Yıllardan beri yazıyoruz.
Gördüğümüz bazı örnekler gösterdi ki boşa yazıyoruz.
Bu şehrin hem milletvekilleri, hem belediye başkanları hem diğer idarecileri bu şehrin gençlerini anlamamış, anlayamamış anlamak için de çok da fazla kafa yormamış.
Üniversite ve eğitim maliyetleri sonrasında aileler çocuklarını daha çok yaşadıkları şehirlerde okutmaya çalışıyor.
Bu şehirde bir üniversite ve genç bir nesil var.
Gençlerin lise veya üniversite sonrası kendilerini geliştirebilecekleri, çalışabilecekleri, sosyal ve ekonomik hayata daha fazla katılabilecekleri alanlar yok denecek kadar az.
Önceden göç etmek bir kurtuluş yoluydu.
Son yıllarda bu göç işi de mecburen durdu.
Çünkü İstanbul’a gidip gelecek bilet parası bulmak da pek mümkün olmadı.
Çok detaya girebiliriz.
Gerek yok.
Gençler sahipsiz.
Gençler kaygılı.
Gençler madde bağımlılığına itiliyor.
Gençlerin kültür eğitim merkezleri kapatılıyor.
Gençlerin fikirlerine önem verilmiyor.
En önemlisi gençlerin meslek edindirme ve sertifika programlarına yönelmesi, yönlendirilmesi gerektiği kadar teşvik edilmiyor.
Gençlerin dahil olacağı kırsal kalkınma modelleri üzerine lokal projeler uygulanmıyor.
Şartlar, yöneticiler ve sahipsizlik; gençleri sürekli tembelliğe, çaresizliğe, kötü alışkanlıklara, madde kullanımına, fuhuşa, aile içi şiddete mecbur bırakıyor!
Anneler, babalar, dedeler çaresiz!
İşin en acı yanı ZBEÜ’nün darda kalan, ailevi veya psikolojik sorunlar yaşayan çocuklara insan odaklı projesi ve İŞKUR’un dar kapsamlı meslek edindirme kursları dışında bu işlere kafa yoran, proje üreten, kararlı adımlar atan ne belediye var ne siyasetçi ne de milletvekili!
Biri diyor; 
“Camiye gelsin”, diğeri diyor; “Bizim partiye gelsin”
Bir de sömürücüler var!
“Ah – vah” edeceğimize bir şeyler yapalım!
Yazık!
Bu şehrin gençlerini anlamayanlara yazık!

Medya neden var?
Bu şehirde çok sayıda basın olması başka, basının kendi içindeki meselelerinden kaynaklanan tartışmalar başka.
Burada göreceli durumlar olabilir.
O kamuoyunun takdiri.
Bunların hepsi bir tarafa.
Esas olan bu şehirde basına duyulan ihtiyaç.
Geçmişten beri bizlerin ve farklı medya organlarındaki gazetecilerin verdiği mücadeleler önemli.
Madde madde sıralamaya gerek yok.
Bugün Zonguldak’ta pek çok şey basın sayesinde oldu.
Oluyor.
Olacak.
Bu basın olmasaydı bugün ne Mithatpaşa Tüneli olurdu, ne duble yollar bu hale gelmiş olurdu, ne onkolog gelebilirdi, ne kalp anjiyo cihazı gündeme gelirdi, ne tribünler yapılırdı, ne rödevanslı sahaların sorunları gündeme gelirdi, ne TTK’ya işçi alınırdı, ne daha fazla yatırım gelirdi, ne de şehrin talepleri bu kadar çok dile getirilebilirdi.
Bunu neden söyledim.
Basını sadece işiniz olduğu zaman hatırlamayın.
İsterseniz kapatalım tüm gazeteleri, internet sitelerini!
Bakalım ne oluyor!

Merve Arslan!
Kozlu’dan ilginç fotoğraflar geliyor.
CHP’nin Kozlu aday adayları el ele kol kola ilçe başkanı Merve Arslan ile birlikte caddelerde.
Geçtiğimiz günlerde partide bir araya gelen aday adayları bir başka organizasyonda da aileleri ile birlikte kahvaltıda buluşmuştu.
Bu işin mimarı Kozlu’nun genç ve yeni başkanı Merve Arslan
Aynı birliktelik aday netleştikten sonra sağlanabilir mi?
Bunu bilemiyoruz.
Ancak Merve Arslan’ın bunu başarmış olması farkını da gösterdi.