Memleket olarak iki konuda her zaman iyi olduğumuzu,

Daha doğrusu uzman olduğumuzu düşünüp ve o konuda bilgimiz ya da eğitimimiz olmasa da bilenden daha çok konuştuğumuz iki konu,

Neyse uzatmayayım – hatırlatayım: “ Spor ve Siyaset “

Önce spor diyorum. Daha doğrusu ben spordan gireyim siz siyasete varın, ne diyor yine bu demeyin, birazcık sabır sadece.

Jesus’u biliyorsunuz Fenerbahçe’nin teknik direktörü,

Yetenekli kardeşimiz ARDA GÜLER’i yedek kulübesine mahkûm etmesini hepimiz eleştirdik.

Biz Fenerbahçeliler gibi futbola gönül vermiş her takım taraftarı Arda’nın oynatılmamasını, yedek kulübesinde beklemesini eleştirdik.

Bütün sporseverler, kamuoyu, futboldan anlayanlar “ Arda “ kesinlikle oynamalı, ondaki yeteneğin özelliğinden ve sıra dışı futbolcu olduğundan bahsettik.

Yeri geldi Jesus’u eleştirdik, yerden yere vurduk;

Arda nasıl oynamaz diye…

Şimdi ben ARDA diyeyim siz MANSUR anlayın!

Bütün herkes MANSUR YAVAŞ dedi, her kesimden insan hem de.

O da yetenek olarak siyasetin Arda’sıydı.

Herkesin gönlüne taht kurdu ve halk nezdinde sevilen sayılan,

İcraatları, tavrı -tutumu, dürüstlüğü ve saygınlığıyla özellikle de pandemi dönemi yaptığı çalışmalarla beğeni kazandı.

Genci yaşlısı herkes YAVAŞ dedi, anketlerden bahsetmiyorum bile.

Gel gör ki yedek kulübesinde mahkûm edildi.

Bir yiğit çıktı kazanacak aday dedi, “ YAVAŞ – İMAMOĞLU “,

Onu da her şeyi bilen ama halka inemeyen aydınlar yerden yere vurdu,

Etmedikleri hakaret, söylemedikleri şey kalmadı.

O aydınlar yıllardır zafer görmemiş – halka inememiş aydınlar.

Hükümeti eleştir, halka cahil de ama sakın onları anlamaya çalışma,

Eleştir, eleştir ama hayatta özeleştiri yapma!

Kâh şovenist yaklaşımlar kâh yukardan bakmalar kâh her şeyi ben biliyorum havaları derken

Halkın ta derinden MANSUR YAVAŞ sesini duymadılar ya da tabanı duymazdan geldiler,

3 sene boyunca yağmurda – çamurda cennet vatanımızı gezen,

Memleketi için endişelenen, halkı dinleyen ve milletin isteklerini dile getiren MERAL AKŞENER Hanımefendiyi yerden yere vurdular.

Demek ki neymiş, Arda yedek kulübesinde beklemez, çıkar oynar golünü atar asistini yapar.

Çok şükür Arda kardeşim çıktı babalar gibi mücadelesini etti formayı sırtına geçirdi, Türk futboluna ve futbolseverlere katkı sağlıyor.

Tebrik ediyor, onunla gururlanıyor onu çok seviyorum: gözlerinden öpüyorum CANIM KARDEŞİM.

Gelelim Sayın YAVAŞ’a forma fırsatı da geldi, Sayın AKŞENER çıktı televizyona Mansur Başkan gel dedi halk seni istiyor, ne yazık ki formaya teşekkür etti.

Kimse kusura bakmasın da seçimi o gün Sayın ERDOĞAN kazandı da çaktırmadı kimse.

( Ben 68 yaşında Türk Milliyetçisi – Ülkücü düşünceden gelen Yavaş olsam, bir dakika bile düşünmezdim. Yerel seçimlere zaten bir seneden az kaldı ve bu cumhurbaşkanlık seçimi kaybedilirse Ankara – İstanbul seçimi çok zor olacağı aşikâr. Velhasılıkelam bu kadar isteğe -çağrıya - desteğe karşılık çıkardım – seçimi kazanıp elli yıl sonra tarih kitaplarında yerimi alırdım. Kaybedersem de teşekkür eder inzivaya çekilirdim. )

Bu arada Sayın Erdoğan’ı da kutluyorum, 2 kelime ederek seçimi kazandı:

HDP ve LGBT.

Çok fazla da bir şey demeye gerek duymadı belki de…

Bir de oturdukları yerden vekil kazananlar var neyse.!

Bu arada sporla başladım sporla bitireyim, winner olmak diye bir deyim vardır.

Beşiktaş kötü giderse akla “ Sergen Yalçın – Şenol Güneş “ gelir,

Galatasaray kötü giderse akla “ Fatih Terim “gelir,

Fenerbahçe kötü giderse akla “ Aykut Kocaman, Ersun Yanal “ gelir,

Trabzon kötü giderse de akla “ Abdullah Avcı “ gelecek,

Neden mi?

Çünkü onlar kupa – şampiyonluk kazanan insanlar,

Winner etiketi önemlidir, güven verir – motive eder, destek olunur – saf tutulur – yanında olunur.

Ama  Ronaldo ve Messi pardon Yavaş ve İmamoğlu iki winner yedek kulübesinde bekletilmez.

Onlar da kazanan ya hani,

Her neyse son olarak oportünist insanlara duruşun – omurganın önemini hatırlatarak

Rahmetli Başbuğ’un sözleriyle selamlıyorum:

“ Kurt karın duyurmak için köpekliğe razı olmaz. “

Sevgi ve Saygılarımla.