Kilimli İş Bankası kapatma kararı almış.
“İş yapamıyoruz” diye ağlıyorlar.
Aslında kaytarıyorlar!
Yanlış hatırlamıyorsam Kilimli’de 7 bin civarında emekli var.
Bunların 800 civarı maaşlarını İş Bankası şubesinden alıyor.
Kilimli kömür ticareti ile bilinse de çoğu kişinin hesabı merkez şubelerinde.
Banka istediği işi yapamıyor olabilir ama onların bir başka derdi de insanları elektronik bankacılığa yönlendirerek masrafları kısmak!
Sonuç olarak Kilimli gibi bir yerde İş Bankası şubesinin kapanması ilçenin ayıbı olur.
Kilimli sıradan bir ilçe değil.
Banka cirosunu ve müşteri sayısını arttıramıyorsa biraz da kendine bakmalı!
Bir de Zonguldak’ın Polat Abisi var.
Hani Kilimli’nin çocuğu Milletvekilimiz.
Bunca iş olurken Polat Abi nerede?
Polat Abi’nin de bu işten ayrıca kaybı söz konusu!
Çünkü banka bizzat kendisinin kiracısı!
Polat Abi devreye girer İş Bankası kalır!

Siyasetçilerimiz!
Siyasette var olma çabasında olan çok sayıda isim var.
Ne yaparsanız yapın.
Doğru yapamadığınız her iş eksi yazar.
Bazı faktörler var.
Ankara’dan rüzgar esecek.
Zonguldak’ta kendi rüzgarını estireceksin.
Bunlar durup dururken olmuyor.
Olaylara duyarlı olmak gerekiyor.
Toplumun duygularına doğru tercüman olmak gerekiyor.
Masa başı siyaset ile olacak işler değil bunlar.
İnsanların acı günlerinde – zor günlerinde yanında olmak gerekiyor.
Para da gerekiyor.
Parası olmayan siyasetçinin nefesi çabuk kesiliyor.
Sürekli üretmek zorunda siyasetçi.
İnanmak ve inandırmak zorunda.
Mesela iktidar eden de muhalefette kalan da sürekli kendi penceresinden bakmaktan vazgeçmeden başarılı olamaz.
İçinde fikir ve çözüm barındırmayan muhalefet sakat kalır. Uzun vadede güven vermez.
Seçilmiş olmak.
Atanmış olmak.
İyi niyetli olmak.
Çok konuşmak sizi bir yere taşımaz.
Siyasetinizi gözden geçirin.
Bu kriterleriniz yoksa siyaset yapacağız diye uğraşmayın!

Ekmek zammı!
Ekmek zammı çok konuşulur.
Bu ülkede her ürüne zam gelebilir.
Ama ekmeğe gelemez!
Gelmemeli.
Oysa ki artan maliyetler baz alındığında ekmeğin olması gereken fiyat 3 lira.
Şu fırıncının bu fırıncının meselesi değil bu.
Alsınlar hesap makinesini.
Un.
Elektrik.
Nakliyat.
Personel giderlerini koysunlar.
Maliyet çıkıyor zaten.
Bir de israf meselesi var.
Çok büyük rakamlardan bahsediliyor.
Yazık.
Bunları tümden ele alıp çözecek bir kararlılık lazım!
Fırıncı ile vatandaşı karşı karşıya getirmeye gerek yok.

Kestane işi!
Zonguldak kestanesi Fındık kadar para ediyor!
Ama Zonguldak’ın bu nimeti toplanıp Ankara, İstanbul, Bursa’ya gidiyor.
Hep konuşulur.
Bu kestaneden yapılabilecek ürünler.
Ama Zonguldak hep konuşur.
Bir belediyemiz bir kooperatif kurup bu konuda neden bir yatırım- üretim planlaması yapamaz!
Veya iki girişimci neden teşvik edilemez.