TTK’da önemli bir atama oldu.
Kurum içerisinde çalışkan ve dürüstlüğü ile tanınan ve çok uzun yıllar Satın Alma Daire Başkanlığı'nda çeşitli kademelerde görev alan Semih Gören vekalet ederken alakasız bir ismi getirmeye çalıştılar.
Kurum yönetiminin de sıcak bakmamasına rağmen çantacı lobisinin arka plandan kurduğu oyun neyse ki bozuldu ve bu görev ehline teslim edildi.
Semih Gören'in bu göreve atanmasında emeği geçenlere teşekkür ediyoruz.
Söz konusu Satın Alma Daire Başkanlığı olunca farklı plan ve duygularla hareket edenler şimdi şokta.
Semih Gören’e başarılar diliyor bu ve diğer çantacılara prim vermeden görev yapmasını diliyoruz!
Halk ekmek siyasetçi poz derdinde!
Bazı yatırımlarla ilgili bol bol haberler geliyor.
Bizler de paylaşıyoruz.
Hizmet önemli.
Hep hizmeti savunduk.
Eyvallah.
Ama şehirde inanılmaz bir dibe çöküş devam ediyor.
Ülke ekonomisinden kaynaklı sorunlar büyüyor.
Yetmiyor.
Zonguldak’ta yerel dinamikler hala uyuyor.
Beklenen istihdam projeleri havada.
Okullar açılacak.
İnsanlar çaresiz.
Gazipaşa veya şehir merkezlerinde durumu iyi olanlara bakarak tahlil yapanlar mahallelerde yaşanan çaresizlik ve travmaları görmüyor.
Sosyal politikalar kurtarmıyor.
Yerel kalkınma ve istihdam hamleleri konusunda yıllardır aynı şeyleri duyuyoruz.
Ve göç devam ediyor.
Ekonomi kaynaklı aile içi şiddet, boşanmalar, ve daha fazlası artıyor.
Ve kendi gerçeğimizi konuşamıyoruz.
Zonguldak özelinde atılması gereken hamleler için bir araya gelemiyoruz.
Hep bir reklam yarışı, hep bir sosyal medya yarışı!
Umudunu kesen, her türlü olumsuzluklara bulaşan insan sayısında patlama var!
Bizim vekiller, belediye başkanları, bürokratlar tozpembe tablo çizmekle meşgul!
Yapmayın!
Yüzünüzü biraz olsun gerçeklere dönün!
Mafyalaşan CHP’liler!
CHP delege seçimleri sürecinde pek çok şey yaşandı.
Rekabetin ötesinde pek çok isme yakışmayan tarz, tavır, söz ve eylemler.
Herkesin, her kanadın ‘partimin menfaatleri - kazanan CHP olacak- kazanan CHP oldu” gibisinden sözlerinin ardında aslında koca yalanlar yatıyordu.
Çünkü bu işler böyledir.
Bazen kazanmak- bazen kaybetmek için mafyalaşmak gerekiyor.
Geçmişte bu örnekleri çok gördük.
Ancak bu sefer işler çok daha mide bulandırdı.
Yani CHP’nin geçmişten beri en büyük sorunu;
“Ben kazandığım için CHP kazandı” kafasıyla yaşayanların inadı ve tutumuydu.
Bugünün meselesi değil bu.
Geçmişten beri bazı kazananlar kırdı döktü.
Sonuç ortada.
Bugün de aynı.
Kırıp dökerek kazananlar veya kazandığını sananlar yarın bu kadar kırıp döktükleri ile nasıl kucaklaşacaklar.
Geçmişte olduğu gibi.
Sahte sözler – sahte samimiyetler ve siyasi çıkara odaklanmış iş birliklerinin çok hazin sonuçlarını gördük.
Bu arada Mahmut Altıntaş’ın da mekanı cennet olsun.
Delege seçimleri üzerine!
Çok şey yazılabilir bu sürece yönelik.
Belediye Başkanı Tahsin Erdem’in Milletvekili adaylığının önünde büyük bir engel kalkmış görünüyor.
Büyük oğlunun ilçe veya il başkanlığı yolunda çok önemli bir güç kazanmış olduğunu görülüyor.
Kimse Tahsin Erdem’e kızmasın.
Daha önce de yazdım.
Öyle veya böyle kendisinin de diğer isimler kadar milletvekili adaylığı hakkı.
Pek çok tarzı ve yaklaşımını tasvip etmemekle birlikte onun yerinde bir başka isim de belediye başkanı olsaydı aynı şekilde delege seçimlerine müdahale edecekti.
