ULUSAL

Hemşireler sağlık çalışanı değil mi?

Abone Ol

Sağlık çalışanları, ek gösterge zammının sadece hekimlerle sınırlı tutulmasına tepki gösterdi.

Pratisyen hekim maaşlarına 2 bin 500 TL, diş hekimleri de dahil olmak üzere uzman hekim maaşlarına 5 bin TL ek gösterge zammı öngören düzenleme, TBMM Genel Kurulu’nda kabul edildi.

Twitter’da birçok sağlık çalışanı da #SağlıkEkipİşidir, #Doktorbakanlığı ve Hekim etiketleriyle tepkisini gösterdi.

En sert tepkilerden biri ise hemşirelerden geldi. Türk Hemşireler Derneği’nin açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“Biz  hemşireler  yıllardır  gerek  koruyucu  hizmetlerde  gerekse  tedavi  ve  rehabilite  edici  hizmetlerde,  nitelikli  ve güvenli, hem çalışanı, hem hizmet alanı, hem de ekibin diğer üyelerini gerçek anlamda doyurucu ve bütünleştirici bir  hizmetin  sunulabileceği  koşulların  sağlanması  için  çabaladık.  Sağlık  hizmetlerinde  ek  ödeme  ve  performans ödemelerinin adaletsizliğine dikkat çekmeye çalıştık. Çalışan ödemelerinin tek kalemde emekliliğe de yansıyacak şekilde  yapılması  için  mücadele  ettik.  Ancak  geldiğimiz  noktada,  her  geçen  gün  ağırlaşan  çalışma  koşullarımız altından  kalkılmayacak  hale  gelmiş,  maaşlarımız  açlık  sınırının  da  altına  düşmüş,  başta  Sağlık  Bakanlığı  olmak üzere  yetkililerin  bizleri yok sayan  yaklaşımıyla  da  mücadelemiz maddi ve manevi  varlığımızı  koruma mücadelesine dönüşmek zorunda kalmıştır. 

1 Aralık  2021  günü  TBMM’deki  tüm grupların  desteği  ile, 287  sıra sayılı  Kanun  Teklifine 8  maddelik  bir  ek  teklif verilmiş  ve  kabul  edilmiştir.  Kabul  edilen  düzenlemede  hekim  ve  diş  hekimlerinin  ücretlerinde  "merkezi  yönetim bütçesinden”  karşılanmak  üzere  ek  ödeme  yoluyla  iyileştirmeye  gidildiği;  yine  hekim  ve  diş  hekimi  emeklilerine yönelik  de  iyileştirme  yapılması  yönünde  düzenlemelerin  olduğu  anlaşılmaktadır.  Bu  düzenlemenin gerçekleştirilmesinde  COVİD-19  pandemisi  ile  bağlantılı  artan  iş  yükü  ve  riskli  koşullara  maruziyet  gerekçe gösterilmektedir.  İki  yıldır  tüm  dünyayı  etkisi  altına  alan  COVİD-19  pandemisi  ile  mücadelede  sağlık  sistemi  bir bütün  olarak  yer  almış,  pandeminin  yükünü  büyük  ölçüde  hemşireler  sırtlamıştır.

Dolayısıyla  bu  gerekçe hemşireleri  ve  diğer  sağlık  çalışanlarını  da  içermektedir.  Hemşireleri  ve  diğer  sağlık  emekçilerini  dışarıda bırakan bu teklifin ve  yasama organı kararının Anayasa’nın başta eşitlik ilkesine, çalışanların  korunması ödevine ve hukuk devleti ilkesine aykırı olduğunu düşünmekteyiz. Yasama organının bu ayrımcı uygulaması hemşirelerin ve diğer sağlık çalışanlarının maddi ve manevi varlıklarını koruma hakkını da ihlal etmektedir. Çünkü emeğin karşılığı olması gereken bir ücret iyileştirmesinde emek verdikleri halde meslek grubu olarak ayrımcılığa uğramakta, mesleki onurları, mesleki kişilikleri hukuka aykırı bir tutumla zedelenmektedir. 

Buradaki hukuk ve adalet sorunu elbette hekimlere ve diş hekimlerine ek ödeme yolu ile ücret artışı sağlanması değil, artışın salt iki meslek grubu ile sınırlı tutulması, hemşirelerin ve sağlık ekibi üyelerine negatif bir ayrımcılık yapılmasıdır.  Türkiye’nin  tarafı  olduğu  pek  çok  sözleşmede  özellikle  de  Birleşmiş  Milletler  Ekonomik,  Sosyal  ve Kültürel  Haklar  Sözleşmesi’nin  7.  maddesinde,  Devletler çalışanlarına  emeklerine  uygun adil  bir  ücret  sağlamak ve eşitlik ilkesine uygun hareket etmekle yükümlü tutulmuştur. 

Kamuda  görev  yapmakta  olan  meslektaşlarımız  adına;  bizlere  yapılan  bu  negatif  ayrımcılığı  giderecek  bir  yasal düzenleme  yapılmasını,  açlık  sınırının  altında  kalan  maaşlarımızın,  insanca  yaşamayı  mümkün  kılacak  düzeye çıkarılmasını talep ediyoruz. 

Meslektaşlarımızı bizimle mücadele etmeye davet ediyor, mücadelemize katıldıkları sürece hakkımız olan bu  iyileştirilmenin  yapılması  hususunda  her  türlü  ulusal  ve  uluslararası  mücadeleyi  yürüteceğimizin sözünü veriyoruz.”