Zonguldak’ta yeni istihdamı konuşuyoruz.
Üretimin nerelerde nasıl artacağını.
Basit bir örnek var.
Özel kömür sahaları.
GMİS Genel Başkanı Hakan Yeşil de rödevanslı sahalara sahip çıkılması gerektiğini söylemiş.
Basit bir örnek.
Özel kömür işletmeleri ton başına 70 lira rödevans bedeli veriyor.
Kömürün ton başına üretim maliyetleri zaten uçmuş.
Zonguldak kömürcülerinin kömürü daha çok verdikleri yer ise termik santraller.
Santrallerin kalori hesabı üzerinden aldığı fiyatlar da belli.
Kimi zaman lüks araçlara binip havalı havalı gezen kömürcülere kızıp; “Hepsini hırsız” olarak falan görmeye çalışıyoruz.
Kömürcülerin bu şehre sağladığı katma değerin neler olabileceğini yeniden gözden geçirmek gerekir.
Devletimiz rödevans bedelinden kazanacağım derken büyük balık kaçıyor.
Rödevans bedeli sembolik bir rakama indirilmeli.
Böylece kesilmeyen veya faturalandırılmayan kömürlerin kayıt altına alması sağlanmalı.
Rödevansçı tonu 90 liranın üzerine çıkması beklenen bedelden kurtarılarak daha fazla istihdama ve üretime yönlenmesi sağlanmalı.
Kömürcü rödevans bedeline çalışmaktan üretime konsantre olduğunda çalışan sayısının ve üretim rakamlarının arttığını görmek mümkün olacak
Kömürcüleri dinlenmeli.
Maden Mühendisi Milletvekilimiz ve Kilimli’nin çocuğu Polat Ağabey (Türkmen) neden var?
Halkın, kömürcülerin Polat ağabeyi varken bu işi başkasının çözmesini bekleyemeyiz.
Enerji Bakanı Fatih Dönmez ile görüşüp süreç hızlandırılmalı.
Olay bir imzaya bakıyor.
Öyle değil mi Polat ağabey!


Yusuf Yılmaz diyor ki -2
İş insanı ve sosyal analizleri ile dikkat çeken Yusuf Yılmaz’ın son günlerde yaşanan ekonomi tartışmaları üzerine yaptığı paylaşımları hatırlatarak bazı sorular sormuştum.
Yanıt olarak der ki;
“Yüksek kur aynı zamanda batı mallarına kota uygulamaktır.
Batı ya dövizi bollaştıracak, ya da üretimini azaltacak.
85 milyonluk bir Türkiye küçük bir pazar değil.
Yani mesele çok komplike.
Ekonomiler de bir strateji sahasıdır.
Satranç gibi yani.
En önemlisi bekleyip göreceğiz”

Bizim siyasetçiler!
Bizim bazı siyasi yöneticilerimiz nereden gelip nereye gittiklerini göremeyecek kadar kör olabiliyor.
Allah ıslah etsin. İyi olsunlar. Başarılı olsunlar.
Bizim derdimiz memleket.
Zonguldak.
Halk.
Hizmet.
Adalet.
Ekmek.
İstihdam.
Samimiyet.
Hep öyle oldu.
Böyle kalmaya kararlıyız.
Son 25 sene çok örnek gördük.
Çok siyasetçimizi gördük.
Bazılarını gömdük.
Akılda kalanlar.
Gönülde kalanlar.
Hizmetleri ile anılanlar.
Canım – cicim ile anılanlar.
Boş tenekeden gürültü çıkaranlar.
İşkembeden konuşanlar.
İş takipçiliği yapanlar.
Halka değil patronlara danışmanlık yapanlar.
Zonguldak’ta başka Ankara’da başka konuşanlar.
Elbette mutlaka hepsinin az- çok bir katkısı olmuştur.
Allah razı olsun.
Ama!
Bugün hangileri akıllarda saygı ve eserleri ile anılıyor?
Hangileri ısmarladıkları çay ve meclis yemekleri ile anılıyor?

Küçük bir çağrı!
Karamsar haberlerden biz de bıktık.
Ölüm haberlerinin ötesinde insanlara umut veren şeylerin de olması en büyük arzumuz.
Bu şehrin siyaset ve kamu yöneticilerini büyük bir salonda toplanmaya ve özgürce konuşabilmeye davet ediyoruz.
Birbirinizden bu kadar nefret edip sonra basını hedef göstermeyin.
Birbirinizi anlayın.
Kalben dokunun.
Barışın.
Yardımlaşın.
Empati yapın.
Siz barışırsanız şehir barışır.