Mondros Mütarekesi’nin 30 Ekim 1918 tarihinde imzalanmasından hemen sonra Osmanlı donanmasına ait harp gemilerinin Haliç’e çekilmesi, cephane ve silahlarının sökülmesi, denizaltıların torpidolarını karaya çıkarması, hatta ticaret yapan Rus gemilerinin listesinin çıkarılması istenmişti. Böylece Osmanlı'nın I. Dünya Savaşı’ndan kalan zayıf deniz gücü tamamen etkisiz hale getiriliyordu.

13 Kasım 1918’de 61 parçadan oluşan İngiliz, Fransız, İtalyan ve Yunan savaş gemilerinden kurulu işgal filosu İstanbul’a ulaştı. Aynı gün 3.500 İngiliz ve Fransız askeri karaya çıkarıldı, 2.000'i Beyoğlu’na yerleştirildi. Yaklaşık altı ay sonra, İzmir Yunanlar tarafından İngiliz ve Fransız desteğiyle işgal edildi. Bu süreçte Fransızlar da Zonguldak’a 8 Mart 1919’da, ardından 8 Haziran 1919’da Ereğli’ye asker çıkardılar. Böylece Karadeniz’in en önemli limanları işgal altına alındı.

Zonguldak Tarih Editörü Hayati Yılmaz Zonguldak’ta el konulan gemileri yazdı. Hayati Yılmaz’ın yazısı şu şekilde:

Kamil Altun geleceğin yıldızlarına öğüt verdi!
Kamil Altun geleceğin yıldızlarına öğüt verdi!
İçeriği Görüntüle

30 Ekim 1918’de imzalanan Mondros Mütarekesi’nden hemen sonra Osmanlı’nın elinde kalan harp gemilerinin tamamının Haliç’e çekilmesi, cephane, torpido ve topların sökülmesi, denizaltıların torpidolarını karaya çıkarmaları, ticaret yapan Rus gemilerinin listesinin çıkarılması hususları yer almakta ve bu şekilde Osmanlı’nın I. Dünya Savaşı’ndan geriye kalan zayıf donanması kontrol altına alınmaktaydı.

13 Kasım 1918’de İngiliz, Fransız, İtalyan ve Yunan savaş gemilerinden oluşan 61 parçalık işgal filosu İstanbul’a ulaşmış ve Haliç işgal edilmişti. Aynı tarihte 3.500 İngiliz ve Fransız askeri karaya çıkarılarak 2.000’i Beyoğlu’na yerleştirilmişti. Yaklaşık altı ay sonra Yunanlar, İngiliz ve Fransızların yardımıyla İzmir’i işgale başlamıştır. Aynı zamanda Fransızlar Zonguldak’a 8 Mart 1919’da asker çıkarmışlardı. 8 Haziran 1919’da Ereğli’yi de işgal eden Fransızlar böylelikle Karadeniz’de bulunan en önemli limanları da kontrol altına almışlardı.

Fakat önce Ereğli, sonra da 21 Haziran 1921 tarihinde Zonguldak limanları tekrar Türklerin eline geçmiştir. 1921 yılından sonra da Karadeniz’de deniz üstünlüğü sağlamak ve gemiler ile mühimmat veya Anadolu’ya kömür nakli yapılmasını güvence altına almak amacıyla deniz trafiğinin kontrol altına alınması mücadelesi başlamıştır. Hal böyle olunca Osmanlı donanmasının gemilerini İstanbul’a hapsetmesi ile elde bulunan az sayıdaki gemilerin artırılması gerekiyordu. Bu sebeple Karadeniz’de çok sayıda yabancı bandıralı gemiye el konuldu veya İstanbul’dan kaçırıldı. Bunların büyük çoğunluğu da Zonguldak sınırları içinde ya da Zonguldak’a kaçırılan gemiler oldu.

Kurtuluş Savaşı’nın tek denizde gerçekleşen çatışması bilindiği üzere Zonguldak’ta yaşanmıştır. Bilinmeyen ise Zonguldak’taki limanlarda veya açıklarında birçok gemiye el konulmuş olmasıdır.

İşte Zonguldak’ta el konulan gemilerin listesi ve hikâyesi:

  • Alemdar Vapuru

362 tonluk gemi İstanbul'da el konuldu ve Zonguldak Ereğli’ye kaçırıldı.

Alemdar, 1899’da Danimarka’da buharlı kurtarma gemisi olarak inşa edilmişti. 362 gros, 92 net tonluktu. Uzunluğu: 49,5 metre, genişliği: 8 metre, su kesimi: 4 metreydi. 510 beygir gücünde buhar makinesi vardı. Tek uskurluydu. Bir Danimarka şirketi tarafından kapitülasyonların sağladığı haklarla Marmara’da kurtarma gemisi olarak çalışıyordu. Birinci Dünya Savaşı’na girildiği zaman Çanakkale Boğazı’ndan dışarı çıkamayınca, 8 Kasım 1914 günü Osmanlı Hükûmeti tarafından el konuldu ve Alemdar adıyla limanda çalıştırılmaya başlandı.

1921 yılında İstanbul’da İşgal Kuvvetleri’nin kontrolündeyken, bir gemi kurtarma operasyonu bahanesiyle 23 Ocak günü İstanbul Boğazı’ndan çıkartılıp Ereğli’ye kaçırıldı. Fransızların gemiyi Ereğli açıklarında ele geçirmeye çalışması üzerine 27 Ocak 1921 günü gemi Ereğli Limanı’nda karaya oturtuldu. Daha sonra Trabzon’a götürüldü ve çok değerli hizmetlerde bulundu.

Kurtuluş Savaşı sonrasında Türkiye Seyr-i Sefain İdaresi’nin filosunda yer aldı. 1952’de iki kazanı da yenilendiyse de 1954’te hizmet dışı bırakıldı. 1960’ta petrol tankeri dubası oldu. 1982’de hurdaya gitti. Denizciler tarafından hep “Gazi Alemdar” olarak anıldı. Gemiden günümüze yalnızca bir feneri ve zabitan salonu masası kaldı.

  • Şahin Vapuru

300 tonluk gemi Zonguldak Ereğli'de el konuldu – 6 Eylül 1921

Millî Mücadele’ye iştirak eden gemilerimizin ilk sırasında gelen bu gemi, eldeki gemilerin en iyisiydi. Abranosyan Kumpanyası’na ait olan bu şilep, Ereğli’de el konulduktan sonra “Şahin” ismini almıştır. Bu ismiyle Kurtuluş Savaşı tarihimizde ölümsüz bir nam bırakmıştır.

Şahin, 1.200 tonluk, 7 mil süratinde ve o tarihte yaklaşık 25 yıllık bir gemiydi. El konulduktan sonra Ereğli’den gönderilen gemi, Trabzon Deniz Nakliyat Müfrezesi emrine verildi. Karadeniz’de nakliyata başlayan bu geminin her seferi bin bir macera ve mücadeleyle doludur. Her vakasında Yunan ablukasından kurtulabilmesi ancak onu sevk ve idare eden ellerin yetenekli ve usta gemiciliği sayesinde mümkün olabilmiştir.

Sakarya Muharebesi’nden sonra Büyük Taarruz için hazırlanan ordumuz adına Almanya’dan satın alınan 30 adet uçağın yurda getirilmesi görevi Şahin Vapuru’na verilmişti. Uzun bir yolculuk ve maceradan sonra bu uçaklar ambalaj hâlinde Nevroseski’ye ulaşabildi. Şahin Vapuru’nun bu Nevroseski seferi çok gizli tutuldu. Ruslar tarafından yükleme için gemi çimento fabrikası rıhtımına yanaştırıldı.

  • Rusumat Gemisi

85 tonluk Rus gemisi – 10 Haziran 1920’de Ereğli’de Anadolu Donanması’na katıldı

1900 yılında İngiltere’de balıkçı gemisi olarak inşa edildi. 1913’te Osmanlı İmparatorluğu Gümrük Dairesi tarafından satın alındı ve adı “Rusumat 4” oldu. Birinci Dünya Savaşı’nın başlamasıyla Osmanlı Donanması emrine verildi, mayın tarama gemisi olarak kullanıldı.

1919 yılında Ereğli Limanı’nda el konuldu ve Millî Mücadele’ye katıldı. Karadeniz sahilleriyle Rusya arasında silah, cephane ve ihtiyaç malzemesi taşımaya başladı. 30 Eylül 1921 tarihinde Yunan donanmasının ateşi üzerine Görele Burnu’nda karaya oturdu. 14 Ekim 1921’de ise Yunan donanmasının yoğun ateşiyle battı.

  • Samsan (Gazal Römorkörü)

455 tonluk gemi Zonguldak Ereğli'de el konuldu – 6 Eylül 1920

Gemi personeli tarafından kaçırılıp Kurtuluş Savaşı’na katılan Gazal Römorkörü, 1910’da inşa edildi. 182 gros tonluk olup teknesi çelik saçtandı. Uzunluğu: 30,1 metre, genişliği: 6,7 metreydi. "G.T. Gray" yapımı, 2 silindirli buhar makinesi vardı ve 12 mil hız yapabiliyordu. 1912’ye kadar İstanbul sularında, İngiliz bayrağı altında "Underwriter" adıyla çalıştı.

1912 yılında Osmanlı Hükûmeti tarafından alındı. 1921’de Zonguldak’ta el konularak Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükûmeti’nin kontrolüne geçti. 1923 yılı Aralık ayında da Seyr-i Sefain İdaresi’ne devredildi. 1954’te hizmet dışı bırakılarak sökülmek üzere satıldı.

  • Dana Yelkenlisi

200 tonluk gemi – 6 Eylül 1920’de Zonguldak Ereğli’de el konuldu

Gazal’ın yedeğinde bulunan 200 tonluk bu yelkenli gemiye 6 Eylül 1920 tarihinde el konulmuştur.

  • Ereğli Vapuru

100 tonluk Beyaz Rusya bandıralı gemi – 16 Nisan 1922’de Zonguldak’ta el konuldu

Zonguldak Liman Müdürlüğü’nce el konulup, Samsun Bahriye Mahkemesi’nce onaylanarak bu Yunan motoru "Ereğli Vapuru" ismiyle nakliye filomuza katıldı. Daha çok taşıma amacıyla kullanılan gemi, 19 Haziran 1922 tarihinde Samsun–İnebolu seferi sırasında önce karaya oturdu, sonra battı.

  • Amasra Vapuru

Beyaz Rusya bandıralı gemi – 16 Nisan 1922’de Zonguldak’ta el konuldu

Zonguldak Liman Müdürlüğü’nce el konulup, yine Samsun Bahriye Mahkemesi’nce onaylanarak “Amasra Vapuru” ismiyle nakliye filomuza katıldı.

20 Haziran 1922 tarihinde Güverte Üsteğmen Lütfü Emin Bey tayin edildi. Geminin güvertesine ray döşendi, ambarları yeniden düzenlendi ve mayın döşeyecek konuma getirildi. Kurtuluş Savaşı boyunca mayın ve karakol gemisi olarak kullanıldı. Savaş sonrası satıldı.

Zonguldak Limanı’nda bulunan 100 tonluk “İnapa” ile “İslavonya” isimli Beyaz Rus bandıralı gemilere de 16 Nisan 1922’de el konularak isimleri sırasıyla "Ereğli" (İnapa) ve "Amasra" (İslavonya) olarak değiştirildi. Ayrıca Zonguldak Liman Müdürlüğü (Reisçiliği), el koyduğu iki Yunan motorunun isimlerini değiştirerek “Ereğli” ve “Zonguldak” isimleriyle nakliye filomuza katmıştır.

Bir gemiyle Zonguldak açıklarından geçen ve Samsun’a demir atmasından sonra başlayan Kurtuluş Savaşı, Karadeniz’in iki önemli limanı olan Zonguldak ve İnebolu’da deniz üzerindeki mücadeleyle ivme kazanmıştır. Kurtuluş Savaşı derinlemesine incelendiğinde, Zonguldak’ın deniz üzerinden verdiği katkının ne kadar önemli olduğu daha iyi anlaşılmaktadır.

Ayrıca Zonguldak’tan Anadolu’ya gönderilmek üzere, Zonguldak Limanı’ndan İnebolu’ya sandallarıyla kömür taşıyan denizcilerimize de şükran duymalıyız.

Kurtuluş Savaşı’nın henüz bilinmeyen denizlerdeki bu mücadelesi, Zonguldak tarihi nezdinde günümüzde yavaş yavaş gün yüzüne çıkıyor.