Ne büyük mitingler gördü bu şehir!
CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in mitingi üzerine konuşulacak çok şey var.
En birincisi siyaset, samimi kalabildiğince kalıcı ve kabul edilebilir olur.
Genel başkanları yanıltarak, isteyerek ve bilerek yalan- yanlış şeyler söyletmek ki geçmişte başka siyasi liderlerde de bunları gördük irite eder.
Özellikle yerel algı çabasıyla yapılan eylemler ve söyletilen sözler döner durur söyleyeni veya söyleteni bulur.
O nedenle ülke gündemi üzerine yürütülen kampanyayı anlatmak için gelen Özgür Özel’i etkileme, göze girme ve ilk seçimde adaylık kapma yarışına dönen bir miting olmuş.
Ayrıca rakamsal tartışmalar çok önemli değil.
Eğer rakam konuşacaksak CHP’nin böyle tartışmalı bir dönemde bu kalabalığın çok üzerine çıkabilmesi gerekirdi.
Yine de sonuçlar aman aman bir gösterge de değil.
Önemli olan o kalabalığın işlevi, sinerjisi, gerekçesi.
Aslen MHP’li olup İmralı konusunda Özgür Özel’in mesafeli duruşuna destek amacıyla gelip kenardan kenardan izleyen de vardı, CHP’li olup Zonguldak Belediye Başkanı Tahsin Erdem’e tepkisi nedeniyle o alana gelmeyi reddeden CHP’li de.
Güzel bir hava, güzel bir zamanda yapılan böylesi mitingin enerjisi ve kitlesel etkisi çok ama çok daha fazla olmalıydı.
Siyasette kitlelerin siyasetçiler gibi düşünme çabası çoğu zaman şehre zarar yazar.
Bu miting sonrası da aynı şeyleri görüyoruz.
Sonuçta şehrin gerçeğine bakalım.
Siyasi iktidarın son üç- dört yıla kadar gösterdiği ilgisizlik nedeniyle pek çok alanda rekabet enerjisini kaybetmiş, yalnız kalmış, kan kaybetmiş, göç vermeye devam eden şehirde bizim memleket.
Ve özellikle il merkezinde belediye ve belediyecilik hizmetleri sınıfta kalmış şehir de bizim memleket de.
Biz;
“Bu benim mitingim – senin mitingin” tartışmalarının şehre bir şey kazandırmadığını çok gördük.
Ne büyük mitingler gördü bu şehir.
Ne liderler geldi - geçti şu garip meydandan!
Sonuç ortada!

Ey Zonguldaklı!
Biz hep diyoruz ki;
“Ortak akıl”
“Hizmet aklı”
Zonguldak Belediyesi’nin başında kim olursa olsun hep bunu söyledik.
İsmail Eşref biraz dikkate alıyordu.
En çok dikkate alanlar ise Bülent Kantarcı.
Vedat Öztürk.
İşine geldiği zaman da Halil Posbıyık.
CHP Lideri Özgür Özel’in söylemleri il başkanı ve belediye başkanını bağlar.
Selim Alan zamanında yapılan yere bugün Kent Lokantası yapıyorsanız; “Bizden önceki belediye başkanı arkadaşımız ve bakanlığımıza bu yatırımları yaptığı için teşekkür ederiz. Biz de buraları doldurarak hizmeti tamamlamış olduk” demek kimseye bir şey kaybettirmez.
Barajın elektrikleri ve suyu kesildiğinde Ahmet Çolakoğlu’nu arayıp destek gördüğünüzde bir teşekkür etmek kimseyi eksiltmez.
Ve daha fazlası.
Örnekler saymakla bitmez.
Hep yazdık.
“Kantarcı’yı biraz örnek alın” dedik.
Ama olmaz.
Çünkü siyasi iktidarı her konuda engelleyen olarak göstermek veya yapılan yatırımların üzerinden kolay ilerlerken bölge milletvekiline veya idarecilere bir teşekkür etmemek oluşturulmak istenen siyasi algının hızını keser.
Bunlara göre önemli olan siyasi algının kaymağı!
Şehrin gerçekliğinin, şehrin insanlarının ne çektiğinin fazla bir önemi yok.
CHP’nin, vatandaşların ekonomi ve bazı politik nedenlerden kaynaklı tepkisel birikimi üzerinde saltanat süren CHP’li bu isimleri iyi görmek lazım!
İktidar temsilcilerinin yanlışlarından muhalefet cephesinin bahanesinden bıktı bu şehir!
Sonuç olarak şehrini seven, hizmet etmek isteyen biraz empati yapar.
Ama bunlar kendilerini sevmekten şehri sevmeye vakit bulamıyor!
Bakmayın o gürültülere ey Zonguldaklı.
Kandırılan hep sen oluyorsun!

Hepsi denetlensin!
Gıda güvenliği üzerine yeni tartışmalar var.
Mesela Zonguldak merkez ve ilçelerde gıda güvenliğine uymayan lokanta, fırın, börekçi, pideci, pastane ve diğer işletmeler yok mu?
Var!
Denetimler tam, doğru ve rastgele gizli yapılmadığı için fazla sorun yokmuş gibi duruyor?
Neye göre?
Kime göre?
Mesela Belediyeler halkın sağlığından sorumlu.
Ama göstermelik denetimler dışında var mı bir icraat?
Yok!

Yaşar Karaman’ı idam edelim!
Şu şehirde yaşanan öfke ve linç kültürü kadar başka bir şehir var mıdır acaba?
Mesela Yaşar Karaman.
Zonguldak Sanayi ve Teknoloji İl Müdürüydü.
Eksiktir fazladır ama bu şehrin çocuğu ve bu şehirde kimin işi olsa koşan bir isim oldu yıllardır.
Ama yaranamadı.
Bayburt’a sürüldü.
Suçu varsa şutlansın.
Ama yoksa!
Bir milletvekilimiz çok istedi diğerleri de imza attı.
Zonguldak’a gelen bürokratın neden ve nasıl geldiğinden bihaber yaşayan sayın milletvekillerimiz, iş Zonguldak’a çok daha fazla faydası olabilecek Yaşar Karaman veya benzer isimler olduğunda nedense bir kenetleniyorlar!
Geçmişte Ahmet Karayılmaz’a Ankara’da bir görev bulamayanlar şimdilerde kendisinden nasıl kurtuluruz derdine düşüyor.
Muharrem Demirci mesela.
Tunceli’ye sürülmüştü.
Yani insanların görev yeri değiştirilir ancak çok ekstrem bir durum olmadığı sürece Zonguldak’ın kendi çocuklarına veya başarılı bürokratlara karşı uygulanan linç kimseye kazandırmaz!
O nedenle Yaşar Karaman’ı Valilik meydanında bir darağacı kurup idam edelim!