Her zaman sokağa inme şansımız olmuyor.
Son zamanlarda vakit buldukça insanların arasına karışmaya çalışıyorum.
Görenler.
Tanıyanlar.
Tanımayanlar.
Biz çoğunu tanımıyoruz ancak vatandaşların tanıyarak bir fikir, talep beyan etmesi güzel.
Bazen tek kişi ile başladığınız sohbet beş- altı kişiye çıkıyor.
Vatandaşlarımız ile hoş - beş, hal- hatır derken dertlerine ortak oluyoruz.
Herkesin öncelikli derdi ekmek.
İş.
Ulaşım.
Bir de emeklilerimiz var.
Hiç beklemediğimiz bir zamanda karşılaştık.
Şehit madenci kızı.
Şehit babasının yerine işe girenlerden biri.
Verdiğimiz mücadeleyi biz unutmuştuk.
Duaları eşliğinde yaptıklarımızı hatırlatırken gözleri doldu.
Bu konuda mücadele eden herkese duası var.
Bir başkası yanımızdan geçerken; 
“Her şeyi yazıyorsunuz burayı da yazsanıza” dedi.
Bizim göremediğimizi o görmüştü.
Haklıydı.
Yazdık.
Örnek çok.
Aldığımız tüm mesajlar bizim bu şehrin güzel yürekli insanları için daha fazla şeyler yapmak zorunda olduğumuz yönünde.
Tüm politik ayrışmaların ötesinde vatandaşların ortak talebi şehrin hak ettiği gibi yönetilmesi.
Daha temiz, daha adaletli, daha sosyal ve iyi şeylerin de konuşulduğu bir şehir olması.
Tüm okurlarımıza yürekten teşekkür ediyoruz.
Bu arada siyasetçilere, belediye başkanlarımıza, milletvekillerimize da boş bol mesaj var.
Ancak içlerinde rakip partililerden bile dua alan vekil de var!
Yaşadığı hayal kırıklığını; ”Ben oyumu Tayyip Erdoğan’a verdim. Ama o vekil seçildi. Şimdi telefonlara çıkmıyor” diyen de.
Siyasetçilerin zamanında, doğru ve anlaşılır şekilde yapmadıkları, yapamadıkları her bilgilendirme, söylenti farklı mahallelerde şehir efsanesine dönüyor.
Durum budur.
Sonuç olarak.
Lütfen bize yazın.
Her konuda yazın.
Elimizden geldiğince halkın ve haklının yanında olmak için çıktığımız bu yolda sizlere daha fazla yer vermek istiyoruz.
Sizleri seviyoruz.
Güveniniz için teşekkür ederiz.

Hayata dair!
Herkes acısını yaşar.
Sanırsınız ki en büyük acı sizin.
En büyük ayrılık
En büyük hüzün.
En acı hikaye sizin.
Yürürsünüz kalabalıklar arasında.
Kah bir köşe başında, kah bir ara sokakta.
İnsanlar tanırsınız.
Hikayeler öğrenirsiniz.
Sonra öyle acılara denk gelirsiniz ki.
Kendi acınıza değil başka acılara ağlarsınız!
Öyle ki; 
ciğerinizden sağlam kalan yerler de  onlar için parçalanır.