Bugün iş sözü veya benzer vaatler ile saf değiştirmeye hazır pek çok CHP’li ismin olduğu yerde stratejik olarak sonuç odaklı adım attılar.
Bu sürecin sonrasında tufan yaşanacak olsa da hedef isimlerden biri kesinlikle Devrim Dural olacak.
İl Başkanı Devrim Dural’a; “Ya teslim ol ya çekil” resti yakındır.
Onun iyi niyet ve çabasının bazı piranalar için hiçbir anlam taşımadığını göreceğiz.
Nazmi Özden de bazı şeylere engel olamayacak!
Nazmi Özden!
CHP’nin delege seçimlerinde Nazmi Özden mavi liste adayı olarak doğru bir isimdi.
Nazmi Özden bizim için her şeyden önce ağabey.
Yani biz geçmişten beri onun siyasi kimliği ile ilgilenmedim.
Çok geçmişte aktif siyaseti önerdiğimizde bugün içinde olduğu tabloya bakarak; “Ne işim var” diyen Nazmi ağabeyin ikna edilmiş olması Osman Zaimoğlu - Olcay Can - Salim Yaman kanadı ve arka tayfanın planlarını alt üst etti.
Bireysel katkısı çok büyük oldu.
Nazmi Ağebey’in geçmişten beri gelen insan – fikir – örgütlülük ve empati ana fikrinden uzaklaştığını sanmıyorum.
Yanlış insan ve yanlış işlerle yan yana kalmak zorunda olmaktan da mutlu olmadığını – olmayacağını düşünüyorum.
Keşke 20 sene önce bu kararı verseydi.
Bakalım kendisini ilk satan kim olacak ve yeni dönemde nelerle karşı karşıya kalacak!
Dünden bugüne Osman Zaimoğlu!
Ak Partili Belediye Başkanı Selim Alan’ın dolaylı desteği ile CHP’den Merkez İlçe Başkanı seçildiği iddiaları çok konuşuldu.
Seçilerek gelmesine rağmen hataları eksik olmadı.
Örülen duvarları aşamadı.
Kimi zaman kumpasa kimi zaman makasa gelme hamlelerini reddetti.
Geçmişte ki siyasi zikzakları nedeniyle CHP’nin kendilerinden başkasının olamayacağını sanan çevrelerce hedef haline geldi ve sürekli dışlandı.
Oysaki eksiklerine rağmen seçimde partisini satan, adayını satan pek çok CHP’liden daha çok CHP’li olduğu gerçeğini de gösterdi.
Pek çok neden sayılabilir.
Sonuç olarak birleştiremedi - bütünleştiremedi denize düştükçe başka isimlere sarılmak zorunda kaldı.
Çok garip olan ise Kozlu belediye başkanlığı seçimlerinde farklı gerekçelerle açık açık aday ve partilerini satanlar Osman Zaimoğlu’nun CHP’liliğine laf söyledi!
Olcay Can sendromu!
Olcay Can ilçe başkanlığı iddiasıyla delege seçimlerinde yarıştı.
Bu partide en çok hak eden isimlerden biridir
Her seçim döneminde dengeyi bozan veya dengeyi belirleyen Olcay Can dün olduğu gibi bugün de pek kişi tarafından satıldı.
Hataları da olmuştur ama geçmişten beri onu yok sayanlara inat tarafını net belli etti, mücadeleden vazgeçmedi.
Olcay Can çok zengin de olsa çok fakir de olsa partisini bırakıp gitmez.
Bu kadar enerjiyi işlerine ayırsa şimdi çok başka yerlerde olabilirdi.
Başka isimleri de artık kendisi gibi görmekten vazgeçmesi gerekirdi.
Bugün Olcay Can’a her konuda ‘tamam’ diyenlerin bazıları asıla oy vermezler.
Olcay’ın iş hayatındaki sıkıntıları ve diğer etkenleri gerekçe gösterenler var.
Demek ki;
O zaman Olcay Can’ın çok büyük paralar kazanarak dönmesi ve bunların bazılarını satın alması gerekiyor!
Ancak ona rağmen işi yine zor olur.
Çünkü kimliğinde Trabzon – Rize veya Çaycuma yazmadığı sürece işi zor.
67 ABH 679
Yanlış görmediysek plaka buydu.
İki çocuğun karşıdan karşıya geçmek için beklediği sırada durmakla kalmayıp karşıdan gelen ve ısrarla devam etmek isteyen minibüsçüyü de durduran araç sürücüsünü tebrik ediyoruz.
(Bu arada böyle güzel örnekler olursa bize yazıp veya fotoğraflayıp gönderebilirsiniz ki iyi insanlara yer verelim)