Türk ulusu için asl olan devlettir.
Osmanlı’nın çöküşü, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş sürecinden bu güne üzerinde at oynatılan ülkemizin hala dimdik ayakta olması toplumun tüm bireylerinin mutlu olması gereken bir durum.
Tüm politik tartışmaların ötesinde ülke olabilmenin kavramı tüm siyasi merkezlerin üzerinde tutulmak zorunda.
FETÖ’nün geçmişten beri göstere göstere yaptığı darbelerin sonucu kanlı oldu ve başarısızlıkla sonuçlandı.
Hedef Türkiye Cumhuriyeti.
Ancak FETÖ’ye de bu cesareti vermemek için farklı politik görüşlerde de olsa endişe ve düşüncelerini paylaşanlara biraz kulak vermek gerekiyordu.
Demokrasi şehidi Necip Hablemitoğlu hocanın anlattığı gibi çıktı.
Bu ülkede hepimizin eşit yaşam, ifade özgürlüğü ve tüm haklardan eşit şekilde yararlanma hakkı var.
Ancak bu durum yeni FETÖ benzeri oluşumlara yol açmaya, din veya başka dayanaklara sığınan kitle ve grupların, devletin kurumları üzerinde geçmiştekine benzer yapılar oluşmasına izin vermemeli.
Ama ne yazık ki aynı özenti içinde güç yarışına giren siyaset, kurumlar ve ticari hayat üzerinde egemen olmak için yarışanlar var.
Ve son olarak.
FETÖ’nün yanından geçmeyenlerin ihraç edildiği, FETÖ ile doğrudan göbek bağı olmuş pek çok ismin bugün çok aktif görevlerde bulunuyor olması da adaleti, vicdanları yaralayan bir gerçek olmaya devam ediyor.
Darbeler kimden hangi gerekçe ile gelirse gelsin karşı olmak ne kadar hepimize düşen vicdani bir görev ise yaşanan adaletsizliklere seyirci kalmamak da en insani görevimiz olmalı.
Adalet, gariban bir öğretmeni ihraç edip, FETÖ’nün tüm imkanlarından yararlanmış, servetine servet katmış insanların parası karşılığı veya itirafçı olmasıyla affedilmesi olamaz!
Tüm demokrasi şehitlerimizi saygı ve minnet ile anıyoruz.

Servet Ağa!
Zonguldak’ın pehlivanı İsmet Açıkgöz’ün Kozlu Gücek Köyü’nde verdiği kurbanlık hizmetleri için hazırdık.
Kurbana ortak olduğum isimler arasında uzun zamandır görmediğim yine eski Güreş Ağası Servet Aydın ile karşılaştık.
Uzun zaman sonra sohbet etme şansımız oldu.
Her zaman sevdiğimiz, saydığımız Servet Aydın, peş peşe talihsizlikler yaşadı.
Bu güne kadar bir çayını bile içmek nasip olmayan Servet Abiye hep saygı duyduk.
Ağa olduğunda yanına koşanların çoğu bu zor günlerinde arkasını döndü.
Ancak o bu toprakların has oğlu, evlatları ve ailesi ile birlikte direndi, mücadele etti ve dimdik durdu.
Elbette söylenecek çok şey var.
Onun gösterdiği en önemli şey ağalığın para ile pulla olmadığıdır.
Ağalık böyle zamanlarda belli oluyor.
Allah kendisine ve evlatlarına sağlık versin.
Bu arada İsmet pehlivana başarılı, hızlı ve hijyenik kurban hizmetleri için teşekkür ederiz.
Seneye kurban niyeti olanlar için kesinlikle tavsiye ederiz.

