Haydi her şeyi geride bırakalım.
“Kötü insanları, kötülükleri, belaları” desek ne olacak?
Bir bayram dileği, bir dua, bir sihirli cümle ile çözülecek mi sorunlar?
Hayır.
*
İnanç ve ibadetimizin gereği Allah’a, onun mucizelerine sığınıyoruz.
Kurban adıyoruz.
Hepimiz bir sınav veriyoruz.
Daha güzel bayramlar diliyoruz.
Düzeliyor mu her şey anında?
Hayır.
*
Her şerde bir hayır vardır inancıyla yaşıyoruz.
Allah hepinize nice güzel bayramlar nasip etsin.
Ama şehrimizde, ülkemizde, Filistin’de öyle acılar yaşanıyor ki, insanlarımız öyle açlık, yoksulluk ve çaresizliklerle yaşamak zorunda kalıyor ki;
“Bayram gelmiş neyime” havasına bürünüyor yüreğimiz.
*
İşte Kilimli yolunda bayrama girerken yaşanan kazalarda kaybettiğimiz çocuklarımız ve diğer insanlarımız.
Zonguldak kabus dolu bir gün yaşadı.
Ve o nedenle öyle büyük beklentilere gerek yok.
*
Ve onca memleket sorunu ortada.
Ve içi boş polemiklerin insanlarımızı getirdiği çıkmaz sokak!
Ve daha fazlası.
*
Neyse işte!
Allah hepimizi korusun.
İyi insanlara iyilikler versin.
Kimseyi açlıkla imtihan etmesin.
Hiçbirimize katlanamayacağımız acılar yaşatmasın.
Hiçbirimize evlat acısı yaşatmasın.
Kötüler ile iyilerin bir farkı olsun.
*
Bayram bizim kalbimizde, aklımızda, ailemizde, sevdiklerimizde, garibanın midesinde, dost yüreklerde, okurlarımızda.
*
Bazen bir nefes alabilmek en büyük bayram.
Sizleri seviyoruz.
Sağlık diliyoruz.
*
Özetle bir dilim ekmeği paylaşabilsek dünyada aç kalmazdı.
Paylaşmayı bilmedikten sonra bayram olsa ne olur bayram olmasa ne olur.
*
Mesele çok.
Sorun çok.
Nasıl olsa bayram sonuna kadar çözülmeyecek.
Dönüşte hepsini konuşuruz.
Üç günlük dünya.
Yalan dünya.
*
Ömer Bıyık olsa ‘Deli Bayram’ı yazardı.
Oysa pek çoğumuz için her günü bayram havasında yaşamak için de deli olmaya gerek yok!
*
Aramızdan ayrılan dostlarımızı, büyüklerimizi, meslektaşlarımızı rahmet ve saygı ile anıyoruz.
Sizleri seviyoruz.
Sağlık diliyoruz.
İyi ki varsınız.