Son dönemde pek çok acı manzaraya tanık olduk.
Bazen kendi dertlerimizi unutup o insanların yardımına koşmaya çalıştık.
Bu şehrin bürokratları da siyasetçileri de STK’ları da asıl konuşmaları gereken şeylerden çok uzaklar.
Sokakta, mahallelerde, arka sokaklarda çaresizliğe itilmiş insanlarımız, umudunu kaybetmiş gençlerimiz ve üç kurşun kaleme muhtaç çocuklarımız var.
İyi insanların çabaları da yetmiyor.
Ülkenin ekonomik ve sosyal durumu ne olursa olsun bu şehrin söz ve yetki sahiplerinin şehrin asıl gündemine, insanlarımızın acı hikayelerine dönmeleri gerekiyor.
Bu şehirde söz ve yetki sahibi olanlar sık sık bir araya gelerek yerel ve alternatif çözümler bulmak zorunda.
Travmalar, çaresizlikler büyüyor.
TSO Başkanımız Metin Demir ve diğer TSO başkanlarımıza çağrıda bulunuyoruz.
Korkmayın.
Koltuklardan kalkın.
Bu şehrin acı gerçeğini daha fazla haykırın.
İş istihdam ekmek üçgeninde yapılması ve hızlandırılması gereken konuları haykırın.
Esnaf odalarının değerli başkanları.
Memurluk yapmayı bırakın.
Zonguldak’ı gerçekten seviyorsanız masaya davet edin tarafları ve kararlı adımları başlatın!

Ahmet Çolakoğlu’na çağrı!
Zaman zaman eleştirdiğimiz bir isim Ak Parti Milletvekili Ahmet Çolakoğlu.
Hakaret – küfür olmayınca kapılar da kapanmıyor.
Kendisi de sağ olsun ergen siyasetçilerimiz gibi ‘küstüm oynamıyorum’ demez.
En azından biz böyle bir tavır görmedik.
Hakkını da teslim etmek lazım siyasetçilerimizin.
Ahmet Bey bazı politik tartışmaların ötesinde geçtiğimiz döneme göre çok daha rahat, çok daha aktif ve çok daha fazla sözü geçen bir vekilimiz oldu.
İlk dönemin aksine çoğunluğu vadi bölgesi olsa da çok daha fazla faydalı olmaya çalışıyor.
Belediye seçimlerinde CHP’ye verdiniz diye kimseyi cezalandırmaya kalkmıyor.
Sorunlar, yatırımlar konusunda ortaya koyduğu performans CHP’li Belediye Başkanı Bülent Kantarcı ve pek çok CHP’liden teşekkür alıyor.
Daha fazla faydalı olmasını bu faydaların diğer bölgelere de daha fazla ulaşmasını bekliyoruz.
Ve geçen de yazdım.
Zonguldak’ın olmayan fuar merkezi başta olmak üzere, atıl yerler, eksik kalanlar ve yanlış giden işler karşısında da çok daha aktif olması kentin kazanımınadır.
Mesela o konulardan biri de Bülent Ecevit Üniversitesi’ne kampüs alanı içinde yıkılan yurt alanı.
Üniversite ve şehrin geleceği için burası çok önemli.
Yurt binasının bir başka noktaya yapılması için imkanlar var.
Sayın Çolakoğlu’nun bu konuya el atarak Zonguldak için hayati bir hatanın önüne geçmesini bekliyoruz.


İmam böyle yaparsa!
İnsanları namazdan, dinden soğutacak kadar ileri giden Atatürk düşmanlığından bıkmayan, israf uyarısı yaparken kendisi israfın içinde yüzen çok değerli büyüğümüz görevinden alınmış.
Milletçe çok üzüldük!
Zira dinimizde israf haramdır. İsraf, nimetin sahibi olan Yüce Allah'ın er-Rezzâk ismine saygısızlıktır. Bu yüzdendir ki Rabbimiz, Kur'an-ı Kerim'de müminleri bize anlatırken “Onlar, harcama yaptıklarında ne israf ederler, ne de cimri davranırlar. Bu ikisi arasında bir yol tutarlar.” buyurmuştur.
Yerine geleni de göreceğiz.
Bakalım bir fark olacak mı?

Kendini kandıran şehir!
Niyetimiz ortak akıl.
Niyetimiz hizmet aklı.
Niyetimiz çaba.
Niyetimiz çorbaya biraz olsun tuz eklemek.
Şimdi Zonguldak’ta neyi tartışalım desek politik körlük direniyor.
Doğrunun ne olduğuna bakılmaksızın başlıyor kavga.
Ve millet sürü psikolojiyle takılıyor peşine.
Kanadı fark etmiyor.
Sorunu, sorunun çözümünü konuşamadan politik körlük ve inat bu şehri rehin alıyor.
En basit meselelerde bile öyle.
Özellikle merkez belediyede yaşanıyor bu işler.
Şu sözleri hatırlarsınız.
“Küçük insanlar kişileri, ortalama insanlar olayları, büyük insanlar ise fikirleri konuşur”.
Sokakta her kanattan her cepheden insanı dinliyoruz.
Ve dert yanmayan yok gibi.
Ne kadar ağlayan insan varsa büyük çoğunluğu parti denilince tüm dertlerini unutuyor!
O nedenle biz fazlasıyla hak ediyoruz bu tabloyu!
Kusura bakmayın ama isterseniz bakın!
Öyle değil mi Murat ağabey!

Başkanlar ve Müteahhitler!
İnşaat sektörü durma noktasında.
İnşaat piyasası durmamalı.
Konutsal ve kentsel dönüşümün durması piyasanın durması anlamına geliyor.
Ancak belediyeler planlı ve bütüncül projelerle değişimin ve yenilenmenin önünü açaakken engel oluyorlar.
İmar- mimar tartışmaları pilan- pilav tartışmalarıyla uzayıp gidiyor.
Bu bir sorun.
Müteahhitlerin hepsini hırsız olarak görenler kendi hırsızlıklarının üstünü kapatıyor!
Kimse hukuksuz iş yapmasın.
Bunda hemfikiriz.
Ancak başkan beylerin oturup bu işleri dert etmesi, çözüme kavuşturması da bu kadar zor değil.


Örgütler uyuyor mu?
Zonguldak Belediye Başkanı Tahsin Erdem ve bazı CHP belediye başkanlarının halktan kopuk tavırları trajikomik bir hal alıyor.
“Beni sosyal medyadan takip ediyorsan her zaman görmene gerek yok” anlamında yaklaşımlar çok acı.
Demagoji kokan söylemleri sosyal medya algısı ile süsleyerek halktan uzaklaşan başkanlar halkın gözünün içine baka baka yalan söylüyor.
Örgütler siyaset yapmadan önce kendi belediye başkanlarını hizaya çekmeli!

Z HABER’den!
Sevgili dostlar.
Biz doğrunun, adaletin, hizmetin, samimiyetin, üretimin, paylaşımın tarafındayız.
Kimse ile ne bir hesabımız var ne başka bir talebimiz.
Geçmişte de böyleydi bundan sonra da böyle olmaya çalışacağız.
Aklı ve samimi olan bizim çağrılarımızdan ders çıkarır çıkarmayan kendisi bilir.
Üç günlük dünya.
Gerek yok her lokmada yalana!
Sağlık diliyoruz hepinize.