Enerji Bakanı Fatih Dönmez açıklamalarında şu ifadeleri kullandı;

"Bugün burada bir ülkenin kaderini değiştiren insanlarla bir aradayız. İnanan, mücadele eden, vazgeçmeyen, her türlü haksızlığa göğüs geren ve sonunda vaat edilen zafere ulaşan insanlarla birlikteyiz. Başta liderliğiyle sayın cumhurbaşkanımız olmak üzere, Türkiye’nin enerji tarihinde yeni bir çağ açan binlerce kahraman bugün burada. Belki isimlerini bilmiyorsunuz ancak farklı düşündükleri, farklı gördükleri, farklı hissettikleri için öncü oldular. Çığır açtılar. Bir ülkenin enerji bağımsızlığına giden ilk kıvılcımı ateşlediler.
Daha önce Karadeniz’de yabancı şirketlerle sondajlar yaptık. Ancak hiçbirinde neticeye varamadık. Türkiye’nin bir karar vermesi gerekiyordu.

Ya bu şekilde devam edecektik ya da kendi gemilerimizle, kendi insan kaynağımızla ve kendi teknolojimizle yola devam edecektik. Biz ikincisini seçtik. Yerli ve milli bir enerji politikasıyla önce arama sonra sondaj gemilerimizi filomuza dâhil ettik.
Fatih’i 29 Mayıs 2020 günü İstanbul’dan Filyos’a uğurladığımız günü, keşfin ilk haberini aldığım o ilk anları ve Karadeniz gazının 2200 metre yerin altından çıkıp gökyüzüyle ilk defa buluştuğu o kareyi dün gibi hatırlıyorum. Hamd olsun umutla çıktığımız bu yolun sonu müjdelerle noktalandı. Türkiye’nin bugün geldiği nokta sabrın, azmin, çalışmanın, bir olmanın, beraber olmanın bir sonucudur.

Hz. Nuh’a gemileri yaptıran o irade, Halid bin Ziyad’a gemileri yaktıran o inanç, Fatih’e gemileri karadan yürüten o kararlılık dünya tarihinde dirilişin ve yükselişin ilanıdır. 100 yıl önce bandırma gemisiyle Samsun’a giden Mustafa Kemal’in taşıdığı bağımsızlık meşalesi, umutları yok olmakta olan bir milleti tıpkı zümrüde anka gibi küllerinden yeniden diriltti. Ve 100 yıl sonra bir başka gemi… yine Karadeniz’in sularında. Fatih sondaj gemisi… bir milletin kaderinin değişmesinde başrolü oynadı.
Göğsünde ay yıldız, omuzlarında bir milletin heyecanı, umut dolu yarınları Karadeniz’in hırçın sularını yara yara ilerledi.

Cenab-ı hakk’ın kuran’ı kerim’de buyurduğu gibi, “hiç kimse kendisi için gizlenen müjde ve mutluluğu bilemez”. Bize düşen çalışmaktı. Gayret etmekti. Her arayan bulamazdı, lakin bulanlar arayanlardı. Yılmadık. Ümitsizliğe kapılmadık. İnandık ve sonunda başaracağımızı biliyorduk. Hz. Mevlana’nın da dediği gibi “umut; hiç bitmeyen bahar mevsimidir. İçinde kar da yağar, fırtına da kopar. Ancak çiçekler açmaya hep devam eder.”
Geldiğimiz noktada her türlü zorluğa, her türlü ambargoya, her türlü yıldırmaya rağmen başardık. Çünkü bir hayalimiz vardı. İnandık. Mücadele ettik. Ay yıldızın yüzünü yere eğmedik. Her türlü önyargıyı yıktık. Direnci kırdık. Arayamazsınız dediler, aradık. Bulamazsınız dediler, bulduk. Çıkaramazsınız dediler. Çıkardık. Ve bugün Türkiye’nin enerjide bağımsızlık ateşi Filyos’tan dalga dalga tüm yurda yayılıyor. Bu eser 85 milyonun. Bu gurur tüm Türkiye’nin. Bu başarı Türkiye ile sevinen, Türkiye ile üzülen bütün kardeşlerimizin.

