Bazen bu şehirde pek çok siyasetçinin, belediye başkanının, STK temsilcisinin, esnafın, marketçinin, dolmuşçunun, bürokratın ve sendikacının bizim çabalarımızı kesinlikle hak etmediğini düşünüyorum.
Bu şehir için bu kadar savaş verirken biz kötü oluyoruz.
Ancak bizlerin mücadelesi sonrasında kazanımlar olduğunda havasını onlar atıyor.
Ciroyu onlar arttırıyor.
Kaymağını onlar yiyor.
Sonra bir kuru teşekkür bile etmiyorlar.
*
Şehirde onkolog yoktu.
Mücadele ettik.
Onkolog kuyruğunda çekilen ve Z HABER’de yayınlanan görüntüler daha sonra FOX TV’de yayınlanınca siyasetçiler ve bürokratlar çok rahatsız oldu.
Sağa sola şikayet ettiler bizleri.
Zonguldak’ta bugün üç onkolog var.
İnsanlarımız Ankara ve Bolu’ya giderek sürünüyordu.
Şimdi Zonguldak’a çevre illerden de hastalar geliyor.
Kötü mü oldu?
Bu mücadelemizi hasta ve hasta yakınları anlıyor da mesela bunca gelip gidene araca yakıt satan petrolcü anlamıyor!
*
Bir başka konu 
Atatürk Devlet Hastanesi’nde yıllardır atıl durumda bekletilen anjiyografi laboratuvarı.
Hatırlayanlar olacaktır.
Z HABER’in ısrarlı yazıları sonrası 5 Mart 2024’te hizmet vermeye başladı.
Haber geçmişler.
Bu kısa sürede 100 hastaya anjiyo yapıldı diye.
Pasta kesmişler.
Çok mutlu olduk.
Yarın biz de bir pasta keseceğiz büroda.
Hasan hocamızı da davet edeceğiz!
*
Önceden vatandaşlar doğrudan Echomar’a sepetleniyordu.
Biz yazınca iktidar partili siyasetçiler bozuldu.
Bürokratlar bozuldu.
Sandılar ki onların koltuğunda gözümüz var, onların gitmesini istiyoruz.
Bakın ne güzel işte.
Biz emeği geçenlere teşekkür ediyoruz!
Demek ki istenilince oluyormuş!
*
Ama!
Ne zaman Atatürk Devlet Hastanesi’ne sağlık hizmeti almaya gitsem güvenlik personelleri peşimde uzaktan gözetim altına aldı!
Gülüp geçtim!
Son gidişimde onları atlattım ama bir sonraki gidişimde kameralara el sallayacağım!
Hasan hocanın bundan haberinin olmadığını öğrendim.
*
Sonuçta iki önemli konu Z HABER’in vatandaş gazeteciliği sayesinde çözüldü.
*
Son olarak Kadın Doğum Çocuk Hastanesi’nin hasta bekleme salonundaki koltuklarının rezil halini izlediniz.
Mesela Akbal, Paşalar veya Heybem gibi marketçi abilerimiz sevabından oraya 20’şer koltuk alır diye bekliyoruz!
*
Sonuç olarak emek ve çabamızı pek çok insanın hak etmediğine inansak da aldatılmış, kandırılmış, hor görülmüş masum vatandaşımız ve derdi Zonguldak olanlar adına mücadele ediyoruz!
Ama samimiyetle söyleyeyim!
Bu şehrin üzerinden geçinen kene çok!

Sahil işgal altında!
Zonguldak sahil projesinde bir düzen, bir nizam olacaktı.
Yeni mekanlar açılmaya başladı, insanlar daha sık gitmeye başladı derken bir baktık ki esnafımız açık alanları kapatmış, açık alan olarak kullandığı alanlara konulan masa ve sandalyeleri de eskiden olduğu gibi halkın geçeceği güzergaha atmış.
Belediye Başkanı Tahsin Erdem buna müsaade etmemeli.
Kurallar herkese eşit uygulanmalı kurallar netleştirilip halkın yolu işgal edilmemeli!
Oralarda biriktirilen çer- çöp  ve görüntü kirliliğine neden olan malzemeler temizlenmeli!
Yoksa ortalık Ballim’e döner!

Tıskaoğlu!
Hiç kelime oyunu yapmadan dosdoğru yazıyorum.
Necdet Tıskaoğlu fuar için kapı kapı dolaşıyor.
Ben en başta yazdım.
ZONSİAD diye bir kavram kaldı mı?
Siyasete bu kadar bulaşmış kendisini tutarsız – samimiyetsiz bir pozisyona düşürmüş Tıskaoğlu’nun ZONSİAD’ı temsil etme vasfı kaldı mı?
Ben yapılması gerekeni söyledim.
Tıskaoğlu fabrika ayarlarına dönebilirse toparlayabilir.
Ama kendisi hala bu şehrin Valisini, belediye başkanlarını, siyasi parti temsilcilerini kendisini için reklam malzemesi olarak kullanıyor.
Onları kullanarak reklam yapıyor.
Açık ve net!
Zonguldak’a adım attığı günden beri söylediklerimiz çıktı.
Yazık etti kendisine.
Bu arada Çaycuma Gençler Birliği’nin minik futbolcuları, kendilerini reklam malzemesi yapan, hayalleri ile oynayan sonra yüz üstü bırakan Tıskaoğlu’na sesleniyor;
“Neredesin Nejdet Babaaaaa”
Sahi ya Adnan Tıska nerelerde!