Zonguldak’ın son 20 yıllık devlet yatırımlarının kesinlikle mercek altına alınması gerekiyor.
Mesela Ereğli yolu.
Mesela Ankara yolu.
Mesela Mithatpaşa Tüneli.
Mesela Sahil Projesi.
Mesela Özel İdare’mizin doğrudan temin işleri.
Mesela Kozlu Belediye’sinin son dönem yargıya taşınan ve taşınmayan ödemeleri.
Mesela Kilimli Belediyesi’nin önceki dönem ödemeleri.
Mesela son 20 yılın farklı asfalt ihaleleri.
Açık ve net söylemek gerekirse.
Bunların üzerine gidecek güçlü bir savcıya ihtiyaç var.
Herkese hırsız diyemezsiniz ama bu sistem içinde soyduranlar ile soyanların kimler olduğunun tek tek masaya dökülmesi lazım.
Bu siyaset üstü bir olay.
Bu işlerin partisi olmaz.
Devletimizin geleceği adına kimler soymuş kimler soydurmuş?
Belgeler satılığa çıkmış durumda!
En fazla veren alacak!
O belgeleri satın alabilecek siyasetçiler ya kendilerini kurtaracak ya rakibine koz verecek.
Birileri yanmalı mutlaka.
Birileri yanmazsa bu soygunlar hep devem eder!
Bu bir Zonguldak gerçeğidir.
Devletin, iktidarın Zonguldak’a aktardığı kaynakların ne kadar doğru kullanıldığı iyi araştırıldığında hırsızlıklar tek tek çıkacaktır!
Yeter ki müfettişler ve savcılarımız işlerini tam yapsın!

Çakal- Tilki- Kurt!
Zonguldak vallahi billahi bir âlem.
Bizde yok yok.
Çakal – Tilki - Kurt.
Üç soydaş.
Bazen yoldaş.
Bazen candaş.
Bazen paydaş.
Arada postlar karışıyor.
Zonguldak siyasetinde kemikler çatırdıyor!
Sırtlan yaklaşıyor.
Aslan yattığı yerden gülüyor!

Kozlu Kavşağı!
Kozlu’da yapılacağı açıklanan kavşak projesi gitti yerine eskiden olduğu gibi gidiş geliş köprüsü yapıldı.
Meslektaşlarımız vasıtasıyla basına yansıyan haberleri açıklamaları takip ediyorsunuzdur.
Bir kez daha gördüm ki Zonguldak’ta kararlar mantıkla değil duygular ve partizanlıkla alınıyor.
Kozlu’da kavşak projesi projelendirildiği şekilde uygulansa Kozlu’nun önünde Çin Seddi gibi duran bir hava köprüsü olacaktı.
Sadece kaymakamlık binasının değil ilçenin de önünü kapatacaktı.
Eyvallah.
Ama mevcut yapılan iş ne kadar doğru?
Burası transit yol olacaksa nasıl olacak?
Kozlu’nun eski Kaymakamı ve eski Belediye Başkanı açıklanan projeye engel olmuşlar.
Peki, bu şehrin o dönem görev yapan valisi neredeydi?
Onu da geçtik.
Milletvekilleri neredeydi?
Onu da geçtik şehrin planlanmasında fikrine danışılması gereken mühendisler neredeydi?
Doğru nerede?
Doğru kimin cebinde?
Bu şehrin insanlarının aklıyla bu kadar dalga geçmekten bıkmadınız mı?
Ne olacak şimdi?
Peki, köprüleri yıkıp yeniden kavşak mı yapacağız?
Üç maymunu bırakalım.
Biraz samimi olalım!
Kim yani bu işlerin sorumlusu?
Muammer Avcı mı?

Çaresiz bir baba!
Bizler işimizin yanında elimizden geldiğince devletimiz ile kişiler, hayırseverler ve ihtiyaç sahibi vatandaşlarımızın arasında köprü olmaya çalışıyoruz. Bazen haber yaparak bazen de haber yapmadan. 
Daha önce Zonguldak’ta görev yapmış ve şimdilerde emekli, çocuğunu tıp fakültesinde okutan babanın mesajının bir bölümü şöyle;
“Canım abim iyi akşamlar. Binlerce kez özür diliyorum rahatsız ettiğim için. Öyle bunaldım ki inan intihar durumuna geldim. Cuma günü siz yazınca çok sevindim. Çocuğun ev sahibi bunalttı beni, tekrar özür diliyorum rahatsız ettiğim için. 
Ne olur yarın görüşseniz olumlu olacaksa söz vereyim ev sahibine, arabamı satacağım muayene sigorta yok. 
Ne olur kusura bakmayın.  Rabbim kimseyi çaresiz bırakmasın. Allah işini gücünü rast getirsin”
Bu mesaj üzerine temasa geçtiğimiz iki farklı kurumdan; “İkameti Mersin’miş. Yardımcı olamayız” yanıtı geldi.
Eyvallah.
Allah razı olsun.
Sayın Cumhurbaşkanımız ne diyor bizimkiler ne yapıyor?
Teşekkür ettik.
Bir baba bu kadar çaresiz kalmasa bunu yazabilir mi?
Aslında hata bende!
Niye söylüyorsun ki?
Hatay’ın Suriye sınırında olduğunu unutmuşum!
Şimdi Hatay’da tıp fakültesini bitirme aşamasında olan kardeşimiz için Hatay ve İskenderun’daki tanıdıklara ulaşmaya çalışıyorum.

Yerli malı!
“Üretene sahip çıkacağız” dedik.
Unutmadık.
Bu şehrin markalarına sahip çıkacağız.
İlgili kurumlar sağıra yatıyor olabilir.
Önemli değil.
Ama bunu bir kampanyaya dönüştürerek farkındalık yaratmak için elimizden geleni yapacağız.