Ak Parti içinde denge savaşları, milletvekili adayı belirleyebilme çekişmeleri ve daha pek çok tartışma yaşanırken aslında başka bir şey yaşanıyor.
Muhalefet kanadı her ne kadar Ak Parti kanadının kendiliğinden zayıflamasını veya parti içi tartışmaların daha fazla kırılma yaşanmasına umut bağlamış olsa da boşa bekliyor.
Çünkü birkaç ay öncesine kadar sürekli bir düşüş trendine sahip olan örgüt motivasyonu yeniden yükselişte.
Tüm eleştiri, parti içi tartışma, adamcılık, adaycılık tartışmalarının ötesinde örgüt motivasyonunun arttığını görüyoruz.
Bunda şüphesiz en büyük etken İl Başkanı Sayın Muammer Avcı ve Avcı ile örgütleri ve belediye başkanları arasında daha doğrudan köprüler kurulmasında aktif rol oynayan teşkilat başkanı Sayın Mustafa Çağlayan.
Zaten gerilimin büyük kısmı Avcı’nın muhtemel milletvekili adayı olmak istemesinden veya adayların belirlenmesinde kendi tercihlerinin öne çıkma ihtimalinden kaynaklanıyor
Avcı; “Aday değilim. Adaylarımızı da genel merkezimiz nasıl takdir ederse” dese bu kadar gürültü de çıkmayacak.
Sonuç olarak gerek ekonomik sorunlar ve krizler gerekse parti içi kutuplaşmalara rağmen örgütsel tempo ve motivasyon patlama yapmış durumda.
Eksik ve tepki çeken gelişmelere rağmen bardağın dolu tarafını anlatmaya, halka daha fazla gitmeye çabalayan bir dönem başlamış durumda.
Kısaca Ak Parti örgütleri arasında yaşanan huzursuzluklara bel bağlayan muhalefet kanadı yeni bir hayal kırıklığına hazır olmalı!

Varol Demiröse ve MHP’nin oyu
MHP İl Başkanı Varol Demirköse Milletvekili adaylığı için kolları sıvadı.
Hayırlı olsun.
İlk sıradan aday gösterilme ihtimali var.
Ancak Sayın Varol Demirköse’de partisinin alacağı oyun üzerine oy koyacak bir çaba yok.
Teşkilat bazında çalışmalara zaman ayırmış olmak kamuoyu huzurunda öyle sandığı gibi kabul göreceği anlamına gelmiyor.
Halka, mindere çıkar gibi kasılarak giden her siyasetçi mutlaka tuş olmanın tadını çıkarmıştır.
Varol başkan stratejilerini değiştirmek için geç bile kaldı!

Ereğli il olmalı mı?
Bu tartışma 20 senedir var neredeyse.
Bu soruyu Ereğli halkına sorsak yarıdan fazlası istemez.
Ama siyasette mikro milliyetçilik her zaman iş yapar.
Bu güne kadar bu konuda çok yazdım, soru sordum ve yayın yaptım.
Asıl soruna inmek gerekirse o da Ereğlilinin “Sizin ERDEMİR’iniz var” diyerek siyasette ve hizmette ertelenmiş, ötelenmiş hisleridir.
Mesela Ereğli Belediyesi’nin CHP’de olması nedeniyle Ereğli’nin cezalandırıldığına inancın yüksek olmasıdır.
Her ne kadar siyasetin Ereğli kanadından Ak Parti ve muhalefet partililer il olmak istediklerini söylese de bunun temel nedeni hissettirilen dışlanmışlık veya popülist kolaycılıktır!
Hepimizin; hastaneyi kapımızın dibine, terminali arka bahçenin dibine, futbol sahasını komşunun bahçesine istediğimiz yerde her önüne bir valilik binasının dikilmesini istemek farz oldu!
Sosyal analiz ne diyor?
Ekonomik analiz ne diyor?
Mesafe analizleri ne diyor?

Şehir – Üniversite – Öğrenci!
Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi’nde yönetim değişikliği beraberinde hızlı bir tempo getirdi.
Ama tekrar etmek gerekirse Zonguldak, kurum ve kitleler o temponun gerisinde kalıyor.
Yani o özlenen şehir üniversite kenetlenmesinin şehir ayağı sakat kalıyor.
Son olarak Rektör Sayın İsmail Hakkı Özölçer’in haftanın belli günlerinde öğrencileri makamında ağırlama, dertleşme programı çok önemli sosyal bir dokunuş olmuş.
Öğrencinin kendisini değerli hissetmesi için güzel adımlar bunlar.

Z HABER 4 yaşında!
Z HABER dördüncü yayın yılında.
Çok güzel tepkiler yorumlar alıyoruz.
Daha iyiye, daha doğruya ve daha hızlıya inanmış bir anlayış ile çalışıyoruz.
Gazipaşa Caddesi’nde karşılaştığımız bir isimden duyduğumuz sözler bizim için çok anlamlıydı.
En güzeli de eleştirdiğiniz insanlar veya kitlenin saygı ve güvenini kazanabilmek.
En başta söyledik yazdık.
Ama her şartta samimi, doğru, bilgilendirici haberler vermeye çalışıyoruz.
Keşke Zonguldaklılar yerel basını takip konusunda daha duyarlı ve kararlı olsa.
Mesela siyasetçiler ve bürokratlar sadece aleyhlerine bir yayın olduğunda zıplamasalar.