Murat Uzun üzerine çok şey yazılabilir.
Bazen özellikle yazmadık- yazmıyoruz.
Çünkü toplumda her bahisten nem kapan, türlü şekillere girenler veya altından elli tane neden arayanlar yüzünden.
MFA markası ile şehre sağlanan katma değer ve yatırım süreçlerinin hikayesi zaten tam bir film.
Bizim daha çok dikkat çekmek istediğimiz sosyal ve siyasal yönü.
Geçen seçim Zonguldak Belediye Meclisi’ne girerek başkan vekili olmuştu.
Ortaya koyduğu duruş, tarz ve yaklaşımı nedeniyle ilk günden itibaren akıllarda Zonguldak Belediye Başkanlığına yakıştırılan isim oldu.
Kendisi her ne kadar bu şekilde anılmak istenmese de toplumun farklı kesimlerinden takdir gören bir isim oldu.
Siyasette başarılı ve kalıcı olmanın en önemli yolu siyaset üstü olabilmek ve kalabilmekten geçiyor.
Kendisi her defasında; “Selim başkan yanlış anlar- başkaları bizi çatışıyormuş gibi düşünür” düşüncesi ile söylemesi gerekenleri bile konuşmayan bir isim oldu.
Kızılay seçim sürecinde dönemin Belediye Başkanı Ömer Selim Alan’ın tutumu sonrası da ipler kopmuştu.
Detaylar ayrı roman olur.
Gerek yok.
Mesele şu ki Murat Uzun da ortak aklıyla ve siyaset üstü kalabilen nadir isimlerden biri.
Ancak bizde böyle isimler, birileri tarafından hep rakip görülür, şehir - siyaset adına yararlanmak yerine önleri kesilir veya tuzaklar kurulur.
Zonguldak’ın yeni Belediye Başkanı Tahsin Erdem’in Murat Uzun’un annesini ziyaretinde çekilen fotoğraflarını görünce Zonguldak siyaset tarihine not düşmek farz oldu.
Fotoğrafla ilgili pek çok yorum yapılabilir.
Sevinenler, alınanlar da olabilir.
Ancak siyasette insan kazanmadan seçim kazanılamayacağını çabuk unutan seçilmişlerin koltuklardan düşüşü sert olur.
Bunları çok yazdım.
Yine yazıyorum.
Yazdığım için çok hedef olduk.
Yine olacağız.
Ama doğru değişmeyecek!
Geçmişte kalan pek çok isim ne demek istediğimizi anlamadı.
Anlamamakta ısrar edenlerin sonu da farklı olmayacak!


Kapatın gitsin!
Toplum olarak ilkelliğimizin dışa vurduğu pek çok manzaraya tanık oluyoruz.
Nedenlerine, nasıllarına girmeye gerek yok.
Odun geldik odun gidiyoruz.
Örneğin Kandilli’de kurulan tesis ve baraka görünümlü sosyal alanlar.
Her geçen gün çirkinleşiyor.
Yerellik ve yöresellikten eser kalmıyor.
Yapılış yöntem ve planlaması zaten çirkindi.
Durum daha da kötü.
Sağı solu, önü arkası çöp dolu.
Oradaki esnaf arkadaşlara yakıştıramıyoruz.
Üç kuruş ekmek parası kazanmak için uğraşıyorsunuz.
Çok mu zor düzenli bir çevre temizliği.
Kapılarınızın önü çöp dolu.
Rahmetli Recep Yazıcıoğlu Vali olarak Zonguldak’ta olsa aynen şöyle derdi;
“Madem yapamıyorsunuz kapatın gitsin”
Durum o derece fecaat!
Oradaki işletmeciler de toplum olarak bizler de bunları hak etmiyoruz!
Burası ne yazık ki tek örnek değil!

