“Polat Türkmen... Ahmet Çolakoğlu... Hamdi Uçar!” başlıklı yazıya gerek mesaj ve yorum yoluyla gerekse telefonla çok sayıda destek geldi.
Sendikal kimliği ile tanıdığımız Sadettin Dede’den farklı bir yorum geldi.
*
Diyor ki;
“İlimiz için siyasilerle ilgili tespitlerinize katılırken bu yükü sadece onların sırtına yüklemenin haksızlık olacağını düşünüyorum. Şehri ekonomik olarak kalkındırmak için siyasetin yanında sağlam bir bürokrasinin, etkili stk'ların ve cesur iş adamlarımızın olması gerektiğine inanıyorum. Cumhuriyet tarihinin ilk ve enerjinin lokomotifi olmuş bu ilin sizce de belki dünya değil fakat Türkiye çapında bir zengini olması gerekmiyor muydu? 
Neden olmadı? 
Bir çok ili gezin bakın birkaç zengin iş adamının omuzladığını görürsünüz. 
Mesela Bolu ile İzzet Baysal nasıl da bütünleşmiştir. 
Ülkenin karar noktalarına yakın yerlere bir türlü etkili bürokratlar yerleştiremiyoruz. 
Herkes kendi küçük hesaplarında boğulup gidiyor vesselam.”
*
Öncelikle teşekkür ederim.
Küçük bir ekleme yapmak gerekirse;
İşte özlenen bu değişime birilerinin öncülük etmesi gerekiyor. Siysi aktörler bunu yapabilir.
Zonguldak çocuklarının önünü kim kesiyor?
Soyarak zenginleşeni koruduğumuz, ödüllendirdiğimiz kadar, hakkıyla çalışıp kazananı yerden yere vurarak servet düşmanlığı yaptığımız bir kent olduğumuzu unutmamalıyız.
*
Zonguldak çocuklarının önünü kim kesiyor?
Zonguldaklı, Trabzonlu, Rizeli, Konyalı, Erzincanlı diye kimler bölüyor?
Çaycumalı, Devrekli, Ereğlili, Beycumalı diye kim çatıştırıyor?
*
Bu çatışmalardan kimler beslendi?
Kimler besleniyor?
Kimler beslenecek?
Bir düşünelim bakalım?
*
Bu şehrin hamurunda samimiyetsizlik olduğu sürece, samimi siyasetçiler, bürokratlar ve stk yöneticileri, yine samimiyetsiz siyasetçiler ve bürokratlar tarafından cezalandırıldığı sürece değişim söz konusu değil.
Liyakatı yok saydığınız, şehri siyasilerin egolarına ve ihtiraslarına teslim ettiğimiz  yerde ayaklar altında ezilmeye mahkum bir şehiriz!
Bu şehrin başaramayacağı şey yok.
Yeter ki samimiyet olsun.

Erol ağabeyi kaybettik
Zonguldak Belediyesi'den emekli sevgili Erol Gürler ağabeyimizin kalp krizi sonrası ani ölüm haberiyle şok olduk.
O güler yüzünü hiç eksik etmediği anlar geldi sürekli gözümün önüne.
Bu üzüntü şehirde de dalga dalga yayıldı.
Sosyal medya üzerinden yüzlerce mesaj geldi.
Meğer ne çok seveni varmış.
Üzgünüz.
Bazı acıların telafisi yok.
Hayatın devam eden zorunluluğu karşısında hep yeni umutlara muhtacız.
Allah sıralı ölüm versin.
Kimseyi kimseye muhtaç etmesin.
Mekanın cennet olsun Erol ağabeyim.
O güzel kalbin ve güler yüzün sana cennetin kapılarını açsın.
Evladına, eşine ve ailene sabır versin.