ZBEÜ Hastanesi Expomed Eurasia'da ZBEÜ Hastanesi Expomed Eurasia'da

Sayın cumhurbaşkanım, kıymetli misafirler,
Karadeniz gazı ilk keşiften üretime kadar dünyanın en kısa sürede yapılan deniz saha geliştirme projesi olarak kayıtlara geçti. İlk fazda 10 kuyudan günlük 10 milyon, ikinci fazda 40 kuyudan günlük 40 milyon metreküp doğal gaz üreteceğiz. Proje tam kapasiteye ulaştığında Türkiye’nin mevcut doğal gaz ihtiyacının yaklaşık yüzde 30’unu tek başına karşılayacak. Bir başka ifadeyle keşfimiz, tüm konutların 35 yıllık doğal gaz ihtiyacını tek başına karşılayabilecek kapasiteye sahip.
Türkiye’nin enerji bağımsızlığı için sahada 50’den fazla gemi çalıştı. Yanlarında da fatih, yavuz ve kanuni sondaj gemilerimiz vardı. 10 bin kişi Karadeniz gazını cumhuriyetimizin 100. Yılına yetiştirmek için canla başla çalıştı. Bu süreçte Kovid, küresel kriz ve depreme rağmen rekor bir zamanda projeyi bitirdik. Bu proje için yurt dışında uzun yıllar çalışıp Türkiye’ye dönen onlarca mühendisimiz var. Babasının vasiyetini yerine getirmek için doğduğu topraklara yeniden dönen mühendisimizden, her türlü baskıya karşı koyarak Türk vatandaşlığına geçen yabancı çalışanlarımıza kadar herkes burada gecesini gündüzüne kattı.

100 yıl önce Türkiye Cumhuriyeti’nin bağımsızlık meşalesinin yakıldığı yerlerden biri de Sakarya’ydı. Ve 100 yıl sonra bu kez büyük ve güçlü Türkiye’nin enerjide bağımsızlık meşalesi yine Sakarya’dan, Sakarya gaz sahası’ndan yükseliyor.
1071’de Malazgirt’te başlayan, Selçuklu’dan miras, Osmanlı’dan yadigâr, Cumhuriyet’ten emanet bir ruhla… azimle ve cesaretle… ve de büyük bir inançla… yüzyılı geride bırakan tecrübemizle, dünlere, bugünlere, yarınlara değil; yüzyıllara, Türkiye yüzyılına ilham olmaya geliyoruz.

Sönmesin diye şafaklarda dalgalanan ay yıldız, keşfin ateşiyle bugünleri değil geleceği de aydınlatıyoruz. 85 milyonun enerjisiyle aydınlık ve güçlü yarınlara ilerliyoruz… ve bugün hep bir ağızdan, en gür sesimizle diyoruz ki bu bayrak gökyüzünde dalgalandıkça, şehadetin temeli ezanlar gökyüzüne yükseldikçe, bağımsızlık aşkına için için  yanan bir millet oldukça  “korkma… sönmez bu ateş bu topraklarda…”
sözlerime son vermeden önce, Türkiye’nin yerli ve milli enerji hamlesinin baş mimarı sayın cumhurbaşkanımıza, ilk günden bugüne kadar bizlere vermiş olduğu destekten ve gösterdiği liderlikten ötürü şükranlarımı sunuyorum.
Önceki dönem enerji bakanlarımıza, sahada ve masa başında bin bir emekle çalışan Türkiye petrolleri, botaş ve yüklenici firmalarımıza ve dualarıyla bizleri hiçbir zaman yalnız bırakmayan 85 milyon vatandaşımıza teşekkürlerimi sunuyorum.
Karadeniz gazı hayırlı, uğurlu, bereketli olsun. Allah’a emanet olun."

Editör: Melisa Sapaz