Bu şehirde başarı hikayesi olan çok insan var.
Bu şehirde başarı hikayesi yazmaya hazır çok insan var.
Her alanda.
Her anlamda.
Ama inanılmaz ve tarifsiz engeller bu şehirde pek çok insanın şevkini kırıyor.
Heyecanını kırıyor.
Siyasette.
Ticarette.
Turizmde.
Eğitimde.
Üretim ve istihdamda.
İşletmecilikte.
İnanılmaz ve tarifsiz bir hastalık haliyle sürekli çıkarılan engeller bazen iki cümlelik bir küfür ile en iyi şekilde özetlenebilir ancak.
Bildiğimiz çok örnek var.
Politikacılar veya bürokratlar marifeti ile şehre yazık ediliyor.
Ve lafa gelince herkes Zonguldak sevdalısı ya hani.
Oysaki şehre sırayla tecavüz etti hepsi!
Zonguldaklı olduğunu söyleyen, Zonguldak ve Zonguldaklıdan geçinen, hatta geçmişten beri Zonguldaklının üzerinde tepinerek büyük servetlere kavuşan bazı isimlerin en muhteşem taraflarından biridir Zonguldak düşmanlığı!
Bunların arasında bazı kamu idarecileri de var yine geçmişten beri.
Bu kafa yapısının değişmesi en azından azaltılması gerekiyor.
Biz o yüzden yıllardan beri TSO ve esnaf temsilcilerine de sesleniyoruz.
Ama onlar da ne yazık ki çoğu yerde aynı çemberin içinde veya başka kaygıları var.
Ya iktidar baskısı altındalar, ya iktidarda kim varsa beslenme çabası içindeler.
Sonuçta her alanda böylesine imkanlara sahip Zonguldak'ta kendi insanını, kendi üretimini, kendi kurumlarını hor gören, yok sayanlara yazıklar olsun!
Başka diyeceğim yoktur hakim bey!
Zabıtayı kim gönderdi!
Bizler günlerdir DMD Hastası Asaf Ali Özkan'ın tedavisi için gerekli paranın toplanması için uğraşıyoruz.
On binlerce vatandaşımız çaba gösteriyor, destek oluyor.
Son olarak Avrupa Zonguldaklılar Derneği'nin başlattığı destek kampanyası önemli.
Geçtiğimiz günlerde Asaf Ali ile de yan yana gelip bir sohbetimiz oldu.
Bunları paylaştık.
Önceki gün bir öğreniyoruz ki Zonguldak Belediyesi'nin Zabıta Müdürü kimden talimat aldıysa Asaf Ali Özkan için kurulan yardım standlarından ikisini kaldırmış.
Bir tane olabilir demiş.
Valilik onaylı yardım kampanyası da olsa birine izin verebileceklerini söylemiş.
Ve şehrin farklı yerlerinde olan üç standtan ikisini zabıta zoru ile kaldırmışlar.
Sonra Valilikten bilmem ne yazısı istediler.
Zonguldak Belediyesi ve Zabıta Müdürü iyi halt etmiş.
Sokaklarda her yer işgal altında.
İnsanlar kaldırımlardan yürüyemiyor.
Halka açık yerlerde yapılan satışlarda dönerler ve diğer ürünler toz toprak içinde.
Halka terk edilmesi gereken yol kenarları dükkan sahiplerine teslim edilmiş.
Kaçak köçek işlere ses çıkarmayan sayın zabıta şeyi Asaf Ali Özkan'ın yardım kampanyasına takmış.
Talimatı kim verdi?
Başkan mı?
Başkanın şeyi mi?
Varsa bir eksiklik uyarırsın ve o eksiğin bir veya üç gün içinde giderilmesini istersin.
Nedir bu rezalet?
Bu ayıp!
Bu çağda bu kafa.
Al birini vur ötekine.
Aferin zabıta şeyi.
Bu üstün hizmetinden dolayı başkanlık makamında üstün hizmet madalyası verirler şimdi!
Bu kadar mı düştünüz?
Zonguldak Belediyesi'nin kimi zaman park bahçe, kimi zaman inşaat veya diğer birimlerinde çalışan bazı çalışanları bazı belediye yöneticilerinin veya daha çok meclis üyelerinin şahsi işlerini yapıyor.
Hatta bazı işçiler belediye meclis üyelerinin işletmelerinde boya yaparken falan görüntüleniyor.
Mesai saatinde.
Ayıp.
Bu kadar mı düştünüz?
Partinin üstünde değilsiniz!
CHP'de son dönem bazı belediye başkanları kendilerini partinin üstünde görüyor.
Partinin ve Türkiye'de değişen siyasi iklimin, emekli, asgari ücretli ve adalet mağdurlarının tepki oyu ile belediye başkanı seçildiğini unutan bu arkadaşlar marifeti kendilerinde görüyor. Saçma sapan ruh halleri.
Ergen ergen hareketleri.
Valla bizden söylemesi.
Böyle yapan başka arkadaşlar da vardı.
Sonları fena oldu.
CHP yönetiminin bu arkadaşları uyarması hatta siyasi tabirle söylemek gerekirse denetleyerek gerekirse kulaklarını çekmesi gerekir.
Bunlar aç horoz misali.
Bildiğini okuma hastalığına tutulmuş bu isimler partilerine, ekip arkadaşlarına, kendilerine, oy ve destek veren insanlara nasıl bir haksızlık yaptıklarının farkında değiller!
Yok... yok...
Bence gayet farkındalar.
Balkayası mı Kızlar Plajı mı?
Meftun Sayılı abimizin geçtiğimiz günlerde şu Kızlar Plajı diye anlatılan ama gerçekte Balkayası Plajı olan yerle ilgili bir çağrısı vardı köşe yazısında.
Tahsin başkanın o yazıyı okuması gerekirdi. Aynı şeyi daha önce diğer ağabeylerimiz de dile getirdi.
Kaldı ki bu belediyemizin Kültür Müdürlüğü'nün başında koca Kürşat abimiz var.
Olmadı Kürşat abi başkanı düzeltmeli veya inadından vazgeçirmeli!
Oranın adının neden gerçekte Balkayası Plajı olduğu belli.
Buna rağmen inatla Kızlar Plajı denilince ne olacak?
Ayrıca CHP'li pek çok dostumuz bunun bir cinsiyetçi yaklaşım olduğunu söylüyor.
Dahası aynı ismi Ak Partili biri yapsa ortalığı kasıp kavururlardı.
Biz diyoruz ki.
Doğru neyse o olsun!
Bırakın bu aptalca inatları!
Ne diyorsun Kürşat abi!
Kozlu Pazarı!
Ali Bektaş söz vermişti.
Yapmadı.
Her şeyi yaptı.
Kozlu'nun pazarı bu halka yakışır hale getirmedi veya taşıyamadı.
Altuğ Dökmeci geldi.
O da gelmeden önce sözler verdi.
Ama pazarı unuttular.
Arkadaşlarımız ilçelerden röportajlara devam ederken Kozlu Pazarı'na da uğradılar.
Rezilliği ve halkın tepkisini yerinde gördüler.
Bir de bu Kavaklık parkı var.
İnsanlar bu sıcak havalarda akın akın geliyor.
Ortalık toz toprak.
İnsanlar fena homurdanıyor.
Parka bir yüz metrelik su hortumu bırakırsanız vatandaş geceleri sulamaya hazır.
Biz buradan Merve Arslan başkanımıza da ayrıca iletiyoruz!