Bir şeye karar verirken neden zorlanırız? Kararlarımız için bir adım atmamız gerekir de ondan. Atacağımız adımlar bizi mutlaka farklı yer ve durumlara götürecektir. Ama o kararı alırken, istem dışı başka şeyler de değişecektir. Yeni bir duruma adapte olurken, belki alışkanlıklarımız, belki çok sevdiğimiz yerler, belki de çevremizdeki insanlar değişecektir. İşte bir yandan hayatımıza yön vermek için deliler gibi arzu duyarken, diğer yandan hayatımızdan eksilmesini istemediğimiz şeyleri kaybedeceğimiz duygusunu yaşarız bazen bir kısır döngü içinde. Yanlış yapma korkusu, zihnimizdeki abartılı kurgularla birleşir, tümü bizleri bir karar alma konusunda kilitleyebilir. Oysa hayat zaten her gün pek çok seçenek sunar bize. Küçük büyük bir şeylere karar vermemizi ister. Aslında şunu bilmeliyiz ki, doğru ya da yanlış diye bir karar yoktur. Doğruyu ya da yanlışı düşündüren şey çoğu kez önyargılardır. Bazen de kararın bize hissettirdiği ruh halidir basitçe. Elbette insanların, doğanın veya toplumun zararına alınan ya da önemli değer yargılarının aleyhindeki kararlar değildir sözünü ettiğimiz. Kendi hayatımıza yön vermek adına kararlardır bahsettiğimiz. Hal böyle olunca, her karar biraz doğrudur, biraz da yanlış. Biraz iyidir, biraz da kötü. Bazı yönlerden kusurludur, bazı yönlerdense ideal. Yani, tıpkı hem siyahın hem de beyazın her zaman yan yana olması gibi. İşte bu yüzden karar verebilmek cesarettir. Trenle giderken makas değiştirmektir. Farklılıklara adapte olabilmek ve geçmişi artık değiştiremeyeceğimizi fark etmektir. Yeni deneyimlere yelken açarken, karşılaşacağımız yeni 'iyi ve kötülere hazırlıklı olmaktır. Her yeni kararın yeni bir bilgi ve yeni bir öğreti barındırdığını bilmek gerekir. İşte bu yüzden, her ne olursa olsun kararımız, eğer içimizden geliyorsa, değişime doğru bir adım atalım ve kararlarımızı cesurca verelim. Sonra da kendimizi tebrik edelim. Şunu bilmeliyiz ki, eninde sonunda biz bir karar vermemiş olsak bile, görünmez bağlarla bağlı olduğumuz kişiler, olaylar ya da hayat bir gün bizim için bir karar verecektir. O halde, şimdi derince bir nefes alıp, kendimize kızmayı bir kenara bırakalım. İyi ya da kötü pişman olmayı da düşünmeden, kararlarımıza odaklanalım ve yeni deneyimler için yeni adımlar atalım.