Pek çoğumuz onu geçmişten Mühendislik Fakültesi Dekanlığı, BEUN Rektör Yardımcılığı görevlerinden, deprem öncesi veya sonrası dikkat çeken analizlerinden tanıyoruz.
Kısa bir dönem Kent Konseyi Başkanlığı da yaptı. O dönemde şehre yönelik düşünceleri daha fazla gündeme gelir olmuştu.
*
Oysaki en önemli duraklarından biri önceki adıyla Karaelmas Üniversitesi Vakfı yönetimi olarak imza başlattıkları farkındalık yaratan çalışmalardır.
Bu çabaları geçmişte pek çok defa gündeme getirdik.
*
Prof. Dr. Hakan Kutoğlu’ndan bahsediyoruz.
Z HABER kurulduğu dönemde yazıları ile biz güç veren Hakan hoca, Kent Konseyi Başkanlığı’na seçildiği için bu yazılara ara vermek zorunda kalmıştı.
*
Bu şehir, bu şehrin insanları, geleceği adına çok fazla kafa yoran bir isim olmasına rağmen reklama kaçmamış, koltuk peşinde koşmamış veya o koltuklar için takla atmamış bir isim.
*
İnandığı ve bildiğini sonuna kadar savunma hattında olan zaman zaman çarpışmalardan da kaçınmayan, yalap – şalap ilişkileri sevmeyen Hakan Hocamızın son günlerde şehre dönük yapay zeka görsellerini paylaştığını görüyoruz.
Giydirilmiş, sanat ve kültür kokan binalar, temiz binalar, estetik çabalar.
*
Bu paylaşımlar ünlü bir boya markasının ‘şehirleri boyuyoruz’ kampanyası ile tır dolusu ücretsiz boya desteği verdiği günleri hatırlattı bana.
Ve Zonguldak’ın o günkü belediye yönetimi adamların kampanyasından yararlanmayı başaramamıştı.
Yazdığımız, önerdiğimiz halde kimse firma ile temasa geçme zahmetinde bulunmamıştı.
Kaldı ki o firmanın üst düzey yöneticilerinden biri de Zonguldaklıydı.
Al bir tır dolusu boyayı.
Yarısı ile şehir merkezindeki binaları boya, yarısını da ihtiyaç sahibi vatandaşa dağıt!
*
Neyse işte.
Hakan Hocanın, içinde bir çağrı ve isyan barındıran bu paylaşımlarını çok iyi anlayabiliyorum.
Bazılarımız buna;
“Ne o yapay zeka ile mi olacak bu işler. Yapay zeka ile onu bende yaparım?” diyebilir.
Bu şehir için yapılacak o kadar çok şey vardı ki yıllar, kör, sağır ve çok özür dilerim kendinden başkasını düşünmeyen asalak yöneticiler nedeniyle ziyan oldu!
*
Çözüm üretelim derken yeni sorunlar üretme çabamız devam ediyor.
Estetik ve empatiden yoksun beynimiz zehir gibi çalışıyor!
*
Her detayda acı bir gerçek var.
Sonuçta Hakan Hoca gibi şehre yönelik gerçekçi hayalleri, fikirleri ve iş yapabilme kararlılıkları olanların geride durması, siyasetin kirine bulaşmak istememesi de acı bir gerçeğimiz.
*
Hakan Hoca gibi isimler belediyecilik, şehir yönetimi adına ellerini taşın altına atması gereken isimler.
O isimlerden çok var aslında.
Avukat Şenol Köktürk de bu bağlamda hazinedir.
Ancak şehir, siyaset o kadar kirli ki bu insanlar kirlenmek istemiyor.
*
Ve ortalık çoğu zaman kendinden başkasına faydası olmamış sonradan görme isimlere kalıyor!
Bu şehirde her bireyin dert etmesi gereken konulardan biri de bu şehrin insan hazineleridir!
Kayıp insan hazineleri!
*
Neyse işte!
Zonguldak’ın her köşesinde bulunan değerli ve şehre değer katan ama yalnız insanlarına selam olsun!
İşletmelerde skandal!
Zonguldak’ta pek çok gıda işletmesinde skandal yaşanıyor.
Lokantasından pastanesine, kasabından marketine kadar.
Bir de ekmek fırınları var!
Bakmayın güzel güzel vitrinlerine.
Eskiden beri alışageldiğimiz; “bir şey olmaz” mantığının bizi getirdiği durum bu.
Mesela et işleri!
Kaçak kesenler yasal satanlar.
Piyasa durgun.
Ekonomi kötü.
Ama esnaf iş yapmak zorunda.
Ama olmuyor.
Tablo daha da kötüye gidiyor.
Bu bazı zincir marketlerin veya kasapların günlerdir satılamayan etleri nereye gidiyor acaba diye merak ediyoruz!
Geçmişte bir kasabımızın bozulmuş etlerinin hala faaliyette olan bir pideciye çok uygun fiyata satıldığına, pidecinin de o etleri sağlam etler ile karıştırıp sattığını biliyoruz.
Pek çok yerde pek çok denetimin göstermelik olduğunu görüyoruz.
İşletmelerde işletme mantığının evlere şenlik halini ve yukarıda anlattıklarım ortadayken özellikle Zonguldak Belediyesi ve diğer belediyeler ile Tarım İl Müdürlüğü ekiplerinin kimleri neden ve nasıl koruduğuna yanıt arıyoruz!
Komisyon işleri!
Zonguldak Trafik Komisyonu için geçmişten beri çok sayıda çağrıda bulunduk.
Toplantılar yaptılar.
Sandık ki bazı kararlar aldılar.
Uygulamaya başlayacaklar.
Ooo bir öğrendik ki; “basın şöyle yazıyor- basın böyle yazıyor”
Aslında öyleydi - faslında böyleydi.
“Heee he olur yapalım”
“Bakarız”
Çaylar - kekler- börekler!
Haydi eyvallah görüşürüz!
Bizim size bir önerimiz var.
Siz bu toplantıları falan yapmayın daha iyi!
Komisyon olabilmeniz için öncelikle bir derdiniz ve misyonunuzun olması lazım!
Karar alacaksınız ve uygulatacaksınız!
Hepsi bu!
Gazipaşa kapanacak mı?
Biz de istiyoruz Gazipaşa Caddesi araç trafiğine kapansın.
Cadde insan dolsun.
Mekanlar sokağa masa atsın.
Caddeyi satın alan bankalar bile sokağa masa atsın.
Ama daha şehir içi geçişi bağlantı yolundaki saçmalıkları düzeltememiş bir kentte caddenin trafiğe kapatılması nasıl olacak?
Ve dahası.
Caddeyi trafiğe kapatsanız ne olacak?
Okul ve iş çıkışı dışında bir de bayram günleri dışında caddelerde insan bulmak mümkün değil.
Bir nebze olsa hareketlilik olur ancak insanların böyle engebeli bir şehirde şehir merkezinde yani cücük kadar çarşıda kalması için ulaşım sorununu çözmeniz lazım.
Yani mahallelere toplu taşıma araçları olacak ve geç saatlere kadar çalışacak.
İnsanımızın cebinde yol parası yok ki neyine kalsın.
Arabası olan da zaten transit geçiyor.
Yani olaya çok yönlü bakması gerekir Tahsin başkanımızın.