Sözde Zonguldaklı geçinen pek çok hırsız zeka küpünün bu şehrin insanlarına, değerlerine, emeklerine yaptıkları haksızlıklara tanık oluyoruz kimi zaman.
Kişisel hırs ve egolarına yenilen atanmış, seçilmiş ve seçtirilmişlerin bu şehrin insanlarını nasıl ezmeye çalıştıklarına tanık oluyoruz.
Hayatları yalan, talan, döneklik, kurnazlık, hırsızlık üzerine kurulu pek çok isim, bu şehrin insanlarının üzerinde tepine tepine yükselirken; parasını, duygularını, zamanını, iyi niyetini sömürmeye devam ediyor.
Bu şehre en büyük kötülüğü yapanlar ise; “Zonguldaklıyız” diyerek sadece konuşanlar.
Bu şehrin tüm sermayesini, iyi niyetini, tevazusunu kullan; işçinin, emekçinin, esnafın, garibanın sırtına bin; kendi siyasi ve ekonomik çıkarların için etiket yap, yalan söyle, şehrin zamanını çal!
Ulan bu nasıl Zonguldaklılık?
Mesele, kimliğinde nerenin yazdığı değil ki!
Mesele, adam olmak.
Mesele, bu şehrin insanlarına hak ettikleri değeri verebilmek.
Mesele, bu şehrin insanlarını seçimden seçime değil sürekli el üstünde tutabilmek.
Mesele, bu şehirden aldığın gücü bu şehrin hakları için kullanabilmek.
Kusura bakmayın ama bu şehrin insanlarını kandıranların sonlarını gördük.
Siyasi çöplüklerimiz kemik artıklarıyla dolu!

Lafa değil icraata bakalım!
Ak Parti Merkez İlçe Başkanı Mükerrem Ayçiçiçek haklı olarak bir birlik beraberlik yemeği yapmış.
Katılım iyi.
Mükerrem Başkan kusura bakmasın.
Onca korona tedbirleri ve uyarıları varken kapalı alanda bu yemek yanlış olmuş.
Hem de Cumhuriyet Bayramı törenlerine pandemi nedeniyle kısıtlama getirildiği bir günde.
Yani bir tarafta mekânlara, düğünlere, eğlencelere kısıtlama getireceğiz, diğer yandan söz konusu iktidar partisinin bir etkinliği olduğunda normalleştireceğiz.
Mesela şimdi Belediye Başkanı Dr. Ömer Selim Alan denetimlere katıldığında vatandaşa, esnafa ne diyecek?
Olaylara siyaset üstü bakabilseydik keşke.
Biz öyle bakıyor, öyle değerlendiriyoruz.
Düşüncelerimizi de art niyetsiz, samimiyetle paylaşıyoruz.
İşte o zaman bu olayların haberleşmesinden rahatsızlık duymak yerine teşekkür ederdik.
Ayrıca birlik beraberlik arayışı güzel ancak fitne – fesat peşinde olanlarla nasıl birlik olacak?
O da ayrı bir mesele!

Protokol ve Gaziler!
29 Ekim Cumhuriyet Bayramı törenleri sırasında protokol üyelerimiz üstü kapalı, altta güzel koltukların olduğu alanda oturmuşlar.
Gazilerimiz ve şehit yakınlarımız ise yan taraftaki plastik sandalyelerde oturmuş.
Geçmişte de gaziler derneği başkanı yağmur altında İstiklal Marşı okurken yandaki Vali ve Belediye Başkanı’na şemsiye tutulmuş Zonguldak bu fotoğrafla haber olmuştu.
Dönemin dernek başkanı rahmetli başkanımız ise olayın haber olmasının ardından; “Bizi devletimiz ile karşı karşıya getirmeyin” diyerek basına sitem etmişti.
Şimdiki başkanımıza da; “Ayakta yoruluyorduk” şeklinde bir sipariş açıklama yaptırılmış.
Gazilerimiz elbette böylesi törenlerde protokol tribünlerinde koltuklarda oturmak için cepheye koşmadılar.
Onlar mütevazıdır.
Böyle şeyleri mesele yapmazlar.
Ama doğrusu fotoğraf kötü.
En kötüsü de yapılan bir ayıbın faturasının basına çıkarılmak istenmesi.
Basın bu hataları yazmazsa aynı hatalar devam eder.

Atatürk!
Ulusumuzun 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nı kutluyoruz.
Ezberletilmiş değil iyi anlaşılmış ve anlatılmış bir Atatürk, bu ülke için daha iyi çimento demektir.
Atatürk eleştirilemez bir lider değildir.
Ama Atatürk’e ve bu ülkeye kazanımlarına şu veya bu nedenle dil uzatanların asıl dertlerine bakmak lazım!
Atatürk’e haksız yere dil uzatanlar ile Atatürk’ün adıyla her türlü dayatma ve ötekileştirme çabası içinde olanlar aynı ihanet içindedir.

OSB’de keyfi işler!
Çaycuma OSB’ye bir yatırımcı gelmek istiyor.
Mesela tekstil alanında yatırım yapmak isteyen bir firma.
OSB yönetimi farklı bahanelerle engel oluyor.
Çünkü fazla alternatif olması çalışanların farklı tercihlere yönelmesine izin olabilir.
Meğer mesel buymuş.
Bir başka mesele OSB’de parsellenmiş alanlarla ilgili.
Yerler alınmış.
Binalar bitmiş.
Ama yatırımlar yapılmamış veya başlayanlar boşaltmış.
Döviz bazında yüksek kiralara müşteri aranıyor.
Durum böyle olunca nerede kaldı OSB avantajları.
Millet yatırımcıya bedava arazi verirken biz nelerle uğraşıyoruz.
Bir yerde sorun olduğu aşikâr.
OSB yönetimini ellerinde bulunduran tekstilci dostlarımız ne yapmak istiyor acaba?
Yatırımcıların önü neden engelleniyor?
Zonguldak’ı mı, Çaycuma’yı mı, kendilerini mi düşünüyorlar?