz anlatmaktan yorulduk.
Vali Bey el attı da bu aşamaya gelindi.
Fakat bundan sonrası!
Bir tane dikildi.
Duruyor.
Halk ona o halka bakıyor!
Öyle karşılıklı bakışıyorlar!
Ne olacak şimdi?
Öyle kalacak mı?
Zonguldak Belediyesi bundan sonrası devralacak mı?
Ey halk?
Memnun musunuz?

İbretlik hikaye ders olsun!
Bolu'da, 21 Ocak'ta Grand Kartal Otel'de çıkan yangında 78 kişinin yaşamını yitirdiği, 137 kişinin yaralandığı faciaya ilişkin davada karar açıklandı.
Aralarında otel sahibi ve belediye başkan yardımcısının da bulunduğu 11 sanık, ölen 34 çocuk için 34 kez ağırlaştırılmış müebbet, diğer ölen kişiler için de 44 kez müebbetle cezalandırıldı.
Olayın detaylarını, insanların diri diri yanmasına giden ihmalleri izlediniz.
Şimdi olaya bir de şu açıdan bakıyoruz.
Siyasetten iş dünyasına, spor camiasından medya dünyasına en üst düzey isimleri ağırla.
Çuvalla para kazan!
Parayı koyacak yer bulama.
Ve o kadar açgözlü ol ki yeterli tedbirleri alma, insanları haber vermeden bırakıp git.
Valla samimiyetle söyleyeyim Allah kimseyi bu duruma düşürmesin.
Buradan çıkarılacak başka bir sonuç daha var.
Bu kadar aç göz olmayalım.
İnsanı ve insani değerleri hayatınızın merkezine koyalım.
İnsan yaşamına saygı duyalım.
Paramıza, gücümüze güvenmeyelim.
Kazamıyorsanız anlarız da kazanıyorsanız çalışanların üç kuruşluk ücretine göz koymayın!
Alın bakın işte!
İbretlik hikaye ortada!
Bunu görmek için bu kadar masum insanın ölmesi mi gerekiyordu!

Onkoloji’de neler oluyor?
BEÜN Tıp Fakültesi Hastanesi Onkoloji binasına ne zaman uğrasak çaresizliğin zulmünü görüyoruz.
Neyse ki hekimlerimiz ellerinden geleni yapıyor.
Hatırlarsınız hekimsiz kaldığımız günlerde çok ses çıkarmıştık.
Çok şükür şimdilerde 2 hekimimiz var.
Ama inanın yetmiyor.
Hekimlerin hasta başına daha uzun vakit geçirmesi gerekiyor.
Ölümle kol kola, bin bir endişe ile kapılarda beklemek zorunda kalan vatandaşlarımızın sayısında patlama var.
Çevre illerden de hastalar geliyor.
Şu an 4 onkolog hekim olsa anca yetecek gibi.
Bu arada bina da yetersiz kalacak.
Kanserde yaşanan patlama korkunç.
Be bizlerin ne olacağı belli değil.
Ve bizler; “kanserde patlama yaşanıyor” bile diyemiyoruz.
Termik santralciler hemen üzerlerine alınıyor!
“Parasıyla değil mi” diyerek koca bir şehri susturuyorlar!
Neyse demek ki bu gidişle hekim sayımız onu bulacak!
Siz ne diyorsunuz bu işlere Metin hocam!