Kasabanın kabadayısını 
istemeden öldüren delikanlı 
hapse girer

Oğlunu ziyarete gelen anne
her gelişinde oğluna mısır unu, 
tereyağ ve Karadeniz’de 
“ kartopi “ olarak adlandırılan 
patates getirir. 

Bu durumdan rahatsız olan 
Delikanlı;
-Anne kartopiler doldi taşdi. 
Bana para gerek, der. 

Anne kararlı bir sesle; 
Ye kartopini yat aşaği 
Namin tutti Tonyayi 
diye cevap verir.

(Ye patatesini yat aşağı 
ünün Tonya’ya yayıldı) 

“Teşbihte hata olmaz” 
Bu anlatımda 
olduğu gibi hayatta ardında 
iyi yada kötü nam bırakan
pek çok kişiye tanık oluyoruz. 

Mesele ardınızda bıraktığınız 
bu nam’ın 
insana, şehre, ülkeye, kültüre 
ne derece fayda sağladığı. 

Yoksa insanların ve 
tarihin vicdanında 
kara izler bırakan bir namın 
kime faydası var?

Koca Veysel’in dizelerinde 
olduğu gibi 
“Her kim ki olursa bu sırra
 mazhar dünyaya bırakır ölmez 
bir eser”

Bu nam 
bir ozanın dillere pelesenk 
olmuş  
türküsü gibi olmalı. 

Bir şairin  yıllar boyu okunan 
şiiri.

Bir mimarın görenleri hayran 
bırakan 
görkemli yapıtı gibi.

Bir yazarın onlarca dile çevrilen 
“longseller” romanı.

Bir mucidin milyonlarca 
insanın 
hizmetine sunduğu icadı gibi. 

Belki verdiğim örnekler 
abartılı gelebilir.
Lakin nam ile şan ile 
anılmasa da görevini 
layıkı ile yerine getiren 
yöneticilere ihtiyacımız var. 

Ardında güzel anılar 
bırakacak 
kararlar alan ve uygulayan. 

Evden işe 
işten lokale gitmek dışında 
vatandaşın derdi ile dertlenen
liyakatli yöneticilere 
ihtiyacımız var 

Atanmışların , seçilmişlerin 
bürokratların siyasetçilerin 
işleri; günü kurtarmak yerine 
arkalarında bırakacakları 
eserler olmalı. 

Kalın Sağlıcakla.

Haftanın Sözü 
Öldükten sonra unutulmak 
istemiyorsanız, 
ya okunmaya değer bir kitap 
yazın 
ya da yazılmaya değer işler
 başarın.
Benjamin Franklin