Çağlayan’dan neşter!
Uzunmehmet Göğüs ve Meslek Hastalıkları Hastanesi’nin Atatürk Devlet Hastanesi ek binasının bulunduğu eski hastane binasına taşınmak istenmesi ve buradaki hizmetlerin yeni Atatürk Devlet Hastanesi’ne kaydırılmak istenmesi sonrası birleştirme kararı alındı.
Tartışma bir bilgi kirliliğinden kaynaklandıysa onun kaynağı da sağlık idaresi yöneticileri.
Dolayısıyla burada yazdığımız yazının ardından Ak Parti İl Başkanı başta olmak üzere pek çok hekim dostumuz ve idareci aradı.
Çağlayan yaptığı açıklamada ek binada devam eden normal hizmetlerin yeni hastaneye taşınması gibi bir durumun söz konusu olmadığını söyledi.
Hatta Uzunmehmet Göğüs ve Meslek Hastalıkları Hastanesi’nin buraya taşınması ile bazı tetkik ve tedavilerin koordineli olarak daha iyi sağlanacağını söyledi.
“Sağlıkta birleştirme varsa o zaman neden ayrı ayrı idarelere gerek var” sorusuna karşılık ise Göğüs ve Meslek Hastalıkları Hastanelerinin statü ve kuruluş amacı gereği ayrı bir hastane olarak devam ettirilmesinin zorunluluğunu hatırlattı.
“Şehir Hastanesi olduğunda bu yapıya gerek kalmaz” dedi.
Uzunmehmet Göğüs ve Meslek Hastalıkları Hastanesi’nden arayan hekim dostlarımız ise yanlış anlaşılmanın kendilerinden kaynaklı olmadığına vurgu yaparak bu hastane bünyesinde verilen hizmetlerin formatının protokollerine dikkat çektiler.
Sonuç olarak idareci enflasyonu yaşasak da, Site’de bulunan ek hastane binasında acil ve diğer bazı hizmetler verilmeye devam edecek.
Uzunmehmet Göğüs ve Meslek Hastalıkları Hastanesi yıkılacak, yeni hastane yanında bulunan ve boş bırakılan hastane binası güçlendirme bekleyecek.
Yıllardan beri plansız ve yanlış işlerin sonucu olarak kim kuyuya bir taş atsa hepimiz onu çıkarmaya çalışıyoruz.
Bu arada Rüzgarlımeşe’deki Kadın Doğum ve Çocuk Hastanesi’nin akıbeti de merak ediliyor.
Ölü rahmet bulsun da nasıl bulursa bulsun misali.
Mustafa Çağlayan’ın tartışmalar sonrası anında müdahale ederek sağlık camiası ve kamuoyunda yaşanabilecek yeni bir tartışmanın önüne geçmesi önemliydi.
En doğrusu neyse o olmalı!
Kimsenin keyfiyetine, koltuk sevdasına bırakılmamalı!
Yine de bazı sorunlar kaçınılmaz.
Aykut’u kaybettik!
Aykut Akar’ı tanımazdık.
2010 yılında valilik binası önündeyiz.
DHA’dan Durmuş Sevindik arkadaşımız boyacı sandığı başında saygı duruşuna kalkan genci ve tam karşısında yine saygı duruşunda bulunan müşterisini gösterdiğinde pek çok kere denklanşöre basmıştım.
Ertesi gün manşetlerdeydi pek çok gazetede.
Böylesi törenlerde çekilen en anlamlı fotoğraflardan biri olarak uzun yıllar sosyal medyada dolaştı o fotoğraf.
Haberin ardından Milli Eğitim Müdürlüğü, onun Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi’nde yarım kalan eğitimine devam etmesi için seferber oldu.
Liman arkasında yüksek düşme sonucu tedavi altına alınan ismin 14 sene önce fotoğraflarını çektiğim Aykut olduğunu öğrenince çok üzüldük, dualarımızı gönderdik.
Ama olmadı.
Aykut’u kaybettik.
Mekanı cennet olsun.
Vedat Öztürk’e artı 5 puan yazdı!
Gökçebey Gaziler Köyü sakinlerinin imza toplayarak belediyeye bağlanmak istemesi siyasi müdahale ile askıya alınmıştı.
İl Genel Meclis Başkanı Necdet Karaveli’nin davet üzerine geldiği köyde konuşma yapması ve doğalgaz vaadi vermesi olayı bir başka boyuta taşıdı.
Özel İdare’nin mevcut kanunlarla gaz vermesi mümkün değilken ilerisi için bir umut verilmesi seçim sonucunu etkiledi.
Olayı AK Parti – CHP arasında bir yarışa döndürme çabası var.
Oysa ki bunların önemi yok.
Dün de yazdım.
Doğru ne?
Köylünün şu an en çok neye ihtiyacı var.
Belediye sınırlarına katılmanın artısı ne eksileri ne?
İktidarın ilçe başkanı da konuşmuş olmak için konuşuyor.
Ne oldu şimdi zafer mi kazanıldı?
Komik olmaya gerek yok.
Sonuç olarak köylü üç gün sonra yeniden sandığa gidecek.
Yani bazı şeyler kaçınılmaz şekilde değişiyor.
O nedenle bu süreç Vedat Öztürk’e artı 5 puan yazar!
Benim her iki başkana bir önerim var.
Birbirinizde telefon numaralarınız yok mu?
Yoksa Özcan Ulupınar sizi buluştursun!
Sokaklar!
Sokaklar perişan insanlarla dolu.
Caddelerin rengarenk görüntüleri bizi aldatmasın.
Üç kuruşa, üç simide, üç ekmeğe muhtaç insanların solgun yüzlerine iyi bakalım.
Şakaklarda kırılmış umutların çizgileri.
Genç yaşta umudunu kaybetmiş gençlerin çırpınışları.
“Ama ellerinde son model telefon” benzerinde bir genellemenin ötesinde gerçek çaresizliği yaşayan insanların dramlarına tanık oluyoruz.
Bu sayfalarda yer almayan garibanların, çaresizlerin, çocuğuna yetemeyen annelerin gözyaşlarına tanık olmaktan da yorulduk!
İsa Hoca!
Çaycuma’da görev yapan Kadın Doğum Uzmanı İsa Dürümcü'yü daha önce birkaç defa yazdık.
Yani bir hekimin canını sıkmak istemiyoruz ancak onu uyardığımız konularda farklı şikayetler ile gündeme geliyor.
Üç sene önce; “Altın yumurtlayan doktor” benzerinde bir yazı yazmıştık.
Bugünlerde yine gündemde hocamız.
Tüm bu iddialar yalan ise lütfen çıksın bir açıklama yapsın.
Kendisine haksızlık yapılıyorsa onu da paylaşalım.