Tencereden çıktınız!
Daha önce yeni seçilen tüm belediye başkanlarını kutladık.
Bir kez daha kutluyoruz.
Ve diyoruz ki Z HABER olarak söz konusu hizmet, ortak akıl, şeffaflık olduğunda her daim elinizi güçlendirmek ve kamuoyu adına destek olmak için hazırız.
Fakat aldığınız oyların çok büyük çoğunluğunun sizin oyunuz olmadığını unutmayın.
Böyle bir hava yaratmayın.
O oyların yüzde 90’ı ya partinin ya da tencere ve emekli ittifakının tepki oyu.
Bahanelere sığınmadan sözlerinizi tutmak için çalışın, daha fazlasını yapmak için çaba harcayın.
Biz de iktidar - muhalefet demeden iktidar partili milletvekillerimizin de yine hizmet, adalet ve Zonguldak adına tüm belediyeler iktidar partiliymiş gibi ilgilerini devam ettirmeleri için baskı yapalım.

Çalışmadan maaş alanlar!
Şimdi yeni seçilen belediye başkanları belediyelere borç tablosu asıyor.
Bu algı çabası yanlış.
Bu borçlar yapıldıysa karşılığında yapılanlar ortadadır.
Varsa karşılıksız harcamalar, fahiş harcamalar onları açıklayın.
Belediyelerde asıl sorun şu ki en başta Zonguldak Belediyesi geliyor; çalışmadan maaş alanlar.
Zonguldak Belediyesi’ne alınan pek çok kişi çalıştırılamıyor.
Alınmaları gereksizdi.
Hatta Ak Partili Selim Alan’ın aldığı bu isimler arasında çok sayıda CHP’li var.
Partileri hiç önemli değil.
İnanın değil.
Mesele ne kadar verimli çalıştırılıp çalıştırılamadıkları.
Mesela tefecilik yapanlar var.
Şimdi söz verilen pek çok isim daha var.
Nasıl olacak bu işler?
Başkan Tahsin Erdem tüm mali bilanço üzerinde çalışıp bir yol haritası belirleyecektir.
Kamuoyu da o yol haritasını merak ediyor.
Çalışanlar da.
Disiplin şart.
Çalışmayan, çalışmayacak olan, sırtını partiye, şu isime, bu meclis üyesine, falanca kuyumcuya yaslayıp kaytarmaya devam edecek olanlar uzatmadan istifalarını versin!
Böyle laçka bir belediye görüntüsü devam ederse adalet ve şeffaflık yalan olur!
Aynı durum diğer belediye ve sayın başkanlar için de geçerli!

Memurlar Lokali!
Devrek Belediye Başkanı Özcan Ulupınar’ın TTK Memurlar Lokali işletmecisi Sami Aydın’ı ziyaretini gördük.
Memurlar Lokali’nin kaçak bölümünün yıkım kararı ve devamındaki süreçte Zonguldak Belediye Başkanı Ömer Selim Alan’a daha üç gün önce sosyal medyadan aleni küfürler eden Aydın’a yapılan bu ziyaret çok ironik olmuş!
Siyasetin ve siyasetçinin ne hale düştüğünü gösteren durumlar bunlar.
Bu fotoğraf bize başka bir şey hatırlattı.
Vaktinde dönemin Belediye Başkanı Muharrem Akdemir’in tutarsız davranışları sonrası Sami Aydın inşaatını yapmış, Akdemir görmezden gelmişti.
Aydın, Memurlar Lokali’nin mühürlenmesini tınlamamış, mührü kırmış, mekanı kullanmaya devam etmiş ve bu durum nedeniyle şimdinin Belediye Başkanı Tahsin Erdem, o dönem grup başkanvekili olarak sürece ve tutarsızlığa isyan etmişti.
Bununla da kalmamış kendisini arayan Sami Aydın’ın sözleri sonrası karakola gidip şikayetçi olmuştu.
Baştan beri bu sürece yol veren Akdemir ve rakıya düşmüş bazı meclis üyeleri de Tahsin Erdem’e destek olmak için karakolun yolunu tutmak zorunda kalmıştı!
Neyse işte!
Memurlar Lokali ve benzer durumdaki yerler için bu saatten sonra süreç nasıl işleyecek?