Yerbilimlerinde yeni bir sektör: Jeoparklar ve Jeoturizm

Değerli okurlar merhaba. Yeni yazımda yerbilimleri ile ilişkili yeni bir sektör olarak ‘Jeoparklar ve Jeoturizm’ konularını ele almak istiyorum.

Bilindiği gibi ülkemizde hızlı kentleşme, aşırı nüfus artışı ve işsizlik, özellikle gençlerde doğaya karşı yabancılaşma ve yerbilimi eğitimine ilginin azalmasına neden olmuştur. Yine en büyük sorunlarımız arasında olan su ve enerji ihtiyacı, yıkıcı etkisini afetler şeklinde yaşadığımız depremler, iklim değişikliği ve kuraklaşma gibi konular insanın aslında doğaya ne kadar bağımlı olduğunu göstermektedir. Bu konuların kamuoyu tarafından anlaşılması ve sağlıklı bir şekilde bilgilendirme yapılabilmesi için yeni eğitim ve uygulama alanlarına ve yöntemlerine gereksinim vardır. Bu çerçevede  ’Jeoparklar’ ve ‘Jeoturizm’ yerel yönetimler tarafından değerlendirilmesi gereken yeni açılımlar olmalıdır.

Jeolojik miras nedir?

Yerküremizin her bir köşesinde, farklı zaman ve farklı ortamlarda oluşmuş kayalar, tıpkı bir kitabın sayfalarına yazılmış bilgiler gibi gezegenimizin tarihçesine ilişkin sıralı bilgiler içerir. Jeolojik çağlardaki iklim değişiklikleri, yaşam formlarının kalıntıları (fosilleri), ekosistemler, jeodinamik olaylar, dağların, okyanusların, volkanların, fayların oluşumları gibi her türlü bilgi, jeolojik anlamda kayaların kayıtlarına geçmiştir. Bu eşsiz bilgi kayıtları, yerküremizin bize sunduğu en değerli miraslar; bir başka deyişle ‘Jeolojik Miraslar’dır.

Digne bildirgesi

Jeolojik miraslar madencilik, inşaat, ziraat, tarım, kötü arazi kullanımı, meslek, iş, ticaret, erozyon, hammadde kullanımı, koleksiyonculuk, turizm gibi konularda yapılan çalışmalar sırasında farkına varılmadan yok olmaktadır.  Bunları tahrip etmeye aslında hiç de hakkımız yoktur. İşte geçtiğimiz yüzyılda konunun önemini ve değerini fark eden bilim insanları, 1991 yılında Fransa’nın Digne kentinde düzenlenen bir çalıştayda bir araya gelmişlerdir. Ve ilk defa yerküremizin bize sunduğu en güzel, en heybetli, görsel ve bilimsel anlamda özel değerlere sahip yerleri ‘Jeolojik miraslar’ olarak adlandırmışlardır. Çalıştayın sonucunda 30 ülkeden bilim insanı ortak bir bildirge hazırlamıştır. ‘Digne Bildirgesi’ ya da bir başka deyişle ‘Yerkürenin Hakları’ olarak kabul edilen bu bildirgeye göre;

İnsan hayatının tıpkı bir kez yaşanması gibi, Yerküremiz de hayatını geriye dönüşü ve tekrarı olmaksızın bir kez yaşamaktadır. Bu hayat sırasında jeolojik olaylara ait kanıtlar en değerli miraslardır. Aradan binlerce ve hatta milyonlarca yıl geçmiş olsa da, yerküremizin anlamamıza yarayan belgelerdir. Bu miraslar yerine göre özel bir jeolojik zamana ait üst üste dizilmiş bir istif, özel bir kayaç topluluğu, bir mineral veya fosil topluluğu, özel bir yerşekli, yapı, doku veya bir arazi parçası olabilir.

Türkiye’deki çalışmalar: JEMİRKO

1991 yılında Digne Bildirgesi yayınlandıktan sonra, ülkemizde de bu konuda çalışmalar başlatılmıştır. İlk çalışmalar, Ankara Üniversitesi’ndeki JEMİRKO isimli öğrenci topluluğuna (Mart 1997) dayanır. Öğrenci topluluğunu, “Türkiye Jeolojik Mirasını Araştırma ve Koruma Grubu”nun kurulması takip etmiştir. Bu kapsamda, yerbilimleri ile ilgilenen tüm öğretim ve kamu kurumlarından gelen katılımcılarla birlikte 27 Mayıs 1999 tarihinde ilk  danışma toplantısı gerçekleştirilmiştir. Aralık 2000’de ise JEMİRKO resmi statüyle dernek olmuştur. Şimdiye kadar JEMİRKO Jeolojik mirasa ilişkin epey yol almış ve Türkiye çapına bazı alanlarda önemli jeositlerin ve jeolojik mirasların envanterini çıkartmıştır ve bu konuya ilişkin terimleri ise şu şekilde belirlemiştir:

Jeosit: En geniş kapsamıyla, güncel veya eski herhangi bir jeolojik süreci, olayı veya özelliği ifade eden kaya, mineral, fosil topluluğu, yapı, istif, yerşekli veya arazi parçasıdır.

