CHP iktidar olacakmış!
Nasıl olacak acaba?
Danışma kurulu toplantılarına bakıyoruz.
İlçe yöneticilerinin dışında kimse yok gibi!
İlçe Yönetim Kurulu toplantısından farksız.
Örgütler nerede?
Meclis üyeleri nerede?
Kime danışıyorsunuz?
Partinin eskileri, yenileri, farklı görüşte olanları, fikrini paylaşmak isteyenleri, yanlışları söylemesi gerekenleri nerede?
Sen danışmaktan, farklı düşünceleri duymaktan acizsin.
Sonra iktidar olmayı hayal ediyorsun!
Sen kendi tabanını inandıramıyorsan senin gibi düşünmeyenleri nasıl ikna edeceksin?

Seçim var… Koşun!
Zonguldak’ta bir yerde seçim varsa her dönemin adamları, siyasetçiler, rantçılar, kumpasçılar görev başına geçer!
Hatırlayın geçmişin Kent Konseyi seçimlerinde yaşanan manzaraları.
Kent Konseyi’nin ‘K’sinden haberi olmayan adamlar söz konusu birine seçim kazandırmak olunca yaka- paça oluyordu!
Şimdi Kızılay seçimi öncesi bunu görüyoruz.
Olabilir.
Herkesin aday olma veya birini destekleme hakkı var.
Ama dışarından bu kadar çirkin müdahale yeminle insanı Kızılay’dan soğutuyor!
Fatih Akça’da bunu yaptınız.
Şimdi Serap Elibol’a yapıyorsunuz.
Önce Trabzonlu- Zonguldaklı!
Sonra CHP’li Ak Partili!
Olay hizmet yarışışından çok yardım kolisi kapma yarışına dönmüş durumda!
Oysa ki Serap Hanım pek çoğunuzdan daha delikanlı!
Yiyin birbirinizi!
Şu şehrin asıl meseleleri söz konusu olduğunda sağıra yatan ne kadar adam varsa seçim olunca koşuyor!

İkinci onkolog BEÜ’ye!
Kanser vakaları sürekli yüksek olan Zonguldak’ın onkolog eksikliğinin yarattığı dramlar biraz olsun azalacak.
Zonguldak Atatürk Devlet Hastanesi’nde görev yapan ve fedakarca kimi zaman gece dokuz - on’lara kadar çalışan Metin Pehlivan hocamıza teşekkür ediyoruz.
Alkışlıyoruz.
Kısa sürede çok sevildi.
Kapıya gelmiş hiçbir hastasını geri göndermedi.
Son iki yılda yaşanan tartışmaları biliyorsunuz.
Sonunda ikinci onkolog doktorumuz geldi.
Ama Onkoloji Hastanesi’nde bir onkolog yok.
Bu durumda Sağlık Bakanlığı personeli olacak onkolog doktorlarımızdan birinin Tıp Fakültesi Hastanesi’ne görevlendirilmesi daha iyi olur.
Kadrosu Sağlık Bakanlığı’nda olsa da BEÜ’de görev yapmasına bir engel yok.
Geçmişte bunun örneği yaşandı.

Kararsızlık - yanlış karar!
Eskiden dize kadar kar varken okula giderdik.
Çünkü servis olayı yoktu!
Tabanlara kuvvet.
Geçenlerde kar uyarısı yoktu ama buzlanma riski nedeniyle da okullar tatil edildiğinde; “Bu havada okullar tatil mi edilir” diyenler oldu.
18 Mart için ise sürekli kar uyarısı olduğu halde bir tatil kararı alınmadı.
Veya alınamadı.
Kararlar zaten tedbir amaçlı alınır.
Ama denildi ki; 
“Sınavlar iptal, gelemeyenler yok sayılmayacak”
Veli bekliyor.
Öğrenci bekliyor.
Öğretmen bekliyor.
Kafalar karışıyor.
“Sınavlar ertelenecek, gelmeyen yok yazılmayacaksa” bu zaten yarı tatil modudur!
Neyse işte!
Çok şükür ciddi bir tatsızlık olmadı.
Bezen en kötü karar kararsızlıktan daha iyi sanırım!
Bu sefer de bunu yaşattılar.
Karın tadını çıkaralım.
Beyaz bereket.
Sokak hayvanlarını doyuralım.
Yakacak - yiyecek beklentisi olan komşulara sahip çıkalım.

Tebrikler Fener Lisesi
12 Mart İstiklal Marşı’nın kabulü ve Mehmet Akif Ersoy’u anma programını bizzat izleme şansı yakaladık.
Harika bir programdı.
Akıcı ve akılda kalıcı.
Abartısız ve samimi.
Candan Yıldırım ve Özgül İrem Karaman öğretmenlerimizin yönetiminde hazırlanan organizasyonda emekleri geçen
Öğretmenlerimiz Murat Durmuş, Oktay Demir, Fatma Kayahan, Sevilay Altun Papila, Yasemin Özdemir, Arzu Dökmen ve Seyhan Bahadır ile birlikte öğrencilerimizi kutluyoruz.
Üzüldüğümüz nedir bilir misiniz?
Günlerce, emek verilerek hazırlanan böylesi gösteriler sadece anma günlerinde çoğu öğrenci ve protokol üyeleri ile doldurulan salonda tüketilip atılması.
Bunları vatandaşlara, daha fazla izleyiciye ulaştırmanın yolları da var ama!
‘Ama’sı uzun işte! 
Eski bir Fener Ortaokulu öğrencisi olarak emeği geçen herkesi kutluyoruz.