1940’li yıllar Zonguldak’ın yükseliş devrinin başladığı yıllar. Her yer bir fabrika, tesis ve işletmenin olduğu tıkır-tıkır çalıştığı yıllar. Vagonlar, vapurlar dolusu taşımacılık. Kömürde 24 saat üretim, 3 vardiya işçi çalışıyor. Üretim sahası çok geniş ve kopuk... Çalışanlara vardiya araları, tesislerde kurulmuş yüksek güçlü düdüklerle haber verilip değişim sağlanıyor. Bu düdükler Zonguldak’ın adeta sesli saat kuleleri… Kimi tazyikli hava, kimisi de buharla çalışan yüksek genlikli kornalar. Sivil savunma sirenleri kadar güçlü. Çalmaya başlayınca Zonguldak’ın her yerinden duymak mümkün. Lakin Çaydamar kuyu başında olan nedense çok ünlü olmuş. Meşhur “Çaydamar’ın Borusu”… Deyim olarak Zonguldak kültürüne girmiş. Sanırım yerleşim yeri ortasında ve etrafındaki yamaçların birbirine yakın olması ve ses gücünün rahatsız edici boyutlarda olmasından kaynaklanan kötü bir ünü var… Ne zaman birisi çok konuşsa, yüksek sesle bağırsa “Çaydamar’ın borusu gibi…” yakıştırmasını alıyor…

Bülent Ecevit Üniversitesi'nin tarihçesi ve Rektörleri Bülent Ecevit Üniversitesi'nin tarihçesi ve Rektörleri

Yüksel Yıldırım-2019

Fotoğraf canlandırmadır.

Editör: U. G.