Genel seçim ile yerel yönetim seçimlerinin birbirinden ayrı tutulması gerektiğini söyledik.
Ancak insanları canından bezdirirseniz babasını bile tanımaz!
Daha önce pek çok defa yazdım.
Ülkemizin en büyük sorunu adaletsizlik.
Hepimiz karşılaştığımız adaletsizlikler karşısında kendi adaletimizi sağlamaya çalışıyoruz.
Gelir dağılımında, yasaların uygulanmasında, bürokraside, kamuda, istihdam politikalarında, sporda pek çok alanda adaletsizliğin oranları büyüyerek devam ediyor.
Bir tarafta inanılmaz büyük israf rakamları, bir tarafta kuru soğana muhtaç insanlar.
Ayrıca emekli dediğiniz birey, tek bir birey değil.
Herkesin de TTK emeklisi olmadığını iyi düşünmek lazım.
Çoğu yerde emekli demek en az çarpı üç demek.
Siyaseti genelde tuzu kurular yaptığı için arka mahallelerde neler yaşandığını göremiyorlar.
Yani sosyal medyalarında bolca pazardan video paylaşmakla olmuyor bu işler.

Özcan Ulupınar ve Kamil Altun neden kazandı?
Tencere kaynamadığı için hükümete duyulan tepki sandığa yansıdı.
“Kozlu’da Ali Bektaş tencere yüzünden kaybetti de Kilimli’de Kamil Altun neden kaybetmedi” diyenler var.
Bunun için 10 tane neden sayabiliriz.
Kilimli’de de tencere sandığa etki etti.
Ancak CHP’nin adayının Erol Sarıal olması, İYİ Parti’den aday olan Ak Parti'li Mesut Şalvarcıoğlu’nun her iki kanattan topladığı oylar ile Erol Sarıal kadar oy alması ve Kamil Altun’un insan odaklı pozitif yaklaşımları ile bireysel avantajlarını koruması yeniden seçimi kazanmasında etkili oldu.
Benzer durum Devrek’te de oldu.
Zonguldak’ta MHP’liler Cumhur İttifak’ı adayı Selim Alan’a sırt dönerken Devrek’te Özcan Ulupınar’a ciddi destek geldi.
Ayrıca Özcan Ulupınar’ı biz yıllardan beri birkaç konuda çok eleştirdik.
Ancak Ulupınar’ın ölüsünü bile ipi göğüsleyeceğini unutanlar oldu.
Yani tencere tepkisi bölgelere göre sayısal farklılık gösterir.
Öyle olmasa bugün Kamil Altun ve Özcan Ulupınar daha yüksek farkla seçimi alırdı.


Çiçek böcek işi!
Belediye başkanı seçilen isimlerin hatta savcıların; “Çiçek göndermeyin falanca yere bağış yapın” çağrısı çok anlamlı.
Güzel bir duyarlılık göstergesi.
Ama!
Çiçek gönderen pek çok kişinin amacı zaten o odaların bir köşesinde kendilerini göstermek.
“Bak ben buradayım” demek.
Mehmet Şık, tüm çiçekçiler adına tepki gösterdi.
Manevi bağlar ile maddi bağları çarpıştırmamak lazım.
Özetle; başkanlara çiçek göndermeyi düşünen kişiler, gerçekten o çiçeklere verecekleri paraları gidip de bağışta bulunsa kimse pek bir şey diyemez.
Ancak; “Dostlar alış verişte görsün” dedirtmek için çiçek göndermeyi düşünenlerin böyle bir çağrıdan sonra o güzide kurumlara bağış falan yapmayacaklarını da biliyoruz.
Çiçekçiler de daralan ekonomide can çekişiyor.
Haklarını savunmaları böylesi manevi desteklerden uzak kaldıkları anlamına gelmesin.
Mehmet Şık da öyle diyor.
“Bana falanca hayır kurumuna bağış yaptıklarını göstersinler ben o çiçekleri bedava göndereceğim”


Belediyelerdeki soygunlar!
Yönetimi değişen belediyeler ile ilgili önceki başkan ve yönetimlerin harcamaları yayılmaya başlandı.
Aslında her başkanın birkaç yandaşı, her başkanın iş yaptırdığı sabit isimler, her başkanın koruduğu müteahhit veya benzer durumlar olmuş görünüyor.
Fakat her iş, her ihale, soydurmak ve soyguna ortak olmak anlamına gelmiyor.
Valla çalan, çaldıran hesap versin.
Ne var ne yok açıklansın.
Bu işin Ak Parti’lisi, CHP’lisi, MHP’lisi olmaz.
Çok ilginç şeyler duyuyoruz.
Devrek ile sınırlı değil iddialar.
Şahıs beyanlarına dayalı asla belgelendirilemeyecek çok daha vahim işler var!


Kamil Altun sabırlı davranmış!
Kilimli’de Kamil Altun’un bizzat destek olduğu bir gariban muhtemel o ki; başka bir adaya yakın isimlerden verilen gaz ile bazı videolar paylaşmış.
Akıl alacak gibi değil.
Başkan ile ilgili pek çok şikayet gelince durumu araştırdım.
Adam 5-6 yaşlarındaki çocuğuna Kamil Altun’un fotoğraflı broşürlerini ayağı ile çiğnetmeye çalışıyor.
Sonra, Kamil Altun’un annesiyle çekilen fotoğrafı seçim broşürlerinde kullananlar da oldu.
Kamil Altun gerçekten sabırlı davranmış.
Zaten o sabrı gösterebildiği için kazandı biraz da.
Yani politik anlamda her türlü eleştiri olacak ancak işleri bu boyuta getirmek kimseye bir şey kazandırmaz.
Ayıptır.
Bizim, Kamil Altun’a tavsiyemiz yine de sabırlı olması.
Çamur atmakla Altun değer kaybetmez.
Bazen en önemli ceza; 
“Yüzüne bakıp hayırlı işler demektir”
Kaldı ki; gelecek dönemler için sorumluluğu çok fazla artmış, iktidar partili belediye başkanı olarak kalmayı başarmış isim olarak yeni hedefleri olmalıdır.

Muhalefet belediyeleri ne yapar?
Son günlerde en güncel sorulardan biri şu;
“Tahsin Erdem Zonguldak’ta,  Altuğ Dökmeci Kozlu’da maaşları ödeyebilir mi?”
Sevgili dostlar.
Büyük çoğunluk seçimi genel seçim havasında sürdürürken bu soruyu çok sorduk.
“Çıkıp hesap kitap tablosunu, gelir gider durumunu anlatın” diye
Kimsenin işine gelmedi.
Kimi; “Tasarruf edeceğiz” dedi, kimi; “Ekrem – Mansur baba” dedi.
Büyük sıkıntıların yaşanacağı veya bazı yerlerde rutin belediyecilik hizmetlerinin dışına çıkılamayacağı kesin.
İller Bankası kesintileri başladığında, yeterince kaynak yaratılamadığında, tahsilatlar yapılamadığında elbet sıkıntılar yaşanacak.
Kimsenin bir bahanesi olmasın.
Bu halk “enkaz aldık” edebiyatı duymak istemez.
Bunu derken şunu da söyleyelim.
İktidarın sayın Milletvekilleri ve kurumları da muhalefet partili belediyelere keyfi zorluklar çıkarmasın.
Bunlar geçmişte çok oldu.
Derdimiz hizmet ise her başkan ve siyasetçinin Zonguldaklıya yakışır şekilde davranmasını bekleriz!
Bu süreçlerin takipçisiyiz.
Ve bu durumları sık sık hatırlatacağız.