Başımız sıkışınca mahalle bakkalına koşardık.
Bilirdik ki paran yoksa deftere yazılır.
Beş yumurta, 2 ekmek, 1 kilo domates
*
Düğününe, cenaze ilk gelecek kişi de bakkaldır.
Üç kuruşa sıkıştığında borç için koşacağın yer yine mahalle bakkalıdır.
Bakkal da bilir, halden anlar.
Zaten istesen de kaçacak yerin yoktur.
Hepten veremeyecek duruma gelirsen ne icraya verir ne kapına polis diker!
Yeter ki görünce yolunu değiştirme, paran olunca da önce süpermarkete gitme!
*
Sonra zincir marketler kuruldu.
Bazı bakkallar büyüyüp market olsa da bu siyaset, bürokrat, üretim destekli zincirlerle baş etmek kolay olmadı.
Mahalle aralarına kadar girdiler.
Denildi ki ‘mahalle bakkallarına sahip çıkalım”
Olmadı.
Daha da ötesi Büyük marketler yasası lafta kaldı!
*
Geçen gördüm esnaf odası başkanı BİM’den çıkıyor.
Üç gün sonra MÜSİAD’ın başkanını 101’den çıkarken gördüm.
Esnaf ve iş dünyasının temsilcileri de bunu yapıyorsa yerel markete, mahalle bakkalına kim sahip çıkacak.
*
İyilikte sınır yok.
Son dönem harika bir akım var.
İstanbul’da varoş mahallerde başladı.
Adamın biri çıktı gitti mahalle bakkalına.
Verdi parayı aldı defteri.
Bakkal yazı astı;
“Tüm hesaplar silindi”
*
Bu örnekler farklı yıllarda az da olsa yaşandı.
Adamın kim olduğu önemli değildi.
Parayı nereden kazandığı da.
Biri kumarhaneden çıkınca uğradı, diğeri meyhaneden.
Bizi başından bir dert gittiği için uğradı, diğeri geçmişini unutmadığı için.
*
Gerçek ve samimi olan iki ey vardı.
Bir borç defterlerindeki çaresizlik.
İki bu adamların yüreğindeki iyilik.
*
Şimdilerde corona belası var.
İşsiz kalan kardeşlerimiz.
İşsiz bırakılan kardeşlerimiz.
İnsanlar çaresiz.
Dört bir yanımızda dram var. 
Bir de her ne kadar sayıları azalsa da bakkalların kabaran borç defterleri.
*
Hükümetin yaptığı; 
Görünen o ki “Biz bize yeteriz” kampanyası yeterli gelmeyecek.
Bırakalım da biz de bize yetelim şu zorlu günlerde.
*
Zonguldak Belediye Başkanı Dr. Ömer Selim Alan’la konuştuk.
Belki iyiliğin tam zamanı.
Hayrın tam zamanı.
Paylaşmanın tam zamanı.
Alan da diyor ki; “Her mahallenin bir ağabeyi vardır. Olmalı. Bir babayiğitlik yapmalı”
*
Mutlaka bizde de 19 mahallede her mahallenin bakkal defterini alacak Robin Hood’lar vardır.
Gerçi bir masal kahramanı olan Robin Hood, zenginleri gasp edip, paraları fakirlere vermesi ile bilinir.
Biz öyle demeyelim.
Ne diyelim?
Görünmez kahraman.
Hızır baba.
Hayır babası.
Veya Robin Hood diyelim gitsin!
*
Bunu bir kampanya gibi düşünelim.
Ben de bütçem oranında bir vatandaşımızın bakkal hesabını kapatacağım.
Her şeye rağmen nefes aldığımıza şükredelim.
Yokluğu bilirim.
Parası pulu olan iyilikten geri kalmasın.
Hem corona, zengin- fakir ayırmıyor!
Kalın sağlıcakla.