Bu kentin aslında pek bir şeye ihtiyacı yok. İhtiyacı olduğu yegane şey: vizyon, misyon ve aksiyon. Kimler geldi, kimler geçti, neler oldu bu şehirde? Aslında hiçbir şey imkânsız değil sadece aksiyon almak gerekiyor.

Bizler bu köşelerimizde, olması gereken, yapılması gerekenleri aklımızın erdiğince, dünyada gördüklerimiz, yaşadıklarımız üzerinden sentezleyerek sıralıyoruz. Ezelden beridir Zonguldak'ın kutsal bir misyonu vardı: madencilik. Bu kutsal ve “sonu gelmeyecek” olan yolda mütemadiyen devam edileceği düşünülerek hiçbir şekilde yeni yol arayışına girilmedi başlarda. Daha sonra ise bir boşlukta buldu kendisini Zonguldak, geç kalınmış arayışların pişmanlığıyla.

Bazı STK’lar bu konuda adımlar atıyor, çeşitli platformlar ellerini taşın altına koyuyor. Henüz yeni kurulan “67liler Platformu” ve alanında uzman üyeleri bu anlamda heyecanlı ve istekli bir şekilde ellerini taşın altındaki o doğru yere koymaya başladı. Önümüzdeki günler için kısa ve uzun vadeli planlarını oluşturmaktalar.

Turizm
Bıkmadan yineliyorum, yazmaya da devam edeceğim.

Önümüzdeki gidilecek yolda turizm tek başına bir çözüm olabilir. Tarihi eserler, antik kent, mağaralar, doğal güzellikler, bütün bunların yanına sporu da ekleyerek turizm ile birleştirirseniz ballı börek olur diyorum. Spor turizminin size tanıtım için artısı ve getirisi katbekat daha fazla olacaktır.

Ulusal ya da uluslararası bir organizasyona ev sahipliği yaparsanız; bütün medya kuruluşlarında, ajanslarda reklam vermeden haber olma ve pek çok internet sitesinde yer alma şansınız olacaktır. Bunun yanında doğru bir PR sayesinde rakamlar iki katına kadar çıkacaktır. Eğer bir strateji belirlerseniz ve etkinliğin seviyesini yukarılara taşırsanız uluslararası platformlarda da yer alma şansınız olacaktır. Bu da ücretsiz reklam demektir.

Gerekli altyapıya sahip olursanız zaten turist gelecektir şehrinize. Görsel gücün yanına diğer bileşenleri de koyacaksınız. Alternatifleri düzgün bir biçimde çeşitlendirirseniz insan çeşitliliğini de arttırmak mümkün olacaktır.

Nasıl olacak bu? Bir spor organizasyonuna ev sahipliği yaptığınız zaman, ulusal ya da uluslararası bir organizasyon düzenlediğinizde, sadece yarışmacılar değil, yarışmacıları desteklemek adına taraftar ve elbette ki yakın ailesi de gelecektir. Bu da sayının farklı yollardan birkaç katına kadar çıkmasına sebep olacaktır. Otel doluluklarına ek olarak şehirdeki birçok şeyden faydalanılmasını sağlayacaklardır.

Deniz turizmini istediğimiz gibi yakalamamız zor. İklim koşullarımız ve sert rüzgârlarımız bunun önünde büyük bir engel teşkil etmekte. Ancak turizm demek sadece güneş ve sıcak demek değil, akıllı ve doğru pazarlama ve yatırımlarla 4 mevsim tatil demektir.

Daha önceki yazılarımdan birinde de spor turizmine değinmiştim. Bundan sonra daha da sık gündeme getirmeye çalışacağım. Dünya ve turizm algısı artık değişiyor. İnsanların eğlence anlayışlarında da yeni pencereler açılmaya başladı. Bence Zonguldak’ın da gelecek adına kendine yeni bir pencere açması gerekiyor.

Daha önce spor turizmi üzerine yazdığım yazımı merak edenler için. https://www.zhaber.com.tr/spor-turizmi-ve-zonguldak-makale,84.html

İlk Önce Ne Yapmalıyız?
Bence çevremizdeki örneklerine bakarak ilerlemeliyiz. Kişisel tecrübeme ve gördüklerime dayanarak birkaç notla bunu aktarmak isterim.

İlk aşamada Ulusal ya da Uluslararası Ultra Maraton düzenlenebilir. Arazi yapısı buna müsait. Doğru ve tecrübeli bir ekiple çalışıldığı zaman oldukça efektif bir biçimde geri dönüşü olacaktır.

Örnek verecek olursak, 2011 yılından beri aralıksız olarak devam eden, Türkiye’nin en uzun maratonu İznik’te 130K koşulan “İznik Ultra Maratonu”, 2021 Nisan ayında 160K olarak devam edecek. Her geçen sene yükselen bir grafiğe sahip ve koşucu sayısı yükselişte.

Gece başlayan koşu ertesi gün öğlen saatlerinde bitmekte. 4 sene üst üste katıldım ve yaklaşık 20 ülkeden 1000 katılım gerçekleşiyor. Sayı her geçen yıl daha da artmakta.

Aynı yarışın içinde 20K – 35K – 55K – 90K yarışları yapılmakta. Ertesi gün ise 5K’lık halk koşusu düzenlenmekte. Organizasyon toplam 3 gün sürüyor. Ödül olarak her katılımcıya t-shirt ve anı madalyası verilmekte. Yarışmayı bitiren katılımcılara da yarış sonunda dijital bitirme sertifikası takdim edilmekte.

Dereceye giren sporculara para ödülü verilmiyor, sponsorlar tarafından belirlenen çeşitli ödüller veriliyor.

Yani burada arazi şartlarımız müsait, doğru zamanda iklimimiz koşu için müsait, tecrübeli bir ekip ile çalıştığımız vakit istekli ve azimli olursak daha başarılı olacağımıza inanmamamız için önümüzdeki tek engel kendimizden başkası olamaz.

NOT: Ayrıca halk koşusu dışında yarışmaya katılım sağlayan bütün koşucular koşmak için komite tarafından belirlenen miktarda katılım ücreti ödüyor.