Zonguldak Valiliği’ne atanan Sayın Osman Hacıbektaşoğlu’na başarılar diliyoruz.
Sayın Valinin başarılı olması şehrin de başarılı olmasıdır.
Şehrin başarılı olması Sayın Valinin başarılı olup daha büyük illerde görevler almasıdır.
Bir şehre bir vali atanır ve bazı şeyler yeniden başlar.
Devlette devamlılık esas olsa da kişilerin doğruları, vicdanları, çabaları o devamlılığın sağlıklı ilerlemesi için önemlidir.
Zonguldak zor bir şehir.
Zonguldak’ın son dönem valileri yorgun, bıkkın gitti.
Aralarında pişman olanlar da vardı!
Zonguldak’ta pek çok tartışmaya anlam veremeden, anlatmaya çalıştıklarını izah edemeden, yapmaya çalıştıklarını yapamadan gittiler.
Biz Zonguldaklılar uzun yıllardır bir vali atandığında paçalarına yapışıp, mutlak kurtarıcı olarak gördük veya görmek istedik.
Siyasi temsilde yaşanan boşluklar, aksaklıklar nedeniyle valilere daha fazla görev yükledik.
Bunu gören valiler de aşkla, şevkle sarıldılar şehre.
Ama hayal kırıklıkları da giderken sığmadı bavullara.
Şimdilerde durum biraz daha farklı olsa da sayın valiye çok iş düşüyor.
Siyasetçiye güvenini kaybeden kitleler ve sokak valiyi; “devlet baba” olarak görüp saydığı için beklentiler yüksek oluyor.
Biz bu konuda fazla bir şey demeye gerek görmüyoruz.
Sayın Vali pratik Karadeniz zekası, vicdani ve kamu tecrübesi ile ölçüp biçecektir.
Sorun çok.
Beklenti çok.
Saymakla bitmez.
Zamanla bunları yazarız.
Şimdilik diyebileceğimiz tek şey vatandaşın kurumlara yani devletin kapısına gittiğinde o sıcaklık ve güveni daha fazla görebilmesi.
Vatandaşın işlerinin daha hızlı ve pratik şekilde çözülmesi.
Kurumların, yasalar çerçevesinde vatandaşın işini zorlaştıran değil kolaylaştıran olması.
İşlerin memurun keyfiyetine bırakılmadan çözülmesi.
Hayırlı uğurlu olsun.
Allah mahcup etmesin.
Bizler her şartta gördüklerimizi samimiyet ile izah etmeye çalışacağız.
Doğru hangisi?
Ne yazık ki bazı olayları ve sorunları yine olması gerektiği gibi konuşamıyoruz.
Fevkani Köprüsü.
Olay, şehrin trafik akışına katkısının ne olduğundan veya köprü yıkıldığında çıkacak tablonun ne olacağından çok altındaki esnafın derdine dönmüş durumda!
İş, falanca tarihte siper olup alışık olmadığımız bir gerilim filmi sahnesine doğru gidiyor.
Zonguldak Nostalji Editörü Yüksel Yıldırım’ın köprünün altının tamamen boşaltılıp onarımı yapıldıktan sonra yeniden dekore edildiğinde ortaya çıkacak tabloyu anlatan çalışması bir fikir.
Gerekçe üretmekse mutlaka hepimizin kendisine göre gerekçeleri vardır.
Planlı şehirleşme, estetik şehirleşme, yer kazanma, hayatı kolaylaştırma, şehri daha yaşanabilir kılma adına gerçekten hangisi doğru?
Şehir planlamaları açısından, şehrin gelecekte yaşayacağı trafik yoğunluğu açısından bakıldığında ne kadar doğru ne kadar yanlış yapıyoruz?
Bunu siyasetçilerden daha çok şehir plancıları bilir aslında.
Ancak politik bir inatlaşmaya dönünce doğruyu arayan da pek yok.
Köprünün depreme dayanıksız olduğu gerekçesi halkta karşılık bulmuyor çünkü depreme dayanıksız binalara el atan yok, köprünün yıkıldığında yerine geçecek planlamanın ne kadar sağlıklı çalışacağını anlatan yok.
Köprü yıkıldığında ve yıkılmadığında önümüzdeki 10, 20, 50 yıl sonra bizi neler bekliyor?
Bazen!
Bazen kimse ile uğraşacak halim yok.
Diyorum ki düzen de sizin olsun.
Sorunlar da sizin olsun.
Şehir de sizin olsun.
Para da sizin olsun.
Mevki makam da sizin olsun.
Salın beni gidip kurulayım bir dere kenarına.