Jeolojik Miras: Nadir bulunan, çok özel jeolojik bilgileri barındıran, yok olması ve iyi korunmaması durumunda bulunduğu bölgeye ait jeolojik bir belgenin kaybolacağı jeositlerdir. Yerkürenin geçirdiği geçmişine dair kanıtlar olarak, jeopark ve jeoturizm uygulamaları için mükemmel kaynak değerlerdir. Bunlar önemli bir fosil yatağı, tektonik bir yapı, bir mağara, tip kesit, yerşekili, mineral topluluğu, maden yatağı, kayaç vb. olabilirler.

          Kültürel Jeoloji: Arkeolojik veya tarihi değeri olanlar ise ‘Kültürel Jeosit’leri içerir. İnsan neslinin ortaya çıkışından bu yana ortaya koyduğu bütün eserlerle etkileşim içersinde olmuş doğal olayları (iklim, coğrafya, çevre, yer şekli, su ve deniz seviyesi değişimleri, yapıtaşları vb) inceler. Kısaca insana ait kültürü yönlendiren jeolojik süreçleri konu eder.

UNESCO ve Küresel Jeoparklar:

Jeoparklar, yukarıda tanımları verilen miras değerindeki tüm unsurların topluca belli bir alanda bulunduğu yerlerdir. Önceden planlanmış gezi güzergah noktalarıyla sınırları belirlenmiş  alanlardır. Jeoparklar, hem eğitim ve uygulama, hem de turizm sektörü açısından yepyeni bir açılım olabilecek ‘Jeoturizm’ potansiyeline sahip yerlerdir. Jeoparklar aynı zamanda, günümüzde çok ihtiyaç duyulan ‘doğayı koruma ve sürdürülebilir kalkınma’ için de önemli ve yararlı bir araçlardır.

Bazı jeolojik miraslar uluslararası ölçekte büyük bir bilimsel değere sahiptirler. Bu gibi uluslararası öneme sahip jeolojik miraslar  UNESCO Dünya Miras Listelerine girer. Öncelikle değerli olduğu düşünülen ve ilgili çalışmalarını tamamlamış Jeopark adayları yerel yönetimler tarafından UNESCO’ya önerilir. Ardından UNESCO heyetleri aday Jeoparkın kriterlere uygun olup olmadığını yerinde tespit eder. UNESCO tarafından listeye alınan Jeoparklarla daha sonra çok daha kapsamlı  çalışmalar yapılır. UNESCO’nun kriterlerine göre uygun bir KÜRESEL JEOPARK’ta olması gereken kriterler özetle şöyledir:

  1. Uluslararası düzeyde jeolojik öneme sahip, bilimsel çalışmalarla kanıtlanmış, jeolojik miras alanları ve bunlara ait peyzajları içermelidir. 
  2. Bu alanlar ‘koruma, eğitim, araştırma ve sürdürülebilir kalkınma’ yöntemleri birlikte yönetilmelidir.
  3. Aday Jeoparkta jeolojik ve kültürel miraslar birlikte ele alınmalıdır.
  4. Aday Jeopark ulusal mevzuata uygun olarak ve yasal varlığa sahip bir yönetim organı tarafından yönetilmelidir. Yönetim organları, UNESCO’nun Küresel Jeopark Alanıyla uyumlu olacak şekilde düzenlenmelidir.
  5. Aday Jeoparklar, en önemli paydaşlar olarak yerel toplulukları ve yerli halkları da mutlaka aktif olarak içermelidir.
  6. Aday Jeoparklar, yerel topluluklarla ortak olarak, yerel nüfusun sosyal ve ekonomik ihtiyaçlarını sağlayacak şekilde, içinde yaşadıkları çevreyi koruyacak ve kültürel kimlikleri yine tanıtıp koruyacak şekilde, ortak yönetim planı çerçevesinde yönetilmelidir.

Yukarıdaki kiriterleri yerine getiren bir Aday Jeopark, UNESCO’nun küresel Jeopark ağına eklenmeyi de hak etmiş olur.

