Oldum olası yazarım.
Şehri politikaya ve polemiklere kurban etmeyelim.
Asl olan hizmettir.
*
Duydum ki Cumhurbaşkanı Erdoğan, yıllardır aldığı kredilere rağmen filtreleri yenilemeyen, derin deşarj sorununu çözmeyen ÇATES’i CHP Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz’ın ısrarları sonrası kapatmış.
*
Deniz Yavuzyılmaz ne büyük siyasetçiymiş ki Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı ikna etmeyi başarmış!
Hadi öyle oldu diyelim.
Sayın Erdoğan’ın verdiği kararla Yavuzyılmaz’ı neden bu kadar çok eleştiriyoruz.
Dikkat edin sevgili Ak Partili yöneticiler.
Sizin hesabınıza göre Deniz Yavuzyılmaz’a vuracağız derken Sayın Erdoğan’a sallıyorsunuz!
*
Deniz Yavuzyılmaz şovmen, veya şov yapıyor.
Sayın Erdoğan da gidip bu şovmeni dinliyor öyle mi?
Üstelik size de sormuyor!
Daha fazlasını yazmıyorum!
*
Bu sütunlarda her zaman iyi niyet ve samimiyet bulacaksınız.
Biz ucu açık, amaçsız, sonuçsuz polemiklerden bıktık.
Bu şehrin yıllarının nasıl çalındığını madde madde anlatabiliriz.
*
Bizler kucaklayarak şehrin büyütülmesini istiyoruz.
Siyasetin neresinde yer alırsanız alın, STK’ların neresinde yer alırsanız alın önce şehri barıştırmak sonra hizmet için savaşmak zorundayız.
İstersek biz bize yetebiliriz!
Ömer Ay’ın durumu
Gazipaşa Caddesi’nden yaptığımız canlı yayında koronadan tedavi olan Zonguldak Belediyesi Meclisi’nin MHP’li üyesi Ömer Ay’dan bahsederken; “Yoğun bakımdan çıkarıldı” cümlesini kurdum. “Entübeden çıkarıldı” demek isterken bu yanlış anlaşılmaya neden olduğum için özür diliyorum. Bildiğimiz plazma tedavisine olumlu yanıt verdiği yönünde ve daha önce açıklandığı gibi entübeden çıkarıldığı yönündeydi. Hem Ömer Ay hem de diğer vatandaşlarımıza bir kez daha şifa diliyorum.
Akciğer rahatsızlıkları!
Kısıtlama kararları açıklanırken Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın; “30 Büyükşehir ve akciğer rahatsızlıklarıyla bilinen Zonguldak ilimiz” sözleri siyasetin Zonguldak gerçeğini kabul etmesi olarak yorumlandı.
Zonguldak gündemde.
Biz de elimizden geldiğince bu gerçeği anlatmaya çalışıyoruz. “Ve Zonguldak” cümlesi bir slogan haline geldi.
Şehri turizm anlamında da anlatmak için bir fırsat yakalandı aslında.
Peki kim yapacak bunu?
Tüm olumsuzlukların yanında şehrin turizm potansiyelinin, farklılıklarının anlatılması adına önemli bir fırsat kaçmamalı.
Bir gün neler yapılabileceğini madde madde yazacağım.
Diğer yandan; “Akciğer rahatsızlıklarıyla bilinen” şehir olmamak için yapılması gerekenler neler ise onlara kafa yormak lazım?
Bu şehrin siyasetçilerinin birinci görevi, özellikle santrallerin yarattığı veya yarattığı iddia edilen kirlilik oranlarının şeffaf bir zeminde açıklığa kavuşturmak olmalı.
