Orta Doğu mutfaklarında da yaygın olan pidenin Türk yemek kültüründe çok özel bir yeri olduğu herkesin malumlarıdır.

Esasen pide, yerine göre hem ekmek, hem de yemek!

Ramazan pidesi olarak veya kebapların yanında tüketildiğinde ekmek yerine geçiyor.

Üzerine yumurta, kıyma, kavurma, kuşbaşı, karışık, peynir, ıspanak vb. konulup açık, kapalı; yayvan, yuvarlak veya uzun olarak pişirildikten sonra tüketildiğinde ise ana yemek yerine geçiyor.

Milli içeceğimiz ayranla birlikte tüketilmesi tercih edilir.

Sanıyorum buraya kadar hepimiz mutabıkız.

Hemen belirteyim, gurme değilim.

Aşçı hiç değilim.

Herkes gibi damak tadı olan bir tüketiciyim.

Şimdi gelelim asıl meseleye, yani zurnanın zırt dediği yere.

Zonguldak yöresinde en leziz pide nerede yenir?

Malum, artık en küçük kasabalar da dâhil olmak üzere, her yerde ve yol üzerlerinde istemediğiniz kadar pideci var.

Vaktiyle merhum devlet büyüklerimizden biri “Beethoven'in senfonisini Ali Çavuş'un Dinar Belediye Bandosu ayrı çalar, New York Senfoni Orkestrası başka” (Milliyet, 21 Kasım 1988) diyerek önemli bir detayın altını çizmişti.

Bizim derdimiz de sadece pide değil, en leziz pide ve bunun mimarının kim olduğudur.

Lafı uzatmanın manası yok.

Zonguldak vilayet hudutları içinde en leziz pide Kdz. Ereğli’de yenir.

EREĞLİ PİDESİ ONDAN SORULUR

Vaktiyle bir balıkçı kasabası olan, çileğin ve çeliğin başkenti Kdz. Ereğli’den söz edildiğinde “Ereğli Pidesi” de beraberinde gelir.

Kavrulmuş kıymadan kapalı olarak yapılan “Ereğli Pidesi” dendiğinde ise en Meşhur Pideci Hasan Kuru’nun adı tartışılmaz.

Şehrin yemek kültüründe müstesna yeri olan Ereğli Pidesinde akla gelen ilk isimdir Hasan Kuru.

Onunki bir baba mesleği.

Babası Ali Kuru, 1936 yılında pideciliğe başlamış.

Hasan Kuru ise 1967 yılında Ereğli Sanat Enstitüsünü bitirdikten sonra fiilen mesleğe adımını atmış.

Babasından aldığı bayrağı yarım asrı aşan bir süredir onur ve gururla taşımaya devam ediyor.

Kdz. Ereğli’deki eşsiz mekânında, taş fırınında ve odun ateşinde kendine özgün yöntemle hepsi birbirinden leziz pidelere imzasını atıyor.

Ereğli’ye gelenler, mis gibi kokusu uzaklardan fark edilen onun leziz pidelerinin tadına bakmadan ayrılmıyor.

Kapısını çalan televizyonlarla söyleşiler yapıyor.

Çünkü o pideciliğin ordinaryüsü.

Hülasa-i kelam, herkes pide yapar ama hünerli elleri ve sevgisiyle Hasan Kuru bambaşka yapar.

Onun ellerinde hamur pideyle sanata dönüşür.

Efendim, marifet iltifata tabidir.

Merhum Ali Kuru Mahdumu Hasan Kuru ağabeyimize sağlıklı ve uzun ömür diliyorum.