Gülüç Belediye Başkanı Gökhan Mustafa Demirtaş tarafından 2017 yılında belediyeye işe alınan N.Y. ile 2021 yılında işe başlayan Duygu Karahan, işe başladıktan kısa süre sonra başkanın sözlü ve fiziki tacizine uğradıklarını, ailesiyle, işten atılmakla tehdit edildiklerini öne sürerek, şikayetçi olmuştu.

Belediye çalışanı iki kadının hakkında sözlü ve fiziki taciz iddiasıyla şikâyette bulunduğu Gülüç Belediye Başkanı Gökhan Mustafa Demirtaş için İçişleri Bakanlığı soruşturma izni verdi. Taciz iddiasıyla şikayetçi olan kadınlardan birinin delil olarak sunduğu ses kaydı da dosyaya girmişti.

"Sarkıntılık yapmak suretiyle cinsel saldırı" ve "Cinsel taciz" suçlarından yargılanan Başkan Gökhan Mustafa Demirtaş, bugün Kdz. Ereğli Adalet Sarayında gerçekleştirilen duruşmada mahkemeye gelmediği görüldü.

Dava sonrası tacize uğradığını iddia eden Duygu Karahan'ın avukatı Yiğit Beşok Kadın Platformu üyeleri ile birlikte     açıklama yaparak şu ifadeleri kullandı;

Kavga-Filyos'un atılan işçileri Kavga-Filyos'un atılan işçileri

"Öncelikle kamuoyuna yansımış bu davanın siyasi bir dava ya da siyasi bir malzeme edilmeye çalışılmasının son derece yanlış olduğunun önemle altını çizmek isterim. Bu davaya ülkemizde emeği ve hakkıyla çalışmak isteyen, sayısını bilemediğimiz kadar kadının günümüzde yaşadığı ve yetkili mercilere bir türlü kendini açıklayamadığı, açıklasa da inandıramadığı, inandırsa da toplumda yanlış anlaşılacağı dürtüsü ile kendinin yanı sıra ailesine ve yakın çevresine zarar geleceği düşüncesiyle hakkını arayamadığı, sessiz kaldığı bir davanın konusunu içermektedir. Bugün sanık taraf duruşmanın, kapalı oturum ile yapılmasını talep etmiş, biz ise tam tersi karşı tarafın sanık olduğu, suçtan zarar gören tarafın bizim olduğumuz beyan edilmiş ve ayrıca sanığın mevcutta bir kamu hizmeti görevinde olduğu hiçbir ayrıcalığının bulunmadığı herkesin kamu davasında eşit olduğu nedeniyle bu talebe itiraz ettik ve mahkemece sanık tarafın CMK 182. Maddesine gereğince talebi reddedilmiştir ve duruşma açık olarak devam olunmuştur.

Bu dava, sanık olan ilgili ilçenin mevcut belediye başkanın, kamu görevini icra ederken nüfusu kötüye kullanarak yine ilgili belediyede görev alan müvekkile karşı birden fazla ve sürekli olarak cinsel saldırı ve cinsel taciz suçu eylemlerini konu almaktadır. Şahsın bu eylemleri soruşturma evresinde zaten sabitlik kazanmıştır. Sanık, soruşturma delillerinde yer alan ses kaydını ikrar ederek, kabul etmiştir. Ayrıca yine soruşturma evresinde müvekkil ile husumeti bulunan, sanık ile alt üst işveren ilişkisinde yer alan ve doğrudan sanık tarafı olan, özetle ceza hukuku prensiplerinde tanık sıfatına haiz olamayacak birkaç şahısın, gerçekten uzak ve kurgu şekilde hazırlanmış ifadelerinin de yer aldığı görülmüştür. Bu şahıslar bugün mahkeme huzurunda gelmemişlerdir gelmeleri halinde ve aynı beyanları söylemeleri durumunda haklarında TCK 272. madde kapsamında yalan tanıklık nedeniyle şikâyette bulunacaktık fakat bu husus gelmemeleri nedeniyle gerçekleşmemiştir. Sanık da mahkemeye rapor sunmuş ve duruşmaya katılmamıştır.

Sanık tarafı, dosya kamu davasına dönüştüğünde suçtan kaçmaya yönelik savunmasını tümüyle değiştirerek son çare olarak bu ses kaydının oynandığını beyan ederek rapor istemiştir. Raporda ses kaydının bütünlük arz etmediği her ne kadar yer alsa da bunun hukuki açıklaması da bir o kadar basittir.  Toplamda 7-8 dakikalık ses kaydının suç unsuru taşıyan 2 dakika 43 saniyelik kısmının dosyaya sunulmasından ibarettir. Kalan kısımlarda sanık tarafın telefonunun çaldığı ve o sırada telefona cevap verdiği, telefonda dava dışı 3. Kişiyle konuştuğu kısmının sunulmamasından ve bu kaydın ayrı değil birleşik şekilde sunulmasından ibarettir. Bu bahsedilen hususlar duraksama olmadan tümüyle orijinal şekilde mahkemeye bugün sunulmuş, sanık tarafın bu algısı da böylece çürümüştür. Kaldı ki ilgili suçun tek delili bundan ibaret olmayıp dosyada tek başına ilgili suçlardan sağın ceza almasına yeterli birçok delilin yer aldığını görmekteyiz. Sanık tarafın savunacak artık hiçbir şeyi kalmamış olup davayı bu nedenle siyasete çekmeye çalışmaktadır. Unutulmamalıdır ki hiçbir insanın onuru, şerefi, kişilik hakları ve bedeni siyasete malzeme olamaz. Sanık ister belediye başkanı olsun ister hangi makam ve mevkide olursa olsun, kamuoyu ve yargı bu şekilde anlık manipülasyonlar ile her ne kadar etkileyeme çalışılsa da başarılı olunmayacağı bugün görülmüştür. Adalete inancımızı bugüne kadar kaybetmeden geldik ve bu doğrultuda ilerliyoruz. İlgili şahsın en üst hadden ceza alması için bu davanın sonuna kadar takipçisi olacağız."

Editör: Tuğçe Atalar