Patronlar da dertli işsizler de!
Zonguldak Valisi Osman Hacıbektaşoğlu başkanlığında, ilgili kurum ve kuruluş temsilcilerinin katılımıyla; “İl İstihdam ve Mesleki Eğitim Kurulu Toplantısı” düzenlendi.
Güzel.
Haber şöyle devam ediyor;
“Toplantıda, ilin istihdam ve mesleki eğitim alanındaki mevcut durumu değerlendirilerek gündem maddeleri ele alındı. Görüşmelerde, işgücü piyasasının ihtiyaçlarına uygun eğitim planlamalarının yapılması, nitelikli işgücünün yetiştirilmesi, kadınların, gençlerin ve engelli bireylerin istihdama katılımının artırılması gibi önemli başlıklar masaya yatırıldı”
Harika.
İşte gündem budur.
İşverenler iş beğenmeyen, kendisini geliştirmeyen ve çok emek harcamadan para kazanmak isteyen, rahat yaşamak isteyen bireylerden dertli.
İş arayanlar ve bulanlar de patronların veya işverenlerin emek sömürüsünden, düzenli maaş vermemesinden, kötü davranmasından veya benzeri şeylerden dertli.
Elbette her iki taraftan da memnun olan da var.
Tüm bu gerçeklerin masaya doğru yatırılması doğru sonuçların çıkmasını sağlar.
Mesleki eğitim lafta kalmamalı.
Çalışmak isteyenler teşvik edilmeli.
Kazanan patronlar, sorumluluğu da ödülü de paylaşacak ekip arkadaşları bulduklarında daha teşvik edici olmamalı.
İşsizler veya iş beğenmeyen, daha iyi para kazanmak isteyenler sorumluluk almalı, mücadele etmeli ve bir işi en iyi yapan olmak için öğrenmeli.
Sonuçta Vali Bey’in başkanlığında yapılan toplantıda konuşulanların gerçekten hayata geçmesi için daha kararlı ve yönlendirici olunmalı.!
Bazı acı gerçekler daha yüksek sesle ifade edilmeli!
Sahi ne oldu hurda hırsızlığı!
Son belediye seçimlerinde CHP’nin Selim Alan için yürüttüğü kampanyanın başında yıkılan köprü vardı.
Sürekli olarak Selim Alan’ın yıkılan köprünün paralarını cebe indirdiği vurgulandı.
“Şöyle hesap soracağız, böyle hesap” soracağız denildi.
Borç tablosu falan asıldı.
Hatta Tahsin başkan konumuna ve o makamın ağırlığına yakışır şekilde göndermedi Selim Alan’ı.
Alan ve özel kalem müdür koridorda saldırıya uğradı ve Tahsin başkan saldırı girişiminde bulunan ile beş dakika sonra fotoğraf çektirdi.
Tahsin başkan Selim başkanı kapıya kadar uğurlasa bu olmayacaktı.
Yarın öbür gün aynıları Tahsin Başkana yapılırsa onun da kabul edilebilir tarafı olmaz.
*
Neyse!
Siyasette bazı şeyler siyaset adına hoş karşılanabilir ama bazı şeyler nezaket sınırlarını aşıyorsa işte o zaman kimseye yararı olmaz.
Gaz verenler oldu.
Caz yapanlar oldu.
Sevsek de sevmesek de bu yapılanlar şehrin belediye başkanına yapılan çirkin eylemlerdi.
*
Selim Alan’a yıkılan köprü ve diğer iddialar konusunda hesap sorması gereken Zonguldak Belediyesi kampanya dönemindeki belgeleri çıkarmadı, o belgelerle adliyelerde suç duyurusunda bulunmadı.
Nasıl olsa seçim alınmıştı.
Oysa ki kamuoyu Selim Alan’ın hurdalardan ne kadar aşırdığını bilmek istiyordu!
*
Sonuç olarak siyasetin ve siyasetçilerin şehri ne kadar kirlettiğini gördük.
Bu tarz siyasetin kimseye yararının olmadığını da çok anlattık.
Hala anlamayanlar var.
*
Uzun zamandır susan Selim Başkan'ın çıkıp;
“Yok köprüyü yıkmışsınız, yok hurdalarınızı satmışsınız. Çok net söylüyorum; Devrim Başkan, Tahsin Başkan, evraklar elinizde. Adliye de burada. Gidin şikayetçi olun, incelesinler. O kadar kendimizden eminiz biz” dedi.
Haklı!
*
Zonguldak’ın hizmete, iyi niyete ve samimiyete ihtiyacı var.
Politik görüşler farklı olabilir ama niyetler önemli.
Niyetler bozuk olunca, halkımız algıların peşine takılınca şehir kaybediyor.
Bir şey değişecek mi?
Hayır!