Zonguldak’ın Jeopark ve Jeoturizm potansiyeli

Son yıllarda Zonguldak’ın Jeolojik miras potansiyeli ve bu kapsamda da Jeopark konusu birkaç kez gündeme gelmiş ve bu konuda ön çalışmalarda bulunulmuştur. Fakat henüz resmi başvuru olarak UNESCO’ya önerilebilecek düzeyde bir çalışma yapılmamıştır. Aslında Zonguldak hem Jeolojik, hem de Kültürel açıdan oldukça büyük bir potansiyele sahip çok özel ve istisnai bir bölgedir. Örneğin, Zonguldak’taki Paleozoyik yaşlı istifler Türkiye’nin diğer alanlarından çok farklı ve özel jeolojik miras içeriklerine sahiptir. Bu farklılığı vurgulamak amacıyla, mağaracılık ve turizm konularında uzman olan Engin ZAMAN ile birlikte 18-25.Aralık.2018 tarihleri arasında ilk defa jeoloji ve fosiller konusunda 1 hafta süreyle devam eden, ‘Zonguldak’ın 500 milyon yıllık serüveni’ isimli bir sergi düzenlenmiştir. Zonguldak’ın jeolojik ve paleontolojik değerlerini ve mağaralarını anlatan sergi büyük bir ilgi görmüştür. İlk defa böyle bir sergiyi sokaktan geçen, ekonomik ve sosyal statüsü ve eğitim düzeyi ne olursa olsun, her yaş ve her kesimden insan gezip görebilme olanağına sahip olmuştur.  Halktan insanlar ilk defa akademik toplantı ortamını değil, bilimin topluma doğrudan anlatıldığı bir ortamı görmşlerdir. İlk defa karşılarında konularının uzmanı akademisyenleri ve uzmanlara birebir diledikleri soruları sorabilme fırsatı bulmuşlardır.

Bölgedeki jeolojik miras alanlarına en iyi örnek Gökgöl mağarası ve Gökgöl istifidir. Gökgöl isitif, yürütücülüğünü üstlendiğim TÜBİTAK projesi kapsamında, öğrencilerim Arzu ERTOP ve Abdifatah Farah AHMED’ın  görev aldığı yeni bir TÜBİTAK projemiz kapsamında incelenmektedir. Bilimsel çalışmamızın jeolojik ve paleontolojik sonuçları, Zonguldak’ın jeolojik miraslarının uluslararası düzeyde duyurulmasına katkı sağlayacaktır.

Sonuç;

Jeolojik mirasların önerilmesi ve korunması için gerekli çalışma ve önlemler hem yerel hem de ülke çapında ele alınmalıdır.

Bu konuda özellikle yerel yönetimlerin desteği oldukça önemlidir.

Jeoparklar, Jeolojik Miras ve Jeoturizm kavramları yerbilimleri için ülkemizde önümüzdeki yıllarda yeni açılımlar olarak değerlendirilmelidir.

Jeoparklar toplumsal farkındalık yaratacak, yerel ekonomik kalkınmaya katkı sağlayacak eğitim ve uygulama alanlarıdır.

Türkiye’nin ilk ve tek UNESCO tarafından tescil edilmiş ve Küresel Jeoparkı yerel yönetim destekli ‘Kula-Salihli Jeopark’’ıdır.

Hadi o zaman ikincisi de ‘Zonguldak Jeopark’ı olsun. Zonguldak bir Jeoturizm şehri olsun. Neden olmasın?

JEMİRKO tarafından tanımlanmış ve gruplandırılmış jeositler

Kaynakça

Kazancı, N., Özgen Erdem, N., Erturaç, M. K., 2017. Kültürel Jeoloji ve Jeolojik Miras; Yerbilimlerinin Yeni Açılımları, Türkiye Jeoloji Kurumu Bülteni, 60/1: 1-16.

Kazancı, N. Şaroğlu, F.  Kırman, E. ve Uysal, Ş. Doğal miras büyük tehdit altında. Mavi Gezegen

www. Progeo.ngo/Digne Decleration

 https://www.jemirko.org.tr/kisa-oyku/

https://www.jemirko.org.tr/jeolojik-miras-terimleri/

Zonguldak-Bartın çevresinde Üst Devoniyen – Alt Karbonifer yaşlı birimlerin (Gökgöl ve Topluca  istifleri) stratigrafik, paleontolojik, sedimantolojik ve jeokimyasal özellikleri (TÜBİTAK 1002 Projesi, ZBEUN)

150 milyon yıl önce Zonguldak', Elmas tv- Canlı yayın, 2 saatlik TV programı (23.03.2018): http://www.elmas67.com/guncel/150-milyon-yil-once-zonguldak-h22075.html (Yeşim Büyükmeriç)

Zonguldak'ın 500 milyon yıllık serüveni' isimli halka açık bilimsel sergi, 18-23.Aralık. 2018. http://www.halkinsesi.com.tr/kultur-sanat/buyukmeric-ve-zamandan-anlamli-sergi-h44396.html (Yeşim Büyükmeri, Engin Zaman, Arzu Ertop)