Harran Üniversitesi Öğretim Görevlisi Sabri Kürkçüoğlu’nun sosyal medyadaki vefat haberi ilişti gözüme.

Haberi okurken, barındığım mekânın penceresinden süzülen ışık hüzmeleri yüreğime nüfuz eden ateş topuna dönüştü adeta.

Zira vefat eden kişi Urfa’nın kültür hafızası ve folklor araştırmacısı Halil Binbaşıoğlu’ndan başkası değildi.

Zonguldak’ta da izi ve ilgisi olan, bir buçuk yıl önce tanıştığım mümtaz bir şahsiyetti.

Ömrünün son deminde elinde sazıyla Zonguldak’a gelip vefat ettiği belirtilen Urfa Halk Müziğinin ünlü sanatçısı Mukim Tahir’le ilgili araştırma yapıyordum.

Araştırma sırasında ulaşmak istediğim en önemli kaynak kişilerden birisi de Halil Binbaşıoğlu’ydu.

Kendisine telefonla ulaşarak gerçekleştirdiğim kısa söyleşi sırasında verdiği altın değerindeki bilgilerden çok istifade etmiştim.

Zonguldak’a yolu düşen Urfalı

Halil Binbaşıoğlu’nun Urfa’dan Zonguldak’a uzanan ve Urfa kültürüne büyük katkı sağlayan zaman yolculuğundan bazı kesitleri sizlerle paylaşmakta fayda mülahaza ediyorum.

1945 yılında Urfa’da doğdu. Sanat Okulu mezunuydu.

Okul bitince Urfa YSE(Yol-Su-Elektrik) İl Müdürlüğünde Teknisyen olarak işe başladı. Ardından Yüksek Tekniker olarak üniversiteyi tamamladı. Yönetici statüsüne geçti.

Askerlik görevinin ardından YSE’deki görevine döndükten sonra Urfa dışına tayini çıktı.  Urfa dışında görev yaptığı illerden biri de karaelmas diyarı Zonguldak olmuştu.

1978 yılında Zonguldak’ın havasını teneffüs edip yörenin yol, su ve elektrik işlerinin ifasında emek verdi.

1979 yılında tekrar Urfa YSE İl Müdürlüğü’ne döndü. O güne kadar “Ekmen” olan soyadını “Binbaşıoğlu” olarak değiştirdi.

1992-1994 yıllarda Şanlıurfa Belediye Başkan Yardımcılığı yapan Binbaşıoğlu, bu görevi sırasında Urfalı sanatçı Mukim Tahir’le ilgili bir gelişmeye tanıklık eder.

Mukim Tahir’den önce Zonguldak’a gelen Urfalı Köşker Hacı Mustafa Nacar, Halil Binbaşıoğlu’nu ziyaret ederek, sanatçının Zonguldak Yenice’de vefat ettiğini ve buraya defnedildiği bilgisini verir.

Kendisine aktarılan bu bilgi üzerine Mukim Tahir’in mezarının bulunması ve Urfa’ya nakline dair Zonguldak’a yazılı başvuruda bulunsa da bir sonuç elde edemez.  

Halet parası ile teyp aldı

Halil Binbaşıoğlu’nu sıra dışı kılan en önemli özelliği ise onun Şanlıurfa müziğine olan sevdasıdır.

1961 yılında henüz lise yıllarındayken yörede adına “halet parası” denilen kız kardeşi gelin olurken hediye edilen 1.000 TL ile bir adet teyp satın aldı.

1982 yılında teybinin yanına bir de video kamerayı ekledi.

Teyp ve video kamerayla Seyfettin Sucu, Dede Osman, Abdullah Uyanık, Kazancı Bedih ve arkadaşları, Şükrü Hafız, Şevki Hafız (Altıngöz), Culha Hafız, Mustafa Şahin, Ahmet Cankat, Karaköprülü İsmail gibi sanatçıların ses ve görüntülerini kaydederek 50 yıllık büyük bir arşiv oluşturdu. 

Binbaşıoğlu bununla da kalmaz.

Şanlıurfa kültür hayatına dair 190 adet videokaseti ve 800 adet ses kasetinden oluşan kişisel arşivini 2010 yılında Şanlıurfa İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü'ne bağışlar. Bu örnek hareketi ile Valilik tarafından plaketle ödüllendirilir.

Şanlıurfa halk müziğinin yaşatılması ve gelecek kuşaklara aktarılmasını sağlayan arşivini “Vefatımdan sonra bu hazinenin kaybolmasına gönlüm razı olmadı.” diyerek devlete bağışlayan Halil Binbaşıoğlu’na Allah’tan rahmet diliyorum.

Merhum Halil Binbaşıoğlu’nun bu davranışının tarihçi ve araştırmacılara örnek olmasını diliyorum.