Türkiye Taşkömürü Kurumu’na (TTK) uzun süredir gündemde olan en az 3 bin işçi alımıyla ilgili beklentiler suya düştü. Kurumdan bin 500 kişi daha emekli oluyor. Çalışan sayısı 5 binin altına düşüyor. Maden ocaklarında işçi açıklarına bağlı olarak doğan iş güvenliği açıklarının ise büyük kazalara neden olabileceği yönünde görüşler var. Zonguldak her konuda tartışıyor ama kuruma işçi alınması söz konusu olduğunda hem kurumlar hem de siyaset sağıra yatıyor.
SEÇİMİN ÖNEMLİ GÜNDEM MADDESİ
14 Mayıs’ta yapılacak seçim öncesi işçi alımının yeniden siyasilerin ana gündemleri arasında yer alması bekleniyor yaşanan her gecikme kurumun geleceğine dinamit koymakla eşdeğer.
TTK’ya işçi alımının bu güne kadar çoktan tamamlanması gerekiyordu ancak olmadı. Şimdi seçimin ve adayların önemli gündem maddeleri arasında olması bekleniyor.
TTK SAHİPSİZ
Zonguldak’ta çoğu kurum, siyasetçi ve STK söz konusu TTK olduğunda sessiz kalmayı tercih ediyor. Kurumun zararı üzerinden yapılan politikaların etkisi nedeniyle kişi ve kurumlar yönetimsel hataları görmek yerine ‘kurum zarar ediyor’ algısının peşine giderek sessiz kalmayı tercih ediyor.
Oysa ki TTK’da çalışan sayısının hızla düşmesi şehrin sosyal ve ekonomik yaşamına en büyük darbeyi vuran etkenlerden biri. Buna karşın taşkömürünün stratejik önemi ve yarattığı katma değer görmezden gelinir.
Genel Maden İşçileri Sendikası’nın siyaset ile arasını bozmama adına ortaya koyduğu pasif tutuma ek olarak şehirdeki tüm STK’ların ve siyasi partilerin sesi çıkmaz oldu.
AK PARTİ MİLLETVEKİLLERİ SESSİZ KALDI
Kuruma işçi alınması için en fazla rol oynaması gereken isimler Ak Parti Milletvekilleri ve il yönetimiydi.
Maden mühendisi ve Zonguldak’ın 20 yıldır Milletvekili olan Polat Türkmen ile birlikte diğer milletvekilleri Ahmet Çolakoğlu ve Hamdi Uçar’ın işçi alımının sağlanması için beklenen performansı gösterememesi ‘duyarsızlık’ olarak yorumlanıyor.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin’in Üzülmez işletmesinde işçilerle buluşmasında yaptığı konuşma yeni işçi alımı için büyük umut vermişti ancak geçen bir yıla rağmen henüz bir adım atılmaması sorunun, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yeterince anlatılamadığı görüşlerini öne çıkarıyor.