Üç gün önce ve dün yine aynı yerde insanlar ölümle burun buruna geldi.
Her gün ve her dakika yaşanan bir durum bu.
Kaç defa yazdık.
Videolu anlattık.
Bir kişi daha ölürse sorumlusu kim olacak?
Fevkani Köprüsü yıkıldıktan sonra şehir içi geçiş güzergahı ve çevresinde ortaya çıkan trafik sorunu çözüm bekliyor.
Özellikle yaya trafiğinin nasıl güvenli sağlanacağı noktasında DSİ ve Karayolları çalışıyor.
Ama Zonguldak Belediyesi ortalarda yok.
Köprünün yıkılmasını gerekçe gösterip sorumlulukların altına girmeyen bir Zonguldak Belediyesi yönetimi var.
Oysa CHP döneminde köprünün yıkılması yönünde raporu da görmezden gelerek işi yokuşa sürmenin ne anlamı var.
Tamam.
Köprü yok.
Bu saatten sonra bir kişinin daha ölmemesi için ne yapıyoruz?
Karayolları zorluk çıkarıyorsa onu bilelim.
DSİ zorluk çıkarıyorsa onu bilelim.
Ama Zonguldak Belediyesi yönetimi; “Köprüyü yıktınız. Bize ne. Bizi ilgilendirmez” diyerek taş koyuyorsa onu da bilelim.
Biz bu şehirde böyle sorumsuzluk görmedik.

Salakça işler!
Zonguldak çok garip.
Her şeyin en güzelini isteyen bizler.
Her şeyin en güzeline layık olan bizler.
Her şeyin en güzeli için çalışan bizler.
Ama şehir yönetiminden şehir planlamalarına, insan ilişkilerinden ortak akla kadar en kötüsünü yapmak için yarışan da bizler.
Şu şehir o kadar güzel bir şehir olmasına rağmen inatla yanlışlara devam ediliyor olması çok salakça!
Valla kusura bakmayın!
Ama öyle şeyler görüyoruz, öyle şeylere tanık oluyoruz ki!
Ama bu beceriksiz hasta ruhlu insanlar, siyasi üniformalara tutunup bu şehrin başına bela olmaya, zaman kaybettirmeye devam ediyor!
Şaşkınlıkla izliyoruz!


Hedef saptırmayın - halkı kandırmayın!
Zonguldak Belediyesi’nden hizmet bekleyen vatandaşlar var.
Mahallelerde sorunlar var.
Vatandaşa; “Sen biraz dolaş gel” deniliyor.
Vatandaşa; “Başkan beye söyleyin. Ona ulaşamazsanız çocuklarına söylerseniz daha iyi olur” diyen belediye yöneticileri var.
Ülkenin genel siyasi atmosferi ile yükselen tansiyondan kütük kapma derdinde olan belediye başkanları belediyecilik hizmetlerinden çok siyasi formaları ile gündemde kalmaya çalışıyor.
Bunu CHP’li başkanlar kadar Ak Partili bazı başkanlar da yapıyor.
Tahsin başkan da bunlardan biri.
Bir belediye başkanı hizmetleri konuşmalı.
Hizmetlerden çok siyasi gündem ile meşgul olan başkanların hedef saptırma ve sosyal algı çabasında olduklarını görüyoruz.
Yapmayın.
Vatandaşı dinleyin.
Biz her gün dinliyoruz.
Vatandaşı yok saymayın.
Sosyal medya ile oluşturulmaya çalışılan sosyal algı çabalarının sonucunu gördük.
Bu halkı salak yerine koymayın!


Neredesin Atınç hocam! 
CHP’de Zonguldak Belediye başkan Adayı Belirleme  süreçlerinde ve Zonguldak Belediye Başkanlığı seçimleri sürecinde çok daha aktif gördüğümüz bir isim vardı.
Dr. Atınç Kayınova.
Verdiği pek çok mücadelede her zaman destek olduğumuz Atınç hoca ortalarda yok.
Söz verdi.
Kefil oldu.
Destek verdi.
Köprü oldu.
Ama sonra yok oldu.
Geçmişte haksızlıklara uğrayan da Atınç hocaydı şimdi halkın, mahallenin, vatandaşın, partililerin çağrılarını görmezden gelen de Atınç hocamız.
Tahsin Başkanın eli ayağı olup Zonguldak Belediyesi’nin çok daha işlevsellik kazanmasını sağlamasını beklediğimiz Atınç hocamız da ‘önce insan’ olmaktan vazgeçip ‘önce siyasetçi’ olanların arasına mı katıldı acaba!
Ergen tripleri de başlamış olmalı!
Biz kendisini geçmişin, geçmişte verdiği mücadelelerin hatırına unutmuyor hakkını teslim ediyoruz.
Galiba Atınç hoca da gidişattan memnun değil.
Tahsin başkanımızın, çocuklarının da Atınç hocadan bu kadar rahatsız olmasına gerek yoktu!

İtfaiye raporu için 250 bin istendi mi?
Zonguldak’ta adamın biri çıkmış diyor ki; 
“Başkan benden itfaiye raporu için 250 bin lira istedi”
“Sonra 200 bine düştü”
Konuşuyor.
İspatlarım diyor.
Başkan diyor ki;
“Yok öyle bir şey. Bana zorla vermek istedi. Ben kabul etmedim”
Konuyu inceliyoruz.
Bakalım kimin dediği doğru çıkacak!