Sayın Vali Mustafa Tutulmaz, Vali Ali Kaban döneminden itibaren hız kazanan bazı turizm projelerini hızlandırıp nihayete erdirmeye çalışıyor.
Bu kafa ile biz 3-4 vali daha değiştirdikten sonra ancak ulaşırız istediğimiz yere belki.
Tek söz.
Farklılıklar farkındalık yaratmak için bir fırsattır.
Gerisi sizin onu enformasyon gücünüzde saklı.
Bu turizmden ekonomik girdi yaratma sevdamız güzel güzel olmasına da öyle Sayın Tutulmaz ve birkaç kişinin niyet ve çabası ile olacak iş değil.
Her şeyimiz yarım gidiyor.
Tüm belediyeler ve ilgili kurumlar arasından senkron sorunu var.
Hani hep demokrasiden dem vuruyoruz ya!
Bazen gerçekten her durumda işe yaramadığını da görüyoruz!
Bunlara despot bir Vali lazım!
Bunların çoğu Zonguldak gibi bir şehirde yaşadıklarından habersiz.
Şehrin oksijenini boş yere tüketiyor!

Söz!
Hadi hiç ölmeyecekmiş gibi yaşıyoruz ya.
Doymaksızın.
Paylaşmaksızın.
Zehir kusarak çevremize.
Yaşadığımızı zannediyoruz ya hani.
İşte bu söz tam da bunu anlatıyor.
Diyor ki;
“Günün birinde son yemeğini yiyip, son çiçeğini koklayıp bir arkadaşına son kez sarılacaksın.
Son kez olduğundan haberin olmayacak. 
O yüzden, sevdiğin her şeyi tutkuyla yapmalısın.
Kalan zamanın kıymetini bilmelisin, çünkü devamı yok”

Medyanın yeri!
Zonguldak’ta kesin olan bir durum var.
Basına güven azalıyor.
Doğru.
Ama bunun tek sorumlusu bizler değiliz.
İnsanlar basına veya gazetecilere kızıyorlar.
Siyasetçiler, bürokratlar, STK’lar kişiler söz konusu kendileri olduğunda çoğunlukla kulağa hoş gelen veya rakip gördükleri, kıskandıkları, ayağını kaydırmak istedikleri veya sevmedikleri insanlar ve kurumlar aleyhinde kötü veya karalayıcı haberler görmek istiyor.
Kimsenin işine karışmam.
Kimseyi yargılama hakkına da sahip değilim.
Biz kendimizden sorumluyuz.
Okurlarımızın güveni bizim için önemli.
Belki reyting yapmıyor ama gündeme aldığımız konuları tek taraflı ve dayatmacı bir dilde vermemeye çalışıyoruz.
Ortak aklı önemsiyoruz.
Eksiğimiz, hatamız olursa da düzeltmekle mükellefiz.
Şunu da unutmayın lütfen.
Gazetecilerden çok beklentiniz var.
Haklısınız.
Çünkü gazeteciler de olmasa bu şehirde her şey süt liman olacak, soygunlar, talan, imar rantları, arsa mafyası, kömür mafyası, ciklet mafyası, halkın mağduriyeti birden bitiverecek!
O yüzden işine gelmeyen her kişi ve kurum basına ayar vermeye çalışıyor!
Sözüne, özüne, meselesine sahip çıkan kaçak güreşmez.
Çıkar, basına yansıyan iddia veya itham ne varsa konuşur, yanıtlar veya yalanlar!
Defteri kapatır!
Bizimkiler ya kaçıyor, ya kelime oyunu yapıyor ya da susarak haklarındaki iddiaları soğutma yoluna gitmeye çalışıyorlar!

Kılıçdaroğlu’na umut bağlayanlar - 2
Bir önceki yazıda CHP’lilerin Sayın Kemal Kılıçdaroğlu ile iktidar olma hayalinin sıfır olduğunu yazdım.
Çok sayıda CHP’li dostumuz haliyle alınıyorlar böyle denilince!
İktidar şöyle.
İktidar böyle.
Önceden yazdığım gibi.
Bu güne kadar iktidara tepkilerin yükseldiği ve son dönem zamlarda olduğu gibi pek çok konu oldu.
İnsanlar kızdı - küstü ama yine Ak Parti’yi iktidar yaptı.
CHP’li idareci ve yöneticilerin öncelikle halkın tercih nedenleri üzerine biraz empati yapması lazım.
Bu güne kadar partisinde sürekli genel başkan seçilme başarısı dışında önemli bir başarısı olmayan Kılıçdaroğlu, iktidarın bazı uygulamaları değiştirmeye itecek çalışmalara imza atmış olsa da asla  ama asla partisini iktidar yapamaz!
Öyle sosyal medya veya merkezi caddelerde; 
“İktidar bu sefer gitti” diye sallamakla olmuyor o işler!
Sorunlar konusunda haklı söylemlerde bulunmuş olmakla da olmuyor!
CHP’nin ilk seçimde iktidar olacağını savunanlar partilerine bırakın genç kuşakları orta yaş kuşakları bile getiremiyor!
Neden bahsediyorsunuz?

Ereğli – Alaplı en çok kimi istiyor?
Ak Parti’nin Ereğli- Alaplı hattından milletvekili adayı göstermemesinin yarattığı boşluk devam ediyor.
Ereğli ve Alaplı ilçelerimizde çok kişiye soruyoruz.
“Ak Parti’den kimi milletvekili görmek istersiniz?” diye.
Yeni isimlerden çok eski isimleri duyuyoruz.
Kendi dönemlerinde ne kadar eleştirilseler, eksik görülseler de ismi en fazla öne çıkan ismin Fazlı Erdoğan olduğunu görüyoruz.
Sonrasında gelen iki isim ise Ercan Candan ve Faruk Çaturoğlu.
Ancak Ercan Candan da çok eleştiri almıştı kendi döneminde.
Bugün isminin bu kadar çok zikrediliyor olması ilginç.
Ak Parti kanadı için yeni isimler arasında en fazla öne çıkan Aslan Keleş olarak dikkat çekiyor.
Tam olarak böyle midir?
Onu diyebilmek için sağlam bir kamuoyu anketi yapmak lazım.
Bunlar, karşılaştığımız insanlara sorduğumuz sorular karşısında çıkardığımız izlenim.

Üreten insanlar!
Bu şehirde üreten insanlar var.
Dedikodu değil.
İş üreten.
İstihdam yaratan insanlar.
Bu şehirde kalmayı, üretmeyi tercih ettiği için her türlü ekonomik veya sosyal yıpratma politikalarına hedef olan kurumlarımız, girişimcilerimiz var.
Devletimiz hep vergiyi, SGK’yı, siyasetçilerimiz ise seçim zamanı çalışanların oyunun rengini soruyor!
Onun ötesi boş laf!
Bu şehirde üreten, istihdam yaratan, rekabette dezavantajlı olmalarına rağmen şehirden gitmeyen insanlarımız var.
Bu şehrin sayın vali’si, sayın belediye başkanları, vergi dairesi müdürü, SGK müdürü, diğer müdürleri bu insanlara gitmeli.
Makamlarda goy – goy saatlerinden fırsat bulup bu üreticilere gidilmeli.
Korkmayın!
Siz yokken koltuklarınıza kimse oturmaz!