TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu’nda zeytinlik alanların kıyımının önünü açacağı madencilik faaliyetlerine açılmasını öngören kanun teklifi görüşülüyor. Bu görüşmede TBB Çevre Komisyonu üyesi Yakup Okumuşoğlu da saldırıya uğradı.

Komisyonda arbede yaşandı. Muhalefet milletvekilleri, çevre hakkı savunucularını ve hukukçuları TBMM Sanayi Komisyonu toplantısına almak istedi. Meclis korumaları, listede yer almayan kimseyi içeri alamayacaklarını belirtti. AKP ve muhalefet vekilleri arasında tartışma çıktı. Komisyon Başkanı Mustafa Varank ve CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal arasındaki tartışma AKP Eskişehir Milletvekili Nebi Hatipoğlu’nun Sarıbal’ı ittirmesi ile büyüdü.

“BİZLER DIŞARIDA BEKLEMEYE MAHKUM EDİLDİK”

Kızılelma’dan Akıncı’ya: Milli gücün maketleri sergilendi!
Kızılelma’dan Akıncı’ya: Milli gücün maketleri sergilendi!
İçeriği Görüntüle

Türkiye Barolar Birliği'nin Çevre Komisyonu üyesi avukat Yakup Okumuşoğlu, yaşanan arbedede yere düştü. Avukat Yakup Okumuşoğlu, yaşanılan gerginliği şöyle anlattı: “Bugün meşhur maden kanununa imtiyazlar getiren, çevre kanununu ortadan kaldıran, ÇED yönetmeliği hükümlerini pasifize eden, arkadan dolanan, baypas eden, pek çok idari izin ve işlemi aradan çıkartan bir yasa tasarısının görüşülmesi için komisyona geldik. Türkiye Barolar Birliği Çevre Komisyonu Üyesi olarak buraya geldik. Önceden de bilgi verildi fakat tarafımız komisyon toplantı salonuna kabul edilmedi. Dışarda korumalar, arkada memurlar ile karşı karşıya geldik. Bizi yerlerde sürükleyerek koridorun dışına attılar. İçeride madenciler hep beraber şirket temsilcileri yasalarını görüşüyorlar. Canları nasıl istiyorsa öyle bir yasa çıkartacaklar ve bunları da ‘Eşit, tarafsız ve yasa yapma tekniğine uygun bir yasa’ diyecekler ve bu yasa yarın öbür gün hepimizin önüne gelecek. Biz mahkemelerde yurttaşların haklarını savunurken bu yasalara takılacağız. Bu yasaların bu şekilde çıkması nedeniyle ülkemizin her tarafı delik deşik olacak ve zeytinlikler, tarım arazileri, mera arazileri ve ormanlar bunların elinde kalacak. Yapılanın son derece dengesiz ve adaletsiz bir iş olduğunu söylemek istiyoruz. Hukuku baypas ettiğini anlatmaya çalışıyoruz fakat sesimizi duyuramıyoruz. Komisyon toplantısına bile bizi sokmuyorlar. Çok üzgünüm. TBMM’de halkın sesini duyurabileceği, sözünü söyleyebileceği bir alan yaratılmış değil. Bizler dışarda beklemeye mahkum edildik.''