Zonguldak’a dışarıdan bakan şehirdeki acı tabloyu daha iyi görüyor.

Zonguldak’tan dışarı çıkan hayata başka bakıyor.

Ekonomiye.

Siyasete.

Geleceğe.

Şehire.

Olaylara.

İnsanlara.

Ticarete ve üretime.

Zonguldak’tan çıkıp bugün iş, siyaset ve farklı kulvarlarda çok önemli yerlerde olan insanlarımız var.

Başarı hikayeleri var.

Ama şehre döndüğümüzde yine kafasını gömen, egodan şişe şişe gezen insanlar oluveriyoruz.

Bu şehirde de başarılı insanlar var.

Üreten insanlar var.

Her türlü engelle karşılaşan insanlar var.

Bu garipliği de çok yazdık yıllarca.

O yapmasın bu yapmasın.

Sen yap o zaman.

O da olmaz!

Zonguldak’tan çıkıp Zonguldak ve dünya pazarına açılan üreticilerimiz, girişimcilerimiz var.

Onların belki de en büyük şansı Zonguldak’tan çıkmış olmaları.

Zonguldaklıların en büyük düşmanı yine Zonguldaklılar.

Bakalım çevremize.

Her alanda.

Her sahada.

Siyasette, ekonomide, sporda.

Sayısız örnekler verebiliriz.

Hastalık derecesinde.

Yani kaçan kurtuluyor demek istemem ama Zonguldak’a dışarıdan bakınca lüzumsuz ne çok olay ve kişi ile uğraştığımızı daha iyi göreceğiz!

Metin Pehlivan ve Duygu Bayır Garbioğlu!

Aylardır Zonguldak’ın onkolog eksikliğini yazdık.

Çırpındık.

Önce Metin Pehlivan hocamız geldi Atatürk Devlet Hastanesi’ne.

Bayram etti şehir ancak yetmek mümkün değildi.

Metin hoca yetemiyor ve kapılar dolup taşıyordu.

Şehirde artan kanser vakalarının ve insanların çaresizliğinin geldiği noktayı, kapılarda yaşanan tartışmaları gösterdik.

Sonra ikinci onkolog Duygu Bayır Garbioğlu geldi Atatürk Devlet Hastanesi’ne.

Sonra iki hastane arasında yapılan protokol ile birlikte Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde görev yapmaya başladı Duygu Hoca.

Şimdilerde o yoğunluklara tekrar yakından tanıklık ediyoruz.

Sabahın sekizinde gelen bir hekim, öğle yemeği dışında odasından çıkamayan bir hekim, akşam 7 de olsa son hasta gidinceye kadar hasta bakan ve tüm bu hastalar gittikten sonra yataklı servislerde bulunan hastalara giden bir hekim.

Tıp Fakültesinde tek onkolog olarak görev yaparken giden Hüseyin Engin’in neden gittiğini anlamak çok zor değil.

Şehirde veya bölgede nüfusa oranla çok fazla olduğu gözlemlendiği belirtilen kanser vakaların için çok acil yeni hekimlere ihtiyaç var.

Gördüklerimiz karşısında şunu diyebiliriz.

Hiçbir hekim böylesi bir tempoyu daha fazla devam ettiremez.

Hem ZBEÜ Tıp Fakültesi Hastanesi’ne hem de Atatürk Devlet Hastanemize yeni onkologlar şart.

Gelmesi beklenenler için de siyaset ve bürokratlarımızın acilen devreye girmesi gerekiyor.

Kamuoyu adına her iki hekimimizi yürekten kutluyor emekleri için teşekkür ediyoruz.

Lütfen direnin pes etmeyin.

Kanser vakaları neden artıyor?

Bu şehirde kanser vakalarının nüfusa oranla yeri nerede?

Son on yıllık öyküler ele alındığında Zonguldak veya bölge nereye gidiyor?

Her yaştan bu kadar kanser hastası olması ulusal veri sistemleri ile karşılaştırıldığında normal mi?

Bu artışın faktörleri neler?

Havadan mı?

Sudan mı?

Kömürden mi?

Nem oranından mı?

Beslenme alışkanlıklarından mı?

Zonguldak bu işlere de kafa yormalı.

Yormalıydı!

Yıllardır yazıyoruz.

Halkın sağlığı ve yaşan hakkı için yetkilendirilen isimlerin üzerinde durması gereken bu konularda sağıra yatmaları nedendir?