Tarihi çağlar ötesine uzanan nehirler üzerinde yapılan su yolu taşımacılığı her geçen gün gelişiyor, yaygınlaşıyor.

Özellikle de Avrupa’da nehir taşımacılığı çok gelişmiştir. Main-Tuna kanalı ile birleştirilen Ren ve Tuna nehirleri ile Kuzey Denizi’nden Karadeniz’e kesintisiz ulaşım sağlanmaktadır.

Sadece Tuna Nehri üzerinde 44 adet iç liman bulunuyor ve bu limanların hepsi demiryolu ve karayolu ile entegre edilmiş durumda.  

100 TIR’lık bir yükün ortalama bir gemi ile tek seferde taşınabildiği nehir taşımacılığı, karayolu taşımalarına göre 14 kat, demiryolu taşımacılığına göre ise 5 kat daha ucuzluk sağlıyor. Dolayısıyla hem ekonomik hem de çevreci taşımacılık fırsatı sunuyor.

Halen 28 AB ülkesinin 21’inde nehir taşımacılığı toplam olarak 37 bin km’lik bir ağ üzerinde nehir taşımacılığı gerçekleştirilmektedir.

Bu sektörde 8 bin işletme 11.500 gemi ile hizmet vermekte ve yaklaşık 40 bin kişilik istihdam sağlanmaktadır. Nehirler üzerinde taşımacılığın yanı sıra turizm amaçlı gezi turları da düzenlenmektedir.

Peki, Türkiye ve Zonguldak’ta durum nasıl?

Ülkemizde potansiyel olmasına rağmen nehirler üzerinde taşımacılık yok gibidir.

Bunun tek istisnası Zonguldak’ın eski ilçesi şimdi komşu ili Bartın’daki Bartın Irmağı’dır.   Şehir merkezi ile Irmağın denize döküldüğü 14 km’lik kesimde 500 tonluk gemilerle ulaşım yapılabilmektedir.

Akarsular üzerinde yapılan taşımacılık açısından son derece fakir olan Türkiye, rafting açısından oldukça zengindir.

Çoruh Nehri başta olmak üzere, çok sayıda akarsu üzerinde rafting sporu yapılmaktadır.

Rafting olmasa da Filyos Nehri üzerinde 85 yıl öncesine kadar Yenice’den itibaren 60 km’lik kesimde sallarla taşımacılık yapılmaktaydı. 

Yenice-Gökçebey kesiminde kereste, maden direği gibi orman ürünleri taşınırken, Gökçebey’den sonra buna sebze, meyve ve tahıl da eklenerek sallarla bugünkü Filyos Limanı’nın yapıldığı Kille mevkiine getirilmekteydi.

Filyos nehrinin doğu yakasında kalan bu yerde Orman İdaresi tesisler vardı. Ormandan kesilen keresteler, nehir yoluyla buraya getiriliyor ve buradan büyük yelkenli gemilerle deniz yoluyla ihraç ediliyordu. (İnsan iklim, Mekân Bağlamında Zonguldak Sempozyumu Bildirileri, BEÜ yayınları. 2016)

ŞAMPİYON RAFTİNGÇİLER

Sallarla taşımacılık yapmak raftinge benzemez!

Özellikle bu, derin vadiler arasından her mevsim kükreye kükreye akan heybetli Filyos Nehri üzerinde!

 “Facianın 9. Yılında Çaycuma Köprüsü” yazımızda anlattığımız üzere, yağmur ve kar sularıyla coşan Filyos Nehri, köprüleri bile önüne katıp sürükleyecek kadar kuvvetli sele dönüşerek azgınlaşmaktadır.

Filyos Nehri’nin denizden yüksekliği Çaycuma’da 20, Gökçebey’de 51 ve Yenice’de tam 130 metreye ulaşmaktadır.

Özellikle Yenice-Gökçebey arasındaki 25 km’lik mesafede kesimde mevcut yüksekliğin neredeyse üç katına çıkan nehirdeki suyun akış hızı varın siz düşünün!

Köprülerin kurulmadığı, yolların olmadığı dönemde nice canlar alan Filyos Nehri üzerinde bırakın taşımacılık yapmayı, boş kürek çekmek bile her babayiğidin harcı olamasa gerek.

O nedenledir ki, Filyos Nehri üzerinde sallarla taşımacılık yapan yörenin yiğit insanları, zamanın kahraman ve şampiyon raftingcileridir.