Erkmen mi İncegül mü?
İYİ Parti’nin Türkiye genelindeki yükselişi dikkat çekiyor.
Anketler önemli.
Ancak doğru ve tarafsız olan anketler daha önemli.
Ancak başka bir detaya dikkat çekelim.
Açıklanan anketler (Zonguldak yüzde 16.6)sonrası haliyle İYİ Parti’nin ilk sırasında yer almak isteyenlerin sayısı artacaktır.
Mevcut İl Başkanı Yavuz Erkmen; “Bu kadar zahmete ben katlandım. İlk günden beri İl Başkanlığı yapıyorum. Geçen dönem Aydın Tümen yerine ben aday gösterilseydim Zonguldak 2-2 -1 olurdu. Bu sefer mutlak aday ben olmalıyım” görüşünde.
Diğer yandan Zonguldak’ın son dönem adını daha çok spor ile duyurduğu Avukat Özer İncegül dikkat çekiyor.
Özer İncegül Çaycuma Lisesi ve Başkent Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu. Genç yaşına rağmen Ankara’da başarılı avukatlar arasında yerini aldı.
İncegül, İYİ Parti'de Ankara İl Başkanlığı kurucu teşkilat başkanlığı yaptı.  Ayrıca Ankara İl Seçim İşleri Başkanı - Adalet ve Hukuk Politikaları Başkanlığı görevlerinde bulunuyor.
Zonguldakspor Başkan Yardımcılığı görevini yürütüyor.
Z HABER’in Çaycumaspor’un yeni başkanı kim olmalı yönündeki ankette ise ilk sırada yer aldı.
Adaylık ve siyasette ki yol haritası konuşmaktan çok çalışmayı tercih ediyor.
İncegül’ün bu seçimlerde aday olmak isterse tercihinin ne olacağı konusunda pek bilgi yok.
Ancak Zonguldak’tan aday gösterileceği yönünde görüşler de kuvvetlenmeye başlamış.
Böylesi bir durumda genel merkez birinci sıraya kimi koyar?

Sayın vekillerimize çağrı!
Zonguldak böylesine kuru gürültülü işler ile uğraşıncaya kadar keşke, ekmek, istihdam, üretim odaklı işlere daha fazla kafa yorabilseydi.
Öyle olsa zaten pek çok sorununu çoktan çözmüştü.
Çok yazdım.
Yeniden yazıyorum.
Milletvekillerimizin en birinci görevi yasama görevleri dışında kendi ticari mekanlarından çıkıp özellikle istihdam, üretim, imalat alanlarından vakit geçirmeleridir.
İşverenlerin sorunlarının daha hızlı çözülüp yeni imalat ve üretim alanlarının kurulması için teşvik edici olmaktır.
Küçük ve yerli kalkınma modelleri üzerine şartları zorlamaktır.
Bunun için daha fazla arazide olmak zorundasınız.
Üç- beş yıl sürecek yazışma ve bürokrasinin keyfi meselelerini hızlandıracak performans göstermek zorundasınız.
Biz yazınca kızıyorsunuz.
Her samimi eleştiride bir kasıt arıyorsunuz.
Kızmayın. 
Biz size bedava akıl veriyoruz. Bunlardan yararlanırsanız siyasette daha başarılı olur ve toplumun farklı kesimleri ile daha sıkı kucaklaşabilirsiniz.
Zamanı daha iyi ve hızlı kullanın.
Kendi ticari meseleleriniz kadar bu şehirde iş - ekmek bekleyen kitlelere, esnafa, iş insanlarına, girişimcilere daha fazla vakit ayırın.
Siz bunları yaparsanız alınacak güzel sonuçlar hem siyasetinize hem de sizlerin özel ticari işlerinize de yansıyacaktır.

Festival bütçesi!
Zonguldak Belediyesi’nin konserleri sonrası başlayan bütçe- sponsor tartışması üzerine bir iki cümle farz oldu.
Milletvekili Sayın Hamdi Uçar’ın Ereğli ve diğer belediyeleri de hatırlatarak vurgu yapması da doğru.
Bu festival dediğimiz işler zaten Kültür Bakanlığı’ndan ve sponsorlardan toplanan paralarla yapılır.
10 toplarsınız 10 harcarsınız.
10 toplayıp beş de harcayabilirsiniz.
Geri kalan beşi de ama sosyal işlerde ama kumanya işlerinde kullanırsınız.
Spor kulubüne falanca derneğe de aktarabilirsiniz.
Geçmişten bugüne bu paraların nereye nasıl harcandığı üzerine çok tartışma olmuştur ama sonuç değişmez.
Bu işler Türkiye’de de böyle oluyor, Zonguldak’ta da böyle oluyor.
Makbul olan festivaller için 20 toplayıp yarısını kasaya bırakmaktır.
Başkanların bu paraları şahsi işlerine aktardığı gibi bir iddia varsa o hırsızlık olur bunu yapan kim varsa hesabını verir.
Yapan varsa günahı boynuna.
Veya yazılı görüntülü olmasa da paraları şahsi işlerine harcadıkları yönünde vicdani belgesi olan varsa buyursun gelsin yazalım.