Özölçer gidecek mi kalacak mı?
Sabah erken saatlerinde Gazipaşa’da dolaşırken bir esnafımızın çayını içtim.
İkinci yudumu içmeden konu şehir, ekonomi, üniversite, belediye hizmetlerine gelir genelde.
Bu sefer üniversiteye geldi.
Üniversite hastanesinde gösterilen çabaları, yenilikleri ve Rektör İsmail Hakkı Özölçer’i hatırlatarak çok net bir cümle kullandı.
“Bu rektöre sahip çıkın. En az bir dönem daha kalmalı. Bu şehirde Tıp Fakültesi Hastanesi’nin ne kadar önemli olduğunu daha iyi anladık. Bu çabalar yarım kalmamalı. Daha önceki gibi biri gelirse hastane eski günlerine döner. Yazık olur.”
Buraya aynen taşıdık bu sözleri.
Elbette her yöneticinin eksiği fazlası vardır.
Bu Rektör Özölçer de olsa.
Arada biraz şekeri yükselse de geçen dönemin aksine ortaya konulan performans çok önemliydi.
Özellikle de Tıp Fakültesi Hastanesi’nde.
Başhekim Burak Bahadır hocamızın mutlaka çok daha fazla bildiği vardır.
Yapılanların çoğunu anlatmıyorlar.
Ortaya çıkan memnuniyet galiba en çok iktidar kanadını memnun ediyor.
Çünkü Rektör hoca ve ekibi, yükselen çıta ile hem siyasetçilerin hem de şehrin üzerinden büyük bir yükü alıyor.
İmkanlar dahilinde mükemmeliyetçi bir çaba ile çalışan Özölçer ve ekibinin başarısı çok net ortada.
Sonuç olarak önceki dönem TBMM Başkanı Mustafa Şentop ve Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Zonguldaklı Saadet Oruç’un da katılımıyla yapılan akademik yıl açılış töreni sonrasında Ak Parti Milletvekilleri ve İl Başkanı Mustafa Çağlayan da olup bitenin farkında olarak gerekeni yapacaktır diye düşünüyorum.
Özölçer’den daha çalışkanını, daha özverilisini bulabilirseniz neyse ama bulamazsanız bir önceki dönem ki gibi çuvallar ve emekleri ziyan edersiniz!

Ferdi Ataman diyor ki!
CHP Zonguldak İl Eğitim Sekreteri Ferdi Ataman, okullarda artan veya daha çok farkına varmaya başladığımız akran zorbalığına dikkat çekmiş.
Bunlar eskiden de vardı ama kameralar yoktu, akıllı telefonlar ve böylesine toplumsal farkındalık yoktu.
Zonguldak’ta okullarda yaşanan ki bazılarının okul idarecilerinin ihmali ile yaşandığını da bildiğimiz zorbalıklar görüyoruz.
Ataman’ın şu sözü çok önemli.
Diyor ki;
“Devletin görevi yalnızca okul açmak değil, çocukları koruyacak psikolojik, sosyal ve güvenli ortamı yaratmaktır.
Ama bugün geldiğimiz noktada okullarımızda yetersiz rehber öğretmenler, ihmal edilen psikolojik destek hizmetleri ve boşluğa terk edilmiş eğitim politikaları ile karşı karşıyayız.
Birçok okulda yüzlerce öğrenciye tek bir rehber öğretmen düşüyor.
Çocuğun çığlığını duyan yok, fark eden yok, önlem alan yok.”
Duyarlılığı için teşekkür ediyoruz.
Umarız bu şehirde söz ve yetki sahibi olan herkes farkındalık için üzerine düşeni daha fazla yapar.

Safiye Karaarslan ne yapacak!
Bir dönem Kılıçdaroğlu Gönüllüleri sorumlusu olarak öne çıkan Safiye Karaarslan’ı sık sık CHP Genel Merkez koridorlarında görüyoruz.
Tarzı ve özgüveni bazen eleştiri konusu olsa da, Karaarslan’ın; “Ben buyum. Sahte değil.
Olduğum gibiyim” yaklaşımı daha fazla karşılık buluyor.
Yerel düzeyde bazen kısır çekişmeler siyasetçileri hedef alsa da, kararlılık ve doğru adımlar mutlaka meyvesini verecektir.
Aktörler değişiyor, Safiye Karaarslan inadı ve kararlılığı siyasette aktif rol almaya hazırlanıyor.
Zaman zaman eleştirsem de yakın gelecekte kendisini çok daha fazla göreceğiz.

Doç. Dr. Emrah Keskin
BEUN Tıp Fakültesi Hastanesi’nin anında aksiyon alan, pozitif enerjisi ile hayata 1-0 önde başlamanızı sağlayan, egosuz ve ulaşılabilir hocalarından.
Nöroşirurji yani Beyin ve Sinir Cerrahisi alanında yaptığı çalışmalar, uyguladığı tedaviler ve hastalarla kurduğu diyalog ile aranan hekimlerden biri.
İlk defa ameliyatsız inme tedavisi gerçekleştiren Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi (ZBEÜ) Hastanesi, bölgeye ve dünyaya sağlık alanında sunduğu nitelikli hizmetlerini bir kez daha kanıtlamış oldu.
Daha önce beyninde damar baloncuğu tespit edilen hastasını damar içi tedavi yöntemiyle sağlığına kavuşturmasıyla gündeme gelen Emrah hoca, kısa süre önce de ameliyatsız inme tedavisi ile BEUN’de bir ilke imza atmıştı.
Tüm hasta ve hasta yakınları adına kendisine teşekkür ediyor başarılar diliyoruz.