Polat Türkmen kurucu il başkanıydı.
Yeni yönetim için ilk teklif aldığın gün fikrimi sormuştun.
Siyasetin ödülünü de yükünü de stresini de anlatmaya çalışmış ve ; “Üzüleceksen girme” demiştim.
Yeni Türkiye.
Yeni umutlar.
Yeni heyecanlar.
Yeni sorumluluklar derken girdin siyasete.
Ama bizim siyaset düzeni seni yoracaktı.
Yıllarını verecek ama yaranamayacaktın.
Kalbinde, aklında şeytanlık yoksa gerçekten hak ettiğin yeri bulamayacaktın belki de.
En yakınındakilerin kalleşliğini kabul edemeyecek, göremeyecek kadar iyi niyetliydin.
Bazen hataların olsa da temiz kalpliydin.
Dürüsttün.
Bazılarını tanıdın tanımasına ama geç kalmıştın bir defa.
İlk tedaviye başladığında Ankara’da ki hastane odanın kapısını çalmıştım.
Her şey daha çok yeniydi.
Şaşırmış.
Mutlu olmuş.
Gözlerin dolmuştu.
Yıllar geçti.
Siyaset ve siyasettekiler seni daha çok yordu.
Belki bulaştığına pişman oldun.
Belki başka bir şey.
Ama iktidarın il başkanı olarak elinden geleni yaptın.
Heyecanlarına kapıldığın zamanlar da olabilir.
Çok sinirlendin.
Çok üzüldün.
Çok çektin be Zeki ağabey.
Siyasetin kirlenmişliğine rağmen siyaset üstü kalabilmeyi başaran nadir siyasetçilerden oldun olmasına ama kimsenin pek de umurunda olmayacak!
O nedenle yerin hep ayrı kalacak.
Mekanın cennet olsun Zeki Ağabey.
Eşine, yakışıklı evlatlarına, ailene ve gerçek dostlarına sabır diliyoruz.