-Editörün notu-
Şehir ve siyaset üzerine küçük bir anekdot paylaşmak gerekirse;
Zonguldak’ta siyaset yapmanın zorluğunu yapmayan pek anlayamaz.
Sonradan gören, sonradan gelen, tepeden inen, hazıra konan hiç anlayamaz.
Zonguldak’ta siyaset yaparken en doğruyu yakalayabilmek için geçmiş yılların tecrübesini mutlaka gözden geçirmek gerekir.
Geçmiş isimlerin, milletvekillerinin, belediye başkanlarının ve diğer siyasi temsilcilerin yaşadıklarını, yaşattıklarını ve kente verdikleri zararları iyi irdelemeyen, doğru sonuçlar çıkarmayanların uzun süre tutunma ve başarılı olma şansı yoktur.
Kendi aklını ortak aklın üstünde tutan, liderine tutunurken partisinin değerlerini yok eden, altındakini ezen, şahsi kararlarını en doğru karar görenlerin en büyük zararları kendine ve şehre olmuştur.
Şehrin her köşesinden açılan samimiyetsizlik pazarından beslenenlerin siyasi ömürleri de hep kısa oldu.
Makamlar geldi geçti, kendisini vazgeçilmez görenlerin yüzlerine bakılmaz oldu!
Toplum odaklı çıkarların değil kişi odaklı çıkar ilişkilerin sonunda birbirini yiyen adamlar gördük bu güne kadar.
Siyaseti yamyamlaştıranların aynı yamyamlara yem olduğunu da çok gördük!
Zaman su gibi aktı Zonguldak yıllarını kaybetti.
Değişen ne oldu?
Hiçbir şey!
Aynı hastalıklı siyaset.
Aynı kişiliksiz siyaset.
Aynı yamyam siyaset.
Her siyasetçi kendi sonunu hazırladı!
Birileri itildi birileri intihar etti.
Sonuçta hep Zonguldak kaybetti!