90’lı yıllarda
Memurlar devlet hastanelerinde
işçiler SSK hastanelerinden
sağlık hizmeti alıyordu.
İkamet ettiğiniz yerde
hastane olduğu halde
muayene ve tedavi
olamadığınız durumlar oluyordu.
Üniversite hastanelerine
devlet hastanesinden
sevk alınmadan gidilmiyordu.
En az altı yataklı
hastane koğuşlarında
hastalar hayli zorluk çekiyordu.
O yıllarda
hastane merdivenlerine
hatta bahçelerine kadar uzayan randevu ve muayene kuyruklarına
tanık olmayan yoktur .
112 Acil Sağlık, hasta taşıma ve evde bakım hizmetleri bu kadar yaygın değildi.
Yıllar içerisinde
vatandaş memnuniyetine yansıyan
sağlık hizmetindeki ilerleme
İktidarın en çok övündüğü
icraatların başında yer aldı.
Sağlık sisteminde ki gelişime rağmen,
vatandaşın muayene çilesi bitmedi. Sadece renk değiştirdi.
Hastane kuyrukları
dijital kuyruklara dönüştü.
Birçok ilde yapılan yeni hastanelere
ve şehir hastanelerine rağmen
bu şikayetler artarak devam etti.
Problem hekim randevuları
ile sınırlı kalmıyor.
Aylar, hatta bir yıl sonrasına verilen MR, Dijital Röntgen, Ultrasonografi gibi görüntüleme testleri
tedavi bekleyen hastalarda öfke ve
hayal kırıklıklarına neden oluyor.
Bugün bu konuda dert yanan bir tanıdığıma rastladım.
Annesinin hastalığı nedeniyle
Beyin Cerrahı hekimi tarafından
“MRG BOS akım” tetkiki istendiğini.
Önce BEÜ Hastanesine akabinde Ankara’da üniversite hastanelerine müracaat ettiğini en yakın 2025 yılına randevu verildiğini söyledi.
Aynı hastanelerde ücretli çekilmesi durumunda ise 1- 2 ay sonrasına randevu verildiğini söyledi.
Yani paranız varsa 5-6 ay yerine
1- 2 ay sonra çektirebiliyorsunuz.
Özelde çektirmek isterseniz
1 gün içerisinde işiniz halloluyormuş.
(5 bin lira cıkmış)
Sağlıkta çok şey değişti,
gelişti, ilerledi, yüz güldürdü.
Lakin Napolyon’un sözü değişmedi
Para
Para
Para
Canınızı daha fazla sıkmadan,
konuyu da uzatmadan
yorumu; siz değerli okurlara
çözümü; yetkililere bırakayım.
Kalın Sağlıcakla.
Haftanın sözü:
"Halk içinde
muteber bir nesne yok devlet gibi.
Olmaya devlet cihanda
bir nefes sıhhat gibi"
(Kanuni Sultan